Mevlid kandili ile ilgili şiirler
Mevlid kandili şiirleri
Mevlit kandili şiiri

MEVLİD KANDİLİ

İcim icime sığmıyor
Bu gun bayram, bu gun mevlid kandili
Gozumden yağmur yağmıyor
Bu gun bayram dostlar, bu gun mevlid kandili

Bu gun alemlere rahmet doğdu
Doğdu da cihanı nura boğdu
Geldi alemin nuru karanlığı kovdu
Bu gun bayram, bu gun mevlid kandili

Sen, ben doğmuşuz ne cıkar
Diğer varlıkların ne hukmu var
İbrahim Allah’a dost, Muhammed ona yar
Bu gun bayram dostlar, bu gun mevlid kandili

Bu gun bayram, cunku Cuma gunudur
Bu gun bayram, cunku dua gunudur
Bu gun peygamberimin doğum gunudur
Bu gun bayram dostlar, bu gun mevlid kandili

Ac elini eyle dua,
İster suya, ister dağa,
Onunla erdik mutluluğa
Bu gun bayram, bu gun mevlid kandili

Kelimeler mutluluğuma etmiyor kifayet
Gonulden değil kalemdendir şikayet
Onunla geldi nur, onunla doğdu İslamiyet
Bu gun bayram dostlar, bu gun mevlid kandili

Sozum bitip sana veda ederken
Elim acıp Rabbe dua ederken
“Rabbim beni kavuştur” derken
Bugun bayram dostum, bu gun mevlid kandili


İsmail Onay





Mevlid Kandili

Rebiulevvel ayında bir guneş doğdu
Dunyada ki, butun haksızlıkları boğdu
Onun teşrifiyle, putlar birer birer yoğdu
Peygamberimize inananların sayısı, coğdu

Doğdu mah-ı huda, ufku beşerde bu gece
Guller acıldı, lale misal serde, bu gece
Cınladı arz-u sema, bu gece
Bir ulvi basiretle geldi, bu gece

Ulaştı dermanlar, her derde bu gece
Oksuzlere kucak acıldı, bu gece
Hak geldi, batıl zail oldu bu gece
Onun gelmesiyle, kÂinat aydınlandı, bu gece

Hz. Muhammedi gizleyen, Mağara idi
Hz. Musa’ya yol olan, deniz idi
Hz. Yusuf’u saklayan, kuyu idi
Hz. Yakubu orten, gece idi

Hz. İbrahim’i koruyan, guller idi
Hz. Muhammed’e, gonuller Âşık idi
O, sonuncu nebi ve resul idi
Bu gece, onun doğumu olan, mevlit kandili idi Mevlit kandili ile ilgili şiir

Gulumsuyor

(Peygamberim gonul erim)
Guller acar gul yuzunde,
Hem neşede hem huzunde,
Gecesinde gunduzunde,
Allah icin gulumsuyor

Cağlar oncesi sonrası,
Adem peygamber tebası,
Halil ibrahim sofrası,
Peygambere gulumsuyor.

Melekler safa girince,
Yedi kat gok gecilince,
Ummet ona verilince,
Allah icin gulumsuyor.

Ahmet Yazıcıoğlu




Rahmet Peygamberi

Dunyamızı şereflendirdiğinde,
Sanki guller acmıştı kainat.

Mujdeleşiyordu tum varlık alemi,
‘Muhammedu’l-Emin’ doğdu diye…

Kainat o an eğilmiş bir dal gibi,
Selamlıyordu varoluş sebebini.

Ardından aralandı kara bulutlar,
Bir guneş gibi parladı, islamın nuru.

Yağmaya başladı sağnak rahmet yağmuru.
Ne kisralar dayanabildi rahmetine,
Ne de bin yıllık mecusi ateşi…

Selamlar olsun sana, Ya Muhammed!
Selamlar olsun sana, Ya Resulullah!




Bir Gece

Ondort asır evvel, yine bir boyle geceydi,

Kumdan, ayın ondordu; bir oksuz cıkıverdi!

Lakin, o ne husrandı ki hissetmedi gozler;

Kac bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!

Nerden gorecekler? Goremezlerdi tabii,

Bir kerre, zuhut ettiği col en sapa yerdi;

Bir kerre de, ma’mure-i dunya, o zamanlar,

Buhranlar icindeydi, bugunden de beterdi.

Sırtlanları gecmişti beşer yırtıcılıkta;

Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza butun afakını sarmıştı zeminin,

Salgındı, bugun Şark’ı yıkan, tefrika derdi

Derken, buyumuş, kırkına gelmişti ki oksuz,

Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!

Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma’sum,

Bır hamlede kayserleri, kisraları serdi!

Aczin ki, ezilmekti butun hakkı, dirildi;

Zulmun ki, zeval aklına gelmezdi, geberdi!

Alemlere, rahmetti, evet şer’-i mubini,

Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.

Dunya neye sahipse, onun vergisidir hep;

Medyun ona cemiyetti, medyun ona ferdi.

Medyundur o mas’uma butun bir beşeriyyet…

Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.

Mehmet Akif Ersoy