hz ebubekirin comertliği,
hz ebubekirin kişiliği ve Yonetimi

TÂcir olarak genis bir kulture sahip olan Hz. Ebû Bekir, durustlugu ve takvÂsi ile ashÂb icinde ilk sirada yeralir.
Karakteri; yumusak huyluluk, cok dusunup cok az konusmak, tevÂzu ile belirgindi. Hz. Âise'nin rivÂyetine gore, "gozu yasli, gonlu huzunlu, sesi zayif" biri idi. CÂhiliye doneminde musrikler ona guvenir, diyet ve borc-alacak islerinde onu hakem tanirlardi. Rasûlullah'in en sadik dostu olan Ebû Bekir'in MirÂc olayinda sergiledigi sonsuz baglilik ornegi ona "es-Siddik" lÂkabini kazandirmistir. O bu olayda "O ne soyluyorsa dogrudur" demistir. Comertlikte ondan ustunu de yoktur. Butun malini mulkunu IslÂm icin harcamis, vefÂt ederken vasiyetinde, halifeligi muddetince aldigi maaslarin, topraklarinin satilarak iÂde edilmesini istemis ve geride bir deve, bir koleden baska birsey birakmamistir. Dort esinden alti cocugu olan Ebû Bekir, kizi Âise'yi Rasûlullah ile hicretten sonra evlendirmistir (Tabakat-i Ibn Sa'd, VI, 130 vd.; Ibnu'l-Esir, II, 115 vd).

Hicret sirasinda magarada iken ayagini bir yilan soktugunda ve ayagi acidiginda o sirada dizine yatip uyumus olan Peygamber'i uyandirmamak icin sesini cikarmamasi, aglarken Hz. Peygamber uyanip ne oldugunu sordugunda, "Anam-babam sana fed olsun ya Rasûlullah" demesi olayi Ebû Bekir'in Rasûlullah'a olan bagliliginin orneklerinden sadece biridir. Hz. Ebû Bekir'in beyaz yuzlu, zayif, dogan burunlu, sakallarini kina ve civit otuyla boyayan sakin bir adam oldugu rivÂyet edilir (Ibnu'l Esir, el-KÂmil fi't-TÂrih, II, 419-420). Rasûlullah'tan sonra bu ummetin en hayirlisi Ebû Bekir'dir. O, Hz. Peygamber'in veziri, fetvÂlarda en yakini idi. Rasûlullah'in, "insanlardan dost edinseydim, Ebû Bekir'i edinirdim" (BuhÂri, SalÂt, 80: Muslim, MesÂcid, 38: Ibn MÂce, Mukaddime, II) ve "Herkeste iyiliklerimin karsiligi vardir, Ebû Bekir haric" demesi ve son hutbesinde, "Allah, kullarindan birini dunya ile kendi katinda olan seyleri tercih hususunda serbest birakti; kul, Allah katinda olani tercih etti'' diye Ebû Bekir'i ovmesi ve mescide acilan tum kapilari kapattirip yalniz Hz. Ebû Bekir'in kapisini acik birakmasi ona verdigi degeri gostermektedir. Hz. Ebû Bekir'in nasslara aykiri hicbir gorusu bize ulasmamistir, cunku boyle bir reyi yoktur. Ebû Bekir nÂsih sunneti cok iyi biliyor, Rasûlullah'i herkesten cok taniyordu. Bu yuzden hilÂfetinde kendisine karsi icte muhÂlif bir hareket olmamis ve fitneler gorulmemistir (BuhÂri, FedÂilu'l-AshÂbi'n-Nebî, 3 ). ihtilÂf veya ihtilÂflarda cozumsuzluk, bid'atler onun devrinde yasanmamistir. "Uzulme, Allah bizimle beraberdir" buyuran Rasûlullah'in haberi sanki lÂfizda ve mÂnÂda Hz. Ebû Bekir'de zÂhir olmustur (Ibn Teymiye, Kulliyat Tercumesi, Istanbul 1988, IV, 329).

Kaynaklarda onun, "Ben ancak Rasûlullah'a tÂbiyim, birtakim esaslar koyucu degilim" diye kararlarinda cok titiz davrandigi zikredilir (Taberî, IV, 1845; Ibn Sa'd, III, 183). Bir meseleyi hallederken once Kur'Ân'a bakar, bulamazsa Sunnet'te arastirir, orda da bulamazsa ashÂbla istisÂre eder ve ictihad ederdi. Ganimetin bolusumu meselesinde MuhÂcir-EnsÂr esitligi'nin ihtilÂfa yol acmasinda Omer'in MuhÂcirlere daha cok pay verilmesini savunmasina ragmen ganimeti esit olarak bolusturmustur. O sebeple hilÂfetinde huzursuzluk cikmadi. Rasûlullah ve kendisi, bir mecliste bir anda verilen uc talÂki bir talÂk saymislar, bu daha sonra-bircok "maslahat geregi" diye yapilan degisiklik gibi- uc talÂk sayilmistir. Yani Ebû Bekir, Rasûlullah'in tum uygulamalarini aynen tatbik etmek istemis; bazen -kalpleri IslÂm'a isindirmak istenenlere toprak vermesi gibi- maslahat geregi veya zamanin degismesiyle hukumlerin degismesini soyleyen ashÂbina uymustur. Muslumanlar henuz otuzsekiz kisiyken Mekke'de Mescid-i Haram'da IslÂm'i teblig eden ve musriklerce dovulen Ebû Bekir'e hilÂfetinde "Halifet-u Rasûlillah" denilmis, sonraki halifelere ise "Emîru'l-Mu'minîn" denilmistir. MÂlî islerini Ebû Ubeyde, kadilik ve kaz islerini Hz. Omer, kÂtipligini Zeyd b. SÂbit ve Hz. Ali, baskumandanligini UsÂme ve Halid b. Velid yapmistir. Medine DÂru'l-IslÂm'in baskenti olmus, Mekke, Taif, San'a, Hadramevt, Havlan, Zebid, Rima, Cened, Necran, Cures, Bahreyn vilÂyetlere ayrilmistir. Yonetimi merkezî olup, ganimetlerin beste biri Beytu'l-Mal'de toplanmistir.