İstihÂre Ve MuşÃ‚vere ayet hadis ve izahları,
İstihÂre ile ilgili hadisler,
istihare ye nasıl yatılır,

Âyetler



1 “İş hakkında onlarla muşÃ‚vere et!”

Âl-i İmrÂn (3), 159

Bu Âyet-i kerîmenin baş tarafında Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e, mu’minlere merhametli olması, onlara yumuşak davranması, onları bağışlaması ve bağışlanmaları icin dua etmesi emredildikten sonra, yukarıdaki tÂlimat verilerek “iş hakkında onlarla muşÃ‚vere et!” buyurulmaktadır

Mu’minlerle muşÃ‚vere etme konusu bir sonraki Âyetle birlikte ele alınacaktır

2 “Onlar işlerini aralarında muşÃ‚vere ile yuruturler”

Şûr sûresi (42), 38

Âyet-i kerîmenin baş ve son taraflarında mu’minlerin belli başlı ozellikleri sayılmaktadır Bu ozelliklerden biri de, işlerini kendi aralarında istişÃ‚re yoluyla halletmeleridir

MuşÃ‚vere ve istişÃ‚re, danışmak ve birbirinin goruşunu almak demektir Dunyanın en medenî insanı olan muslumanlar, hicbir işlerini zorbalıkla yapmazlar İclerinde goruş ve fikir sahibi olanlar, bir problemi cozmek icin bir araya gelirler, birbirine danışır ve goruşlerini alırlar

İstişÃ‚renin en guzel misÂlini Allah’ın Resûlu ortaya koymuştur Dinle ilgili konularda vahyi beklediği ve CenÂb-ı Hakk’ın buyruğuna gore hareket ettiği halde, savaş ve barış gibi toplumun tamamını ilgilendiren, hele savaş gibi olum kalım meselesi olup vahiyle ilgisi bulunmayan, goruş ve ictihad ile halledilen konularda ashÂbına danışır, onların goruşlerine başvururdu Bedir’de duşman kervanına saldırıp saldırmamak, Uhud Gazvesi’nde şehri iceriden mi savunmak, yoksa şehir dışına cıkıp duşmanla savaşmak mı daha uygun olur diye ashÂbının goruşlerini almıştı Resûlullah’ın vefatından sonra ashÂb-ı kirÂm da aynı şekilde hareket ettiler Halife secimi, dinden donenlerle savaş, fethedilen arÂzilerin kullanım şekli gibi hakkında Âyet veya hadis bulunmayan hususlarda hep karşılıklı goruşerek, birbirine danışarak cozum aradılar

İşte bu sebeple savaş, devlet yonetimi, ekonomi ve benzeri konuların her birinde, o sahalarda yetişmiş olan kimselerle istişÃ‚re ederek sağlıklı kararlar almak, İslÂmiyet’in başlıca prensiplerinden biridir

Burada unutulmaması gereken bir husus vardır Bir musluman ihtiyac duyduğu bir konuda bir iki kişinin goruşune başvurup onların kanaatlerini oğrenebilir; bu bir istişÃ‚redir ve bağlayıcı değildir Bu fikirlerden kendisine uygun geleni alıp uygulayabilir Ama bir devlet işinde, o konuda soz sahibi olanları bir araya getirip onların goruşlerine muracaat edilmişse, meşveret veya şûra denen bu nevi toplantılarda alınan kararlar bağlayıcıdır ve uygulanması zorunludur “Onlar işlerini aralarında muşÃ‚vere ile yuruturler” Âyetinin mÂnası da budur

Hadis

719 CÂbir radıyallahu anh şoyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tıpkı bir Kur’an sûresini oğretir gibi, bize her iş icin istihÂre yapmayı oğretirdi Şoyle buyururdu:

“Herhangi biriniz bir iş yapmak istediğinde, farz namazlardan ayrı olarak iki rekÂt namaz kılsın, sonra da şoyle desin:

Allahım! Sen her şeyi bildiğin icin, hakkımda hayırlı olanı bana da bildirmeni, senin gucun her şeye yettiği icin, beni başarılı kılmanı ve hayırlı olanı nasip etmeni, senin o buyuk kereminden niyaz ederim Cunku senin gucun her şeye yeter, benimki yetmez; sen her şeyi bilirsin, ben bilemem Şuphesiz sen gorulup bilinmeyenleri de bilirsin

Allahım! Eğer bu işin benim dinim, dunyam ve Âhiretim icin hayırlı olduğunu biliyorsan (rÂvi, sozun burasında Hz Peygamber’in hangi ifadeyi kullandığında tereddut etti Onun şoyle demiş olabileceğini soyledi: “şimdi veya daha sonrası icin hayırlı olduğunu biliyorsan”) onu yapmayı nasip et, kolaylık ver ve onu bana mubarek kıl Şayet bu işin benim dinim, dunyam ve Âhiretim icin kotu olduğunu biliyorsan (yine rÂvi, sozun burasında Hz Peygamber’in hangi ifadeyi kullandığında tereddut etti Onun şoyle demiş olabileceğini soyledi: “şimdi veya daha sonrası icin kotu olduğunu biliyorsan”) onu benden, beni ondan uzaklaştır Hayır nerede ise onu bana nasip et, sonra da gonlumu bu sonuca rÂzı kıl!” der ve isteyeceği şeyi soylerdi

BuhÂrî, Teheccud 28, DaavÂt 48, Tevhîd 10 Ayrıca bk Tirmizî, Vitr 18; İbni MÂce, İkÂme 188

Acıklamalar

İstihÂre, yapılması duşunulen bir işin hayırlı olması halinde, onu kolaylaştırması icin Allah TeÂlÂ’dan yardım dilemektir Bazan bir işi yapmak, bazan da yapmamak hayırlı olur İnsan o işin iyi mi, yoksa kotu mu olduğunu kestiremediği zaman, CenÂb-ı Hakk’ın yardımını niyaz eder Onun kendisine yol gostermesini, dini, dunyası ve Âhireti icin hayırlı olanı bildirmesini, onu yapmayı kolaylaştırmasını ve gonlunu o işe yatırmasını diler Şayet o işi yapmak dini, dunyası ve Âhireti icin hayırlı değilse, o işi kendisinden uzaklaştırmasını ve gonlunu o işten soğutmasını MevlÂ’sından ister

Eskiden beri insanlar, bir işin iyi mi, yoksa kotu mu olacağını bilemedikleri zaman, gelecekten haber verdiğini iddia eden sahtekÂrlara başvurmuşlar, tÂkip edecekleri hareket tarzı hakkında onlardan yardım istemişlerdir Onlar da insanların bu zaafından yararlanmak ve onları somurmek icin, geleceği asla bilemeyecekleri halde, cinlerin veya hayalî başka guclerin yardımıyla gaybı, yani ileride olacakları bildiklerini iddia etmişlerdir Buyucu, kÂhin, falcı, medyum gibi isimlerle insanları kandıran, ustelik onların inanclarını sarsan bu cıkarcılara gidilmesini şiddetle yasaklayan dinimiz (bk 1671-1680 hadisler), falcılara ve buyuculere gitmeyi icki icmek, kumar oynamak, hatta puta tapmakla bir tutmuştur [MÂide sûresi (5), 90]

İnsanlar, başlarına gelecek olayları bilemeyeceğine gore, yuce dinimiz bu konuda yapılabilecek yegÂne işin Allah’ın yardımını ve yol gostericiliğini istemek olduğunu belirtmiş, boylece insanların imanlarını sarsılmaktan, şahsiyetlerini de zedelenmekten korumuştur İşte bu sebeple Peygamber Efendimiz kucuk, buyuk, onemli, onemsiz her işi yaparken, onların iyi mi, yoksa kotu mu olduğunu kendisinden başka kimsenin bilemeyeceği yegÂne guce, yani Allah TeÂlÂ’ya istihÂre yaparak başvurulmasını tavsiye etmiş, ashÂbına da Kur’an’dan bir sûreyi oğretircesine istihÂre duasını oğretmiştir

İnsanın ustesinden gelemediği karışık ve capraşık işler, tereddude duştuğu haller, yapacağı iş konusunda kimin sozune veya goruşune değer vereceğini bilemediği durumlar karşısında, meseleyi Allah’a havÂle etmesi, onun yol gostericiliğine başvurması ve kendisine bir cıkış yolu gostermesini dilemesi gonlunu ferahlatır, icini rahatlatır İyi, faydalı ve meşrû olduğu bilinen işler icin istihÂre yapılmaz İstihÂreden beklenen sonucu alabilmek icin guclu ve samimi bir imana sahip olmak gerekir Allah’a gonulden bağlı kimseler, istihÂre edilen işin musbet olması halinde gonullerinde bir huzur, sevinc, neşe ve rahatlık duyarlar Boyle bir hÂl duyulmadığı zaman, istihare uc defa -bir rivayete gore yedi defa- tekrar edilebilir Buna rağmen gonulde iyi duygular uyanmazsa, o işten vazgecilmesi uygun olur Allah katında değerli olduğu sanılan insanlara başvurularak, onlardan kendileri icin istihÂre etmesi istenebilir

İstihÂre, yapılması duşunulen işle ilgili olarak duygu, duşunce ve meyiller henuz niyet ve karar safhasına gelmeden once yapılmalıdır

Gunun veya gecenin, namaz kılınması mekruh olan uc vakti dışında, abdest alıp iki rek’at namaz kılınacaktır Bazı İslÂm buyukleri, namazın birinci rek’atında, FÂtiha’dan sonra “Kul y eyyuhe’l-kÂfirûn” sûresinin, ikinci rek’atında yine FÂtiha’dan sonra “Kul huvallÂhu ahad” sûresinin okunmasını uygun gormuşlerdir Bununla beraber herkes istediği sûreyi okuyabilir Namazdan sonra hadîs-i şerîfte gecen istihÂre duası okunur ve hangi iş icin dua edildiği belirtilir İstihÂre yapılan işin soylenmeyerek gonulden gecirilmesi de yeterli olabilir

Hadislerde ve hadisle uğraşan İslÂm Âlimlerinin sozlerinde, bir işin iyi mi veya kotu mu olacağına dair, ruyada gorulecek renklerden soz edilmemiştir İstihÂre edilen işin hayırlı olduğu, gonulde o işin yapılmasına dair doğacak bir meyilden, bir rahatlık ve hafiflikten, o işle ilgili iyi ve guzel duygulardan anlaşılacaktır

İstihÂre hadisi CÂbir İbni Abdullah’tan başka Abdullah İbni Mes’ûd, Ebû Eyyûb el-EnsÂrî, Hz Ebû Bekir, Ebû Saîd el-Hudrî, Sa’d İbni Ebû VakkÂs, Abdullah İbni Abbas, Abdullah İbni Omer ve Ebû Hureyre gibi şohretli sahÂbîler tarafından da rivayet edilmiştir

Burada hadisin rivayetiyle ilgili bir konuya acıklık getirmek faydalı olacaktır Hadisimizin rÂvisi CÂbir radıyallahu anh’ın, duanın bir yerinde Hz Peygamber’in hangi kelimeyi kullandığından şuphe etmesi, onun dikkatsizliğini değil, hadîs-i şerîfi Peygamber Efendimiz’den duyduğu gibi rivayet etme titizliğini gosterir İşte bu sebeple Resûl-i Ekrem Efendimiz’in once “dinim, dunyam ve Âhiretim icin kotu olduğunu biliyorsan” buyurduğunu soylemiş, hemen arkasından, yine aynı anlamda, “şimdi veya daha sonrası icin kotu olduğunu biliyorsan” demiş olabileceğini belirtmiştir CÂbir radıyallahu anh’ın bu hadisi Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’den her iki şekilde duymuş olması da mumkundur

Hadîs-i şerîfteki “Allahım! Eğer bu işin benim dinim, dunyam ve Âhiretim icin hayırlı olduğunu biliyorsan” kısmının rivayetinde rÂvinin tereddut ettiğini, belki de Resûl-i Ekrem’in “şimdi veya daha sonrası icin hayırlı olduğunu biliyorsan” dediğini gormuştuk Her iki ifade, ilk bakışta, Allah TeÂlÂ’nın ilmi hakkında bir şuphe ve tereddut ifade etmektedir Hz Peygamber’in bu konuda bir şuphe ve tereddut gostermesi elbette duşunulemez Yanlış anlaşılabilecek bu ifadeleri Aliyyu’l-KÂrî “Y Rabbî, eğer senin ezelî ilminde bu işin benim hakkımda hayırlı olduğu kesinleşmiş ise” diye acıklamaktadır Sahîh-i BuhÂrî şÃ‚rihi Tîbî de bu ifadenin “Y Rabbî, sen bilirsin” demek olduğunu soylemektedir Bir işin, kulu hakkında iyi mi kotu mu olduğunu CenÂb-ı Hakk’ın bildiği şuphe goturmez

Hadisten Oğrendiklerimiz

1 İyi ve hayırlı olduğu bilinmeyen bir iş konusunda CenÂb-ı Hakk’ın yol gostermesini dilemek maksadıyla, Allah rızası icin iki rek’at namaz kılınır; sonra da istihÂre duası okunur

2 Namaz kılınması mekrûh olan uc vakit dışında, her zaman istihÂre namazı kılınabilir

3 İyi veya kotu, helÂl veya haram olduğu bilinen konularda istihÂre yapılmaz İstihÂre mubah olan işlerde yapılır

4 İyi veya kotu diye nitelediğimiz her işi yapan Allah’tır Ondan işlerimizi hayırla sonuclandırmasını niyÂz etmeli ve takdir buyurduğu sonuca da razı olmalıyız

5 Peygamber Efendimiz ummetini cok sever, işlerinin iyi bir şekilde sonuclanmasını gonulden ister, onlara hem dinleri hem de dunyaları icin faydalı olacak şeyleri oğretirdi