Abdurrahman bin Avf Radıyallahu Anh,


Kunyesi Ebu Muhammed’dir Cahiliye zamanında ismi Abdu Amr idi Annesinin adı ise Şifa’dır Fil Vak’ası’ndan on sene sonra 581 yılında doğmuştur Kendisi otuz yaşına geldiğinde Allah (Azze ve Celle)kulu Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e nubuvvet ve risalet gorevini verdi Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) icinde Abdu Amr’ın da olduğu beş kişiye İslÂm’ı takdim etti diğer dort kişi Osman bin Affan Talha Zubeyr Sa’d bin Ebi Vakkas (Radıyallahu Anhum)’dur Bu takdime istisnasız hepsi icabet ederek Musluman oldular Boylece Abdu Amr Musluman olan ilk sekiz kişiden birisi olarak şereflendi Musluman olunca Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) adını değiştirerek Abdurrahman koymuştur[1] AshÂbı Kiram icinde cennetle mujdelenen on kişiden biri olan Abdurrahman (Radıyallahu Anh)[2] Omer (Radıyallahu Anh) tarafından kendisinden sonraki halifeyi tayin etmeleri icin oluşturulan altı guzide sahÂbîden birisidir[3] İlk Muslumanların karşılaştıkları işkencelerle o da karşılaşmış onlarla birlikte sabır ve sebat gostermiştir İşkenceler dayanılmaz boyutlara ulaşınca da once Habeşistan’a oradan da Medine’ye hicret eden muhacirlerdendir Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Bedir’den itibaren kufurle yapılan butun savaşlara katılmış onemli yararlılıklar gostermiş ve bunların nişÃ‚nesi olarak da derin yaralar almıştı Hafız İbni Hacer’in bildirdiğine gore ozellikle Uhud’da yirmi bir yara almıştır Hatta ayağına aldığı bir yara sebebiyle topal hÂle geldiği anlatılmaktadır
Bilindiği gibi hicretin yedinci ayında mescit inşasının bitimi sırasında Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Muhacirler ile Ensar Medine’nin yerleşik halkından kırk beşerden doksan kişi arasında Medine’deki evinde kardeşlik ahdi yaptı[4] Boylece tarihin kaydettiği benzersiz dayanışma ve yardımlaşma muessesesi kurulmuş oldu Bu ahit esnasında Abdurrahman’a Sa’d bin er-RÂbi (Radıyallahu Anh) kardeş yapıldı Sa’d (Radıyallahu Anh) kardeşine hitaben:
−“Ben mal cihetiyle Ensar’ın en zenginiyim malımı ikiye boleyim İki tane de hanımım var Bak hangisi hoşuna giderse onu boşayayım iddeti bitince onunla evlenirsin” dedi Abdurrahman bin Avf (Radıyallahu Anh) da Sa’d (Radıyallahu Anh) a:
−“Allah ehlini ve malını sana mubarek kılsın” diye karşılık vererek ticaret yapılan carşılarını sordu Ona Beni Kaynuka carşısını gosterdiler Artık her gun o carşıya gider gelir keş ve yağ alıp satardı Boylece mehir verebilecek kadar para biriktirip Ensar’dan bir kadınla evlendi Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunun uzerine bir koyun ile de olsa velîme yemeği yedirmesini emretti[5]
Abdurrahman bin Avf (Radıyallahu Anh) başarılı bir tacirdi Malının coğunu ticaret ile elde etmişti Bu sayede sayılı zenginlerden olmasına rağmen malını Allah yolunda harcamaktan geri durmazdı Bunun en bariz misali de şudur: Aişe validemizden rivayet olunduğuna gore Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hanımlarına hitaben şoyle buyurdu:
“Sizin benden sonraki durumunuz beni cidden duşunduruyor Size ancak cokca vermeye gucu yeten tahammulu olanlar tahammul edeceklerdir” Sonra Aişe (Radıyallahu Anha) Abdurrahman bin Avf’ın oğlu Ebu Seleme’ye hitaben şoyle derdi:
−“Allah senin babana Cennet Selsebîli’nden icirsin! Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in hanımlarına kırk bin dinara diğer bir rivayette dort yuz bine satılan bir mal bahce vasiyet etmişti”[6]
Bir seferde Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tuvalet ihtiyacı icin arkaya kaldı Ondeki gurup ileride mola vermişti Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in gelmesi gecikince Abdurrahman bin Avf (Radıyallahu Anh) ın imamlığında sahÂbîler namaza durdular Henuz bir rek’at kılmışlardı ki Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanlarına geldi Onun gelişini farkeden Abdurrahman (Radıyallahu Anh) one gecmesi icin gerilemeye başladı Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de ona yerinde kalması icin işaret etti ve arkasında namaza iştirak etti[7] Omer (Radıyallahu Anh) da sabah namazı esnasında Ebu Lû’lû isimli Mecûsî tarafından hancerlenince Abdurrahman bin Avf (Radıyallahu Anh) ı elinden tutup mihraba gecirdi ve o da cemaate hafif bir namaz kıldırdı[8]
Abdurrahman bin Avf (Radıyallahu Anh) ın yonetim siyaset ve iktisattaki duşunceleri oldukca isabetliydi Bu alanlardaki bircok problemi gayet yerinde ve doğru fikirler ortaya koyarak cozume kavuştururdu Omer (Radıyallahu Anh) ın halife tayini icin tespit ettiği şûr heyeti cenazenin defnini muteakip toplandı Bu toplantıda Abdurrahman (Radıyallahu Anh) ihtilafı azaltacak ve secimi kolaylaştıracak şu zekîce teklifi yaptı:
−“Uc kişi secim reyini gonul hoşluğu ile diğer uc kişiye vererek secimden cekilsin” Bu teklif uzerine Zubeyr Ali’ye Talha Osman’a ve Sa’d bin Ebi Vakkas da Abdurrahman’a reylerini tahsis ederek secimden cekildiler Bundan sonra gene Abdurrahman (Radıyallahu Anh) Ali ve Osman (Radıyallahu Anhuma) ya bu uc kişiden birinin halife adaylığından ferÂgat ederek halkla istişare neticesinde halifenin tayini yetkisini o kimseye vermeyi teklif etti Ali ve Osman (Radıyallahu Anhuma) bu teklife sukût edince:
−“Oyleyse secim işiyle uğraşmayı bana veriyor musunuz? Allah uzerime şahittir ki ben sizin efdalinizi secmede adaletsizlik yapmayacağım” dedi Onlar da bu teklifi kabul ettiler Abdurrahman (Radıyallahu Anh) uc gun uc gece uyku uyumaksızın butun Musluman tabakalarıyla istişare yaparak genel arzuyu anladı Son yapılan hilafet toplantısında once Ali (Radıyallahu Anh) ı sonra da Osman (Radıyallahu Anh) ı layık oldukları şekilde ovdu onlara faziletlerini ikrar ederek secilene secilmeyenin itaat edeceğine dair inancını belirtip her ikisinden de sağlam bir mîsak aldıktan sonra Osman (Radıyallahu Anh) a:
“Ey Osman elini kaldır!” dedi ve ona bey’at etti Muteakiben Ali (Radıyallahu Anh) ve ardından da Medine ahalisi bey’at etti Boylece bu onemli ve kritik mesele sorunsuz olarak gonul hoşluğu ile halloldu[9]
65 hadis rivayet eden[10] Abdurrahman bin Avf (Radıyallahu Anh) hicretin 31 yılında 75 yaşında olduğu halde Medine’de vefat ederek daha yaşarken mujdelendiği ebedî saadet yurduna kavuştu Namazını Osman (Radıyallahu Anh) kıldırdı ve Cennetu’l-BÂki’ye defnedildi
Allah ondan razı olsun ve bizi kendisine komşu kılsın


[1] HÂkim 3/306
[2] Tirmizî 3992 İbni Mace 133
[3] BuhÂrî 3460 Muslim 567/78
[4] BuhÂrî 2121 Muslim 2529/204
[5] BuhÂrî 3549
Velîme: Evlenen kişinin bu mutluluğunu Musluman kardeşleriyle paylaşmak icin verdiği duğun yemeğidir Sunnet olan ise zifaftan uc gun sonra verilmesidir
[6] Tirmizî 3995-3996
[7] Muslim 274/81
[8] BuhÂrî 3461
[9] BuhÂrî 3465
[10] CevÂmîu’s-Sîre 260