Hafsa (ra) kimdir hayatı, hafsa kimdirikimdir hafsa,

HAFSA




HZ. OMER'İN KIZI HAFSA (r.a)

Resulullah (s.a.v) sevgili eşi Hz. Aişe'den (r.a) sonra Hattab oğlu Omer'in kızı Hafsa (r.a) ile evlendi...

Hafsa validemiz Ensarlı Huzafe oğlu Hanis'den dul kalmıştı. Hz. Aişe ile olan evlilikte rol aynayan illet ve hikmetler Hz. Hafsa ile olan evlilikte de aynen gosterilebilir.

Hz. Hafsa (r.a) Arap kahramanı, muslumanların adil sultanı, Resulullah (s.a.v) emin halifesi ve bahadır kumandanı Hz. Omer'in (r.a) kızıdır. Omer (r.a) oyle bahadırdı ki, Resulullah (s.a.v) onun icin : "Ruyamda Omer'den daha bahadır ve calışkan gormedim." buyurmuşlardır.

Hz. Omer (r.a) oyle bir bahadır idi ki Allah (c.c) onun lisanı ve eliyle beraber idi. Onunla İslam aziz ve galip kılındı. Oyle bir kumandan idi ki, o konuştuğu zaman butun dunya yerinden oynar ve mahlukat titrerdi. Nasıl boyle olmasın?.. O parlak bir nur idi. Bu ummet onunla nurlandı. O Cennetliklerin lambasıdır. O' nun musluman olmasıyla butun melekler birbirini mujdelemişlerdi. Bu konuda İbn-i Abbas (r.a) Hz. Peygamber'den (s.a.v) şoyle bir hadis rivayet eder :

"Allah'ın (c.c) rahmeti Omer'e olsun. Omer musluman olduğu zaman Cebrail (a.s) bana geldi ve dedi ki : Melekler Omer'in musluman olmasıyla birbirlerini mujdelediler, Omer ehl-i cennetin lambasıdır."

Resulullah (s.a.v) bu buyuk bahadırla akrabalık kurmakla ona daha cok yaklaştı. Bu yakınlaşma ile bahadır kumandana, ikinci halifeye guzel bir mukafat verdi. Kurulan bu akrabalık, birinci vezir Ebu Bekir ile onu musavi kıldı. Ebu Bekir'le Omer, Resulullah'ın (s.a.v) kulağı ve gozu mesabesinde idiler.

Beyhaki rivayet ediyor ki : Hz. Peygamber (s.a.v) şoyle buyurmuştur :

"Allah (c.c) gok ehlinden Cebrail (a.s) ve Mikail (a.s) yer ehlinden de Ebu Bekir (r.a) ve Omer (r.a) ile beni takviye etti."

Yine aynı kaynakta : "Ebu Bekir ile Omer gelirlerdi. Resulullah (s.a.v) onları gorunce :"Bunların, ikisi kulağım ve gozum musabesindedir." buyururdu.

Hz. Omer (r.a) şoyle buyurmuştur : "Resulullah (s.a.v) camiye girdi. Sağında Ebu Bekir (r.a) vardı, ben de solunda idim. Buyurdular ki : "Kıyamet gununde de boyle haşre gideceğiz."

Fahri Kainat (s.a.v) Efendimiz boyle iki buyuk arkadaşıyla, vezirlerin buyukleriyle, sadık dostlarının başlarıyla, İslam yolunda tam bir akrabalık kurmuş oluyordu. O reisler ki, dinin bayrağını omuzlarında taşımış, cihada canu gonulden atılmış, Hz. Peygamber'den (s.a.v) sonra İslam cağrısını yurutmuş ve butun muslumanlara O'nun zamanındaki muameleleri yapmışlardır. Cunku Yuce Resul (s.a.v) onları tam olarak yetiştirmiş, kendinden sonra da ağır yuku kaldıracak merhaleye getirmiştir. Onlar Resulullah'ın (s.a.v) yuksek mektebinden mezun olmuş, nubuvvet muhru ile muhurlenmiş olan diplomalarını almışlardı. Resulullah (s.a.v) onları Allah'ın (c.c) hikmetleriyle terbiye ederek, Allah'a (c.c) yaklaştırdı. Eski dostlarla iktifa etmeyerek, Ebu Bekir (r.a) ile olan bağı Aişe (r.a) ile evlenmekle, Omer (r.a) ile arasındaki bağı da Hafsa'yı (r.a) zevce secmekle kuvvetlendirdi. Sevgili kızı Hz. Fatıma'yı (r.a) amzacadesi, muslumanların kahramanı Hz. Ali'ye (r.a) verdi. Cunku akrabalık bağı belki kafi değildi. Bunun daha kuvvetli olması gerekiyordu. Ucuncu Halife Hz. Osman'ı (r.a) iki kızı [once Rukiye (r.a) onun olumunden sonra da Ummu Gulsum (r.a) ] ile evlendirdi.

"Eğer ucuncusu olsaydı onu da Seninle evlendirirdim ya Osman" diye buyurdular. Cunku Hz. Osman'ın (r.a) Kadri Resulullah'ın (s.a.v) nazarında buyuktu. Osman (r.a.) bu dinin yolunda cok buyuk kurbanlar vermişti.

Resul-i Zişan'ın (s.a.v) her evlenmesinde bir hikmet vardı. Kim ki evlenmelerin nedenini, insaf gozuyle tetkik ederse, o evlenmelerdeki yuce gayeleri kolayca anlayacaktı.

Hz. Hafsa (r.a) Validemizin izdivacındaki hikmetlerden bazılarını beyan edelim .

Hz. Hafsa (r.a) evli idi. Muhterem kocası Resulullah 'ın (s.a.v) en kuvvetli yardımcılarından biriydi. Hidayetin zirvesine cıkmışlardandı. Allah (c.c) yolunda carpıştı, belalara goğsunu gerdi. Davasında ilerledi, en son Allah'ın (c.c) Rahmetine kavuştu. Harpte carpışarak şehid duştu. O Resulullah'ın (s.a.v) kahraman askerlerindendi. İslam tarihinde şerefli sahifeler acmıştır. Her aldığı yarayı sarar, tekrar harp meydanlarına dalardı. Bu hal derisi delikdeşik oluncaya kadar devam etti. Kuvvetten duşerek yere serildi. Olumu ile cok muteessir olan eşi muharebe meydanında idi. Yara alanların yaralarını sarar, onlara su verirdi. Cok sevdiği mucahid kocasının da yarasını sardı ve su icirdi.

Hafsa'nın (r.a) kalbinde, imanlı bir hanımın kocasına karşı bulunması gereken sevgi vardı. Hafsa o mucahid ve şehit kocasını elleriyle gomdu. Arkasından cok gozyaşları doktu. Cok acılar cekti, gunlerce yas tuttu. Hatta hastalandı da... Resulullah (s.a.v) bu duruma muttali olunca cok uzuldu. Sıkıntı ve acılarına son vermek icin onunla evlendi. Şehit kocasının ve kendinin, İslam yolunda cektiği bunca zahmet ve meşakkatlerin karşılığı bu idi. Şerefli babası Hz. Omer de boylece mufakatlandırılmış oluyordu. Hz. Omer (r.a) Hafsa (r.a) ve şehit kocası icin, bu mukafattan daha ustun bir şey duşunulemezdi. İşte Allah'ın (c.c) Resulu (s.a.v) bu derece kadir bilir bir insanustu varlıktı.

Hz. Hafsa (r.a) zayıf ve uzgun olmakla beraber, genc, bakire ve yeni yetişmiş birisi de değildi. Bunun icindir ki Peygamber Efendimiz(s.a.v) bu cefakar ve vefakar hanımı, haşa summe haşa, şehvet duygusu ile hayat arkadaşı edinmiş olamazdş. Hafsa (r.a) Validemiz o zaman belki omrunun sonuna gelmiş dul bir kadındı ve Efendimiz de ellibeş yaşlarında bulunuyordu. Resulullah'ın (s.a.v) bu dul, yaşlı ve hasta hanımla evlenmesi, dunyayı terkettiğinin delillerinden birisi olduğu gibi, din hizmetinde calışmasının ve guzel siyasetinin delillerinden, birisidir de....

Ey insanlar!... İnsaf ile duşunulurse, bu evlenmede şehvet duygusu var mıdır? Buna ihtimal verilemez, zira bu evlenme sırf siyasi şefkat ve merhamet duygusunun bir ifadesi değil midir? Hz. Muhammed 'in (s.a.v) derin bir goruşe, keskin bir fikre sahip olduğunu bildirmez mi? Yuce bir fazilet ve ahlak orneği olmaz mı? Bu davranış sana garip gorunmesin,zira Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimizin ahlakıdır. Ne buyuk ahlak, ne ulvi adaletlerdir bunlar... Allah'ın (c.c) salat ve selamı sana ve rızası zevcelerine olsun ya Ulu Muhammed (s.a.v)...!