Namaz ve onemi,
Namazın onemi hakkında bilgi,
Namaz hakkında bilgi

Her şeyi yoktan var eden, bizi insan olarak yaratan ve sayısız nimetlerle donatan Allah’a şukranda bulunmak, teşekkur etmek en başta gelen insani gorevimizdir Allah’a şukretmek dil, kalp ve bedenle olur Şukrun butun bu kısımlarını toplayan bir ibadet şekli vardır ki, o da namazdır

Namaz, alemlerin Rabbi olan Allah’a ibadet ve kulluğun tayin ve tespit olunmuş en mukemmel şeklidir

Namaz, Allah TeÂla’nın gorduğumuz, gormediğimiz, bildiğimiz, bilmediğimiz, bitmez tukenmez nimetler ve ihsanlarına karşı şukranlarımızı sunmaktır

Namaz, işlediğimiz gunahlardan arınmak, işleyeceklerimizden de korunmak icin kalbimiz, dilimiz ve butun varlığımızla yaptığımız kulluk gorevidir

Namaz insanı gunahlardan arındıran, kotuluklerden alıkoyan, ruhu temizleyip kalbi aydınlatan en guzel bir ibadettir Bunun icindir ki, Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de: “Ey Muhammed, kitap’tan sana vahy olunanı oku Namazı dosdoğru kıl, muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve fenalıktan alıkoyar Allah’ı anmak ne buyuk şeydir Allah yaptıklarınızı bilir” [1]

Hud Suresinin 114 ayetinde ise mealen şoyle buyrulmaktadır: “Gunduzun iki ucunda (yani sabah, oğle ve ikindi vakitlerinde) ve gecenin gunduze yakın zamanlarında (akşam ve yatsı vakitlerinde) namazı dosdoğru kıl, doğrusu iyilikler kotulukleri giderir Bu iyi duşunenlere bir oğuttur”[2]

Her namaz bir iyilik olduğuna gore, namaz kılmaya devam eden bir mu’minin gecmişte işlemiş olduğu kucuk gunahlarının affedileceği ayet-i kerimeden anlaşılmaktadır Hz Osman’ın Resul-i Ekrem efendimizden rivayet ettiği bir hadis-i şerif ‘e gore: “Herhangi bir musluman temizlenir, usulune gore abdest alarak beş vakit namazını kılarsa, kıldığı bu namazlar, iki namaz arasında işlemiş olduğu kucuk gunahlarına kefaret olur”[3]

Gunde beş defa namaz kılmak, kadın erkek her muslumanın uzerine farzdır İnsan bu ibadeti yerine getirmek suretiyle gonlunu Allah’a bağlar ”Beni anmak icin namaz kıl” mealinde olan ayetin işaret ettiği sır ve hikmet budur[4]

Yuce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de;

Hz Lokman’ın evladına; “Oğulcağızım, namazını dosdoğru kıl”[5] diye oğut verdiğini bildirmekte; “Hz İsmail’i kavmine namaz kılmayı emrettiği icin ovmekte ve Hz İsa’ın beşikte iken mucize olarak konuştuğunda yaşadığım muddetce bana namaz ve zekatı emretti”[6] dediğini haber vermektedir

Bu ayetler gostermektedir ki, namaz gecmiş ummetlere de farz kılınmış bir ibadettir

Dînî bir gorev olan namaz, imanın işÃ‚reti kalbin ışığı, ruhun kuvveti, bedenin koruyucusu ve sevgili peygamberimizin ifadesiyle “Mu’minin mi’racıdır”[7]

Manevi bir yukselme ve mi’rac sırrına erme vesilesi olan namaz, insanı ruhen ve ahlaken yukselten onu Allah’a yaklaştıran bir ibadettir

Bu amacla, abdest alıp seccadesinin başına gelen ve Allahu ekber diyerek Allah’ın huzuruna duran kul; once, “Subhaneke” yi okur, “Allahım hamd ederek seni tesbih ederim, senin ismin mubarektir Sen yuceler yucesisin sen’den başka ilah yoktur

Sonra, “Eûzu billahi mine’ş-şeytanir-racim” Şeytan’ın şerrinden sana sığınırım

Daha sonra da, “BismillahirrahmÂnirrÂhim ” Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla başlarım” der

İşte butun bunlar Mirac merdiveninin birer basamağıdır Kul artık manevi bir asansore binmiştir

“Sen her şeyden munezzehsin Ya Rabbi! Hamd sana mahsustur İsmin de mubarektir Sen yuceler yucesisin, teksin, eşin ve benzerin yoktur Butun şerlerden sana sığınırım Her guzel işe senin isminle başlarım yaptığım her işte senin rızanı ararım”, diyerek derece, derece yukselir Boylece mÂn alemine doğru harekete gecmiş olan kul, Fatiha suresini okumaya başlar

“Hamd alemlerin Rabbi, rahmet ve merhameti sonsuz ve din gununun sahibi olan Allah’a mahsustur,” mealindeki ayetleri okurken perdeler tamamen acılmış, kul tam bu sırada huzura alınmıştır İşte bu esnada kul, “Allahım ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz” Diyerek ibadet ve ubudiyetini Rabbine arz eder Muhtac olduğu yardımı yine Rabbinden isteyerek şoyle der “Ya Rabbi! Yalnız senin huzurunda eğilir, alnımı secdelere korum Senden başkasına asla kul, kole olmam, Ya Rabbi muhtac olduğum yardımı da yalnız senden isterim Gercek manada yardım eden sensin, her şey senin iradene bağlıdır, senden medet olmadıkca hicbir kimse bana yardım edemez Allahım bizi doğru yola, ni’metine erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir”der[8] Arz-u halinin sonunda bir muhur mesabesinde olan “AMİN” kelimesini soyler

Fatihadan sonra bir sûre veya en az uc ayet okumak suretiyle ayakta durmayı tamamlayan kul ruku’a varır Uc defa “Subhane Rabbiye’l-azîm” Buyuk rabbimi tesbih ederim Daha sonra secdeye varıp uc defa “Subhane rabiye’l Â’l “ Yuce Rabbimi tesbih ederim Diyerek Rabbine mulÂki olur Nitekim Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerimde; “Secde et ve Allah’a yaklaş”[9] buyurarak, mÂn Âlemine yukselmenin ve Allah’a yaklaşmanın yolunun namazdan, namazın secdesinden gectiğini bildirmektedir

Bu şekilde kılınan namaz, Allah’ın rızasını kazanmaya ve cennet mutluluğuna ulaşmaya vesile olur

Resullah efendimiz veda haccında okuduğu hutbelerinde, ashabına hitaben, “Allah’tan korkunuz, beş vakit namazınızı kılınız , orucunuzu tutunuz, mallarınızın zekatını veriniz Emir sahiplerine itaat ediniz, bunları yaparsanız Rabbinizin cennetine giresiniz”[10] Buyurmuşlardır

Yine sevgili peygamberimiz bir gun etrafındaki ashabına: “Altı konuda bana soz verin, ben de sizin cennete girmenize kefil olayım“ Buyurduklarında; Eshap: “Ey Allah’ın Resulu onlar nelerdir? Dediler

Resulu Ekrem Efendimiz: “Namaz, zekat ve emanete riayet, nefsi zinadan, mideyi haramdan, dili kotu sozlerden korumaktır” Cevabını verdiler[11]

Yuce Allah, namaz kılan kulları icin ebedi mutluluk yurdu olan cennetler hazırladığını beyan ederek, şoyle buyurmaktadır: “İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp zekat verenlerin Rabb’leri katında ecirleri vardır Onlara hicbir korku yoktur ve onlar uzulmeyeceklerdir” [12]

Ne mutlu Allah’ın buyruklarına uyanlara

Ne mutlu cennete girip Rabbi’nin rızasına ulaşanlara