Ummu Haram (ra) kimdir Ummu Haram (ra) hayatı, Ummu Haram (ra) hakkında bilgi

O, Bi'setten once Medine'de doğdu. Hazrec kabîlesinin Benî Neccar koluna mensuptur. Babası; Milhan İbni HÂlid, annesi Muleyke binti MÂlik'tir. Asıl adı bilinememektedir. Ummu Haram kunyesiyle meşhur olmuştur. Enes İbni MÂlik (r.a.)'ın teyzesidir. Haram İbni Milhan (r.a.)'ın da kızkardeşi olur.

O, Medine'nin ilk musluman hanımlarından idi. İslÂmdan once Amr İbni Kays ile evlendi. Kays ve Abdullah adında iki oğlu oldu. İslÂm guneşi Medine'ye yayılmaya başlayınca kocasının da musluman olmasını istedi. Her vesileyle beyini İslÂm'a davet etti. Fakat kocası bu davete icÂbet etmedi. Musluman olmayı kabul etmedi. Caresiz kalan Ummu Haram (r.anhÂ) muşrik kocasından ayrılmak zorunda kaldı. Bir muşrikle hayatını devam ettirmek istemedi. İffetiyle, vakarıyla inancını daha diri yaşamayı arzu etti. Bir muddet sonra Ensar'ın ileri gelenlerinden meşhur sahÂbî UbÂde İbni SÂmit (r.a.) ile evlendi.
İki Cihan Guneşi Efendimiz zaman zaman sut halası bulunan Ummu Haram (r.anhÂ)'nın evini ziyaret ederdi. Bazan oğle ustu kaylûlesini orada yaptığı olurdu. Bir gun Resûl-i Ekrem (s.a.) efendimiz bu evde biraz sohbet ettikten sonra uykuya daldı. Bir muddet sonra gulumseyerek uyandı. Efendimizin tebessum ederek kalkışına hayret eden Ummu Haram (r.anhÂ): "–Ya Rasûlallah! Anam-babam sana fed olsun. Nicin guluyorsunuz?" diye sordu. Efendimiz de: "Ey Ummu Haram! Ummetimden bir kısmının gemilere binip kÂfirlerle savaşmaya gittiğini gordum." buyurdu. İleride olacak deniz savaşlarına işaret etti.
Ummu Haram (r.anhÂ) şehÂdet ozlemiyle yanmaktaydı. Bu beşÃ‚reti duyunca heyecanlandı. O sefere katılacaklar arasında bulunmayı arzu etti ve: "Ya Resûlallah! Du etseniz de ben de onlardan biri olsam" diye ricada bulundu. İki Cihan Guneşi Efendimiz de onun istediğine: "Ya Rabbi! Bunu da onlardan eyle" diye du ederek karşılık verdi. Sonra yeniden istirahat etmek uzere sağ yanına doğru uzandı.
Fazla bir zaman gecmemişti ki, Efendimiz yine tebessum ederek kalktı. Ummu Haram (r.anhÂ) yine gulumsemesinin sebebini sordu. Efendimiz: "Bu defa da ummetimden bir kısmının padişahların tahtlarına kuruldukları gibi debdebeli bir halde gazÂya gittiklerini gordum." dedi. Ummu Haram (r.anhÂ) tekrar dua etmesi ricasında bulundu. Kendisinin de onların arasında olmayı arzu ettiğini soyledi. Rasûlullah (s.a.) Efendimiz ona: "Sen oncekilerdensin" buyurdu. Onun deniz seferinde bulunacağını haber vermiş oldu.
Zaman cabuk gecmekteydi. İki Cihan Guneşi Efendimiz dunyadan ayrılmış, dÂr-ı bekÂya irtihal eylemişti. Ummu Haram (r.anhÂ)'nın kocası UbÂde İbni SÂmit (r.a.) Humus'da tebliğ vazifesinde bulunmak uzere gorevlendirildi. Birlikte Humus'a gittiler. Uzun bir muddet orada İslÂm'ın yayılması icin gayret gosterdiler.
donanma hazırlandı. Bununla Kıbrıs adasını fethetmek uzere sefere cıkıldı. Bu muslumanların ilk deniz seferiydi. UbÂde İbni SÂmit (r.a.) ile hanımı Ummu Haram (r.anhÂ)'da bu sefere katılmışlardı. 86 yaşlarına girmiş olan Ummu Haram (r.anhÂ) butun gucluklere goğus geriyor, sıkıntılara tahammul ediyordu. Gayet sakindi. Yolculuğun verdiği meşakkatlerden şikÂyette bulunmuyordu. Onun gonlu İslÂm'ı tebliğ heyecanıyla doluydu. Kıbrıs'taki insanlara İslÂm'ı ulaştırma neşesi icerisinde yolculuğuna sabır ve metanetle devam ediyordu.
O, Rasûlullah (s.a.)'in verdiği mujdeyi hatırlayarak şehidlik ozlemi icinde zinde hareket etmeye calışıyordu. Onun tahakkuk edeceği vakti bekliyordu. CenÂb-ı Hak'ın şehitlere hazırladığı ikramları duşunuyor, ona kavuşmanın sevinciyle cektikleri sıkıntılara aldırış etmiyordu. Yaşlı haliyle onun bu neşesi, zindeliği diğer askerlere de ornek teşkil ediyordu. Onların sabırlarının artmasına vesile oluyordu.
Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra donanma Kıbrıs'a ulaştı. Once oradaki insanları musluman olmaya davet ettiler. Kabul etmeyince cizye vermelerini teklif ettiler. Rumlar buna da yanaşmayınca şiddetli carpışmalar başlamış oldu. Kısa zamanda Rum donanması mağlub edildi. İslÂm ordusu bir cıkarma hareketiyle ic kısımlara daldı. Savaş karada devam etmeye başladı. Daha fazla direnemeyen, Rumlar cizye vermeyi kabul ederek barış teklifinde bulundu.
Ummu Haram (r.anhÂ) yaşlı olmasına rağmen yerinde duramıyordu. Ozlemini cektiği şehitlik mertebesine kavuşmak icin yaşının ustunde canlılık ve gayret gosteriyordu. Bir an once neticeye ulaşmak istiyordu. Genc askerler onun bu haline şaşıyorlar ve ona bakarak kendileri daha bir gayrete geliyorlardı

O, ihtiyar mucÂhide hala askerlerle beraber Kıbrıs iclerine doğru dalıp gitti. Larnaka yakınlarına vardıklarında bindiği atın ayaklarının surcmesinden dolayı duştu ve oracıkta ruhunu teslim etti. Boylece cok ozlediği şehÂdet mertebesine kavuşmuş oldu.
Kıbrıs, Hicretin 28. yılında fethedildi. Ummu Haram (r.anhÂ) da bu fethin bir sembolu oldu. Larnaka şehrinin Tuz golu kıyısında bulunan kabrine 1570 m. Senede bir turbe yapıldı. "Hala Sultan" adıyla yuzyıllardır oradan feyiz ve bereket sacmaktadır.
Hala Sultan Turbesi, İstanbul'daki Eyub Sultan Turbesi gibi Kıbrıs'taki İslÂm varlığının en eski izlerini taşımaktadır. İki Cihan Guneşi Efendimize yakınlığı sebebiyle muslumanlar hep hurmet etmiştir. Ecdadımız, Kıbrıs hizasından gecen gemilere selÂm verdirmiştir. Birinci dunya savaşına kadar buradan gecen Osmanlı gemilerince top atışı ile selÂmlandığı rivayet edilir. Kıbrıs'lı Turkler icin "Hala Sultan Kabri ve Turbesi" onemli ziyaretgÂhlardan biri olmuştur. CenÂb-I Hak şefaatlerine nÂil eylesin. Amin