Hz. Ebubekirin fazileti,Hz. Ebubekirin faziletleri,


4348 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ebu Bekr Radıyallahu anh, Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm'ın yanına girmişti. Aleyhissalatu vesselam:

"Mujde. (Ey Ebu Bekr!) Sen Allah'ın ateşten azad ettiği kimsesin!"

buyurdular. İşte o gunden itibaren Hz. Ebu Bekr, Atik (azadlı) diye isimlendirildi."

Tirmizi, Menakıb, (3679).

4349 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:

"Cebrail aleyhisselÂm yanıma gelerek elimden tuttu ve bana ummetimin gireceği cennet kapısını gosterdi."

Hz. Ebu Bekr atılıp:

"Ey Allah'ın Resulu! Ben o sırada seninle olmayı ne kadar isterdim, ta ki ona ben de bakayım!" dedi.

Aleyhissalatu vesselam:

"Ey Ebu Bekr, ummetimden cennete ilk girecek kimse olman sana yetmez mi!" karşılığında bulundular."

Ebu Davud, Sunnet 9, (4652).

Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:

"Nezdimizde bir eli(ihsanı) bulunan hic kimse yoktur ki, o ihsan sebebiyle biz ona (misliyle veya daha fazlasıyla) karşılıkta bulunmayalım. Ancak Ebu Bekr bundan haric. Cunku, onun nezdimizde yardım varsa da, onun karşılığını Kıyamet gunu ona Allah verecektir. Bana Ebu Bekr'in malı kadar kimsenin malı faydalı olmadı. Benim musluman olmasını teklif ettiğim herkesten bir zorluk gordum, Ebu Bekr haric. Zira o teklifim karşısında hic tereddud etmeden kabul etti. Eğer kendime bir dost (halil) ittihaz etseydim, mutlaka Ebu Bekr'i dost edinirdim. Haberiniz olsun, arkadaşınız Allah TeÂla'nın dostu (halilullah'tır)."

Tirmizi, Menakıb, (3662).

Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm (bir gun) halka hitap ederek buyurdular ki:

"Allah TeÂla Hazretleri bir kulunu, dunya ile nezdindekini tercihte muhayyer bıraktı. O kul, Allah'ın nezdindekini tercih etti."

Bu soz uzerine Hz. Ebu Bekr ağlamaya başladı. Biz, Aleyhissalatu vesselam'ın, Allah tarafından muhayyer bırakılan bir kul hakkında verdiği haber sebebiyle onun ağlamasına hayret ettik. Meğer, muhayyer bırakılan o kul Aleyhissalatu vesselam'ın kendisi imiş. Meğer bunu en iyi anlayan da aramızda Ebu Bekr imiş.

Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: "Sohbetiyle olsun malıyla olsun bana en ziyade ikramda bulunan Ebu Bekr'dir. Eğer, ben Rabbimden başkasını halil (dost) tutacak olsaydım, mutlaka Ebu Bekr'i halil edinirdim. (Allah arkadaşınızı kendine halil kıldı). Ancak (aramızda) İslam kardeşliği ve İslam muhabbeti var ((bu) efdaldir).

Mescide acılan (hususi) hicbir kapı bbırakılmayıp, hepsi kapatılacak, sadece Ebu Bekr'in kapısı acık bırakılacak."

Buhari, Fezailu'l-Ashab 3, Menakıbu'l-Ensar 45, Mesacid 80; Muslim, Fezailu's-Sahabe 2, (2382); Tirmizi, Menakıb, (3661).

Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm'ın yanında oturuyordum. Derken, Ebu Bekr radıyallahu anh elbisesinin eteğini tutarak cıkageldi. Oyle ki, dizleri acılmış durumdaydı. Aleyhissalatu vesselam (onu bu halde gorur gormez):

"Arkadaşınız biriyle cekişmiş olmalı!" buyurdular. Ebu Bekr selam verdi ve:

"(Ey Allah'ın Rasûlu!) Benimle İbnu'l-Hattab arasında bir şey (tatsızlık) oldu. Uzerine yurudum, sonra da pişman oldum. Beni affetmesini taleb ettim, kabul etmedi. Bunun uzerine sana geldim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:

"Ey Ebu Bekr! Allah sana mağfiret etsin!" buyurdu ve bunu uc kere tekrar etti. Sonra da Omer radıyallahu anh, davranışından pişman oldu. Ebu bekr radıyallahu anh'ın evine gitti ve:

"Ebu Bekr evde mi?" diye sordu. "Hayır!" cevabını alınca, o da doğru Aleyhissalatu vesselÂm'ın yanına geldi ve selam verdi: Aleyhissalatu vesselam'ın yuzu (ofkeden) renk renk olmaya başladı. Bu hal, Hz. Ebu Bekr radıyallah'ı korkuttu. derhal diz cokerek:

"Ey Allah'ın Resûlu! Bu meselede (hata benim), ben zulmettim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam (hepimize):

"Allah beni size (peygamber olarak) gonderdi. Size tebliğ ettiğim zaman hepiniz bana: "Sen yalancısın" dediniz. Ebu Bekr ise: "Doğru soyledin" dedi ve bana canıyla, malıyla yardımcı oldu. Siz arkadaşımı bana bırakırsınız değil mi?" buyurdular ve iki veya uc kere, bu sozu tekrar ettiler."

Ebu'd-Derda der ki: "Bundan sonra, (Resûlullah'ın hatırı icin) Ebu Bekr'e hic eziyet edilmedi."

Buhari, Fezailu'l-Ashab 5, Tefsir, A'raf 3.

İbnu Omer radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm'ın hastalığı şiddetlenince, kendisine cemaate namazı kimin kıldıracağı soruldu:

"Ebu Bekr'e soyleyin, halka namazı o kıldırsın!" buyurdular. Hz. Aişe radıyallahu anha:

"Ebu bekr yufka yurekli bir kimsedir, senin yerinde namaza duracak olsa (dayanamayıp ağlar ve ağlamaktan halka kıraati duyuramaz, (namaz kıldırma işini) Omer'e emretseniz!" dedi. Aleyhissalatu vesselam yine: "Ebu Bekr'e soyleyin, namazı kıldırsın!" buyurdular. Hz. Aişe onceki sozunu tekrar etti. Aleyhissalatu vesselam: "Ona (Ebu Bekr'e) emredin, namazı kıldırsın!" dedi ve:

"Siz (kadınlar) kendi kafanıza gore duzende Hz. Yusuf'un kadın arkadaşları gibisiniz!" diye soylendi."

Buhari, Ezan 46.

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm'ı vefata goturen hastalığı şiddetlendiği zaman, halka namazı Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh kıldırıyordu. Pazartesi gunu, cemaat saf olmuş halde namaza durduğu sırada Aleyhissalatu vesselam hucresinin perdesini actı, ayakta olduğu halde bize bakıyordu. Yuzu sanki bir mushaf yaprağı gibi (ucuk) idi. Sonra tebessum ederek guldu. Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm'ı (boyle) gormenin sevinciyle namazı bozayazdık. Hz. Ebu Bekr derhal safta namaz kılmak uzere geri cekildi. Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm7ın namaza geldiğini zannetmişti. Ancak Aleyhissalatu vesselam, bize işaret ederek namazı tamamlamamızı soyledi ve perdeyi indirdi. O gun vefat etti."

Buhari, Ezan 46, 94, Amel fi's-Salat 6, Meğazi 83; Muslim, Salat 98; Nesai, Cenaiz 7, (7, 4).

Urve rahimehullah anlatıyor: "Abdullah İbnu Omer'e muşriklerin Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm'a yaptıkları kotuluklerin en fenası hangisi idi?" diye sordum. Şunu anlattı:

"Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm namaz kılarken Ukbe İbnu Ebi Mu'ayt'ın kendisine gelerek ridasını boynuna gecirip şiddetli şekilde boğduğunu gordum. O sırada Ebu Bekr radıyallahu anh gelerek onu itti ve:

"Sen, Rabbim Allah'dır dediği icin mi bir adamı oldurmek istiyorsun? O size Rabbinizden acık hukumler getirdi!" dedi."

Buhari, Fezailu'l-Ashab 5, Menakibu'l-ensar 29, Tefsir, Mu'min 1.

Sufyan rahimehullah dedi ki: "Kim, Hz. Ali'nin imamete, Hz. Ebu Bekr ve Hz. Omer'den daha cok hak sahibi olduğu kuruntusuna duşerse, Hz. Ebu Bekr'i, Hz. Omer'i, Muhacirleri ve Ensarları toptan hatakÂrlıkla itham etmiş olur. Bu bozuk akidesiyle onun amelinin semaya yukseleceğini zannetmiyorum."

Ebu Davud, Sunnet 8, (4630).