Peygamber Efendimizin Yaşantısı İle İlgili hadis ve Rivayetler
Hz. Muhammet s.a.v.'in yaşantısı hakkında hadis ve rivayetler,


Peygamber Efendimiz (sav)’in Gundelik Hayatı

Hz. Huseyin (ra), babası Hz. Ali'ye (kv), Hz. Peygamber (sav)'in bazı hallerini sormuş, Hz. Ali de şu şekilde anlatmıştır:

"Evine izin isteyerek girerdi. Evindeki zamanını uc kısma bolerdi. Bir kısmını Allah 'a (ibadet), bir kısmını ailesine ve kendisine. Sonra da insanlara ayırırdı."

Hz. Peygamber (sav)'in gunluk olarak her zaman yaptığı gibi, sabah namazının farzından once mutlaka iki rekat sunnet kılardı. Nitekim bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur:
"Sabah namazının iki rekat sunneti dunya ve icindekilerden hayırlıdır." (Muslim, Tirmizi)

Hz. Peygamber (sav) butun namazlarını huşu ve huzur icerisinde korku ve umit arasında kılardı. Nitekim, Mutarrıf (ra), babasından şoyle nakletmiştir:
"Hz. Peygamber (sav)’i namaz kılarken gordum, goğsunden değirmen sesi gibi inilti cıkıyordu." Başka bir rivayette ise; "Goğsunden kaynayan tencerenin sesi gibi ses cıkıyordu." (Ebu Davud, Nesai)

Hz. Peygamber (sav) ummetine de, bu şekilde namaz kılmalarını emretmiştir. Nitekim Ammar bin Yasir'den (ra) rivayetle diğer bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur:
"Bir kişi namazını kılınca, kendisine namazdaki dikkatine gore; namazın onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri altıda biri, beşte biri, dortte biri, ucte biri ve yarısı kadar sevap yazılır." (Ebu Davud, Nesai, İbn Hıbban)

Diğer bir hadis-i şerifte ise şoyle buyurmuştur: "Farz namazlar teraziye benzer. Eksiksiz yapan cok kazanır." (Taberani, İbn Hıbban)

Bu sebeple Hz. Peygamber (sav) namazlara cok buyuk bir onem verirdi. Hz. Peygamber (sav) sabah namazının farzını, cemaate kıldırdıktan sonra, namazını kıldığı seccadenin uzerine, guneş iyice doğuncaya kadar otururdu. (Muslim)

Guneş Doğuncaya Kadar Zikir

Nitekim Enes bin Malik'den (ra) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (sav) şoyle buyurmuştur:
"Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra guneş doğuncaya kadar oturarak Allah'ı zikreder, sonra iki rekat namaz (işrak namazı) kılarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabı verilir." Enes (ra) der ki: "Tam bir hac ve umre sevabı" buyurdu. Bu sozu uc defa tekrar etti. (Tîrmizi)

Hz. Peygamber (sav) daha sonra uzaktan yakından kendisini gormeye gelenleri kabul etmeye başlardı. Gelenler halka şeklinde etrafında toplanırlardı. O, cevresindekilere vaaz eder, oğutler verir, sorularını cevaplandırır, hatt gordukleri ruyaları tabir ederdi. Bazen sahabelere kendi ruyalarını anlatırdı.

Tavır ve Konuşması

Hz. Peygamber (sav)'in konuşması son derece tatlı ve gonul okşayıcı idi. Tane tane konuşur, her cumlesi, dinleyenler tarafından iyice anlaşılması icin ayrı ayrı olurdu. Kahkaha ile gulmez, tebessum halinde bulunurdu. O, insanların en halîmi, en yumuşak huylusuydu.

Hz. Peygamber (sav) şahsına yapılan, nefsine karşı işlenen hataları, yumuşaklıkla karşılardı; Allah'a ve imana yapılan, bir hucum olunca asla susmaz, gereken cevabı verirdi.

Hz. Peygamber (sav) insanların kusurlarını gormez, bazen gormezden gelir, cok zaman gozunu cevirir, kusurunu gorse de yuzune vurmaz, o kişiyle arasındaki saygı ve sevgi perdesini yırtmazdı.

Hz. Peygamber (sav)'in tevazusu, bilhassa insanlarla olan munasebetlerinde daha acık bir şekilde ortaya cıkmıştır. Meclisinde kim olursa olsun, konuşan kimseyi, sabırla dinler, haktan uzaklaşmadığı muddetce sozunu kesmezdi.

Bir gun adamın biri, Hz. Peygamber (sav)'i gormeye geldi. Fakat Peygamberliğin haşmetinden o kadar etkilendi ki, titremeye başladı. Bunun uzerine Hz. Peygamber (sav): "Korkma! Ben hukumdar değilim. Kuru et pişirerek karnını doyuran, Kureyşli bir kadının oğluyum." buyurdu. (Hakim)

Hz. Peygamber (sav) kendi yakınlarına ve sahabelerine devamlı hoşgorulu olduğu gibi, duşmanlarını da, ozellikle onlar gucsuz bulundukları ve teslim oldukları zaman bağışlamış, suclarını affetmiş, sonunda da pek coğunun iman etmesine vesile olmuştur.

Peygamberimizden bir şey istenildi mi, asla "Yok!" demezdi. O, insanların en comerdi idi…

Nitekim İbn-i Abbas şoyle demiştir:
"Hz. Peygamber (sav) insanların, en comerdi idi. Ozellikle Ramazan aylarında daha fazla comert olurdu." (Buhari)

Duha Namazı

İnsanlarla sohbet etmesi, onların dertlerini dinlemesi genellikle, kuşluk vaktinin girmesine kadar surerdi.

Kuşluk vakti gelince Hz. Peygamber (sav) bazen dort, bazen da sekiz rekat olmak uzere Duha namazı kılardı. Bu namazın fazileti hakkında şoyle buyurmuştur:
"Cennette, ‘duha kapısı’ denilen bir kapı vardır. Kıyamet gunu bir munadi şoyle seslenir: ‘Ey Duha namazı kılanlar nerdesiniz? İşte gireceğiniz kapı burasıdır, Allah-u TeÂla'nın rahmetiyle buradan iceri giriniz." (Taberani)

Hz. Peygamber (sav) Duha namazını kıldıktan sonra evine gelir, ev işleriyle meşgul olur, elbise ve ayakkabıları tamir eder, hayvanlarını sağardı. (Ahmed bin Hanbel)

Oğlen Namazı

Hz. Peygamber (sav) daha sonra Oğle namazı icin hazırlık yapardı. Oğle vakti girince camiye gider, oğle namazının farzından once ve sonra kılınan muekked sunnetleri kılmayı ihmal etmezdi.

Efendimiz oğleden sonra istirahat ederlerdi...

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) oğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, ‘kaylule’ yapardı. Nitekim bir hadis-i şeriflerinde şoyle buyurmuşlardır: “Oğleyin kaylule yapınız. Muhakkak şeytanlar oğle vaktinde kaylule yapmazlar.” (Muslim)

Kaylûle, oğle namazından sonra yapılan kısa istirahat ve uykuya verilen isimdir. Kaylûle yapan insan, bir sunneti ihya ettiği gibi aynı zamanda dinc olur, gece namazlarını, teheccudu kılacak gucu kendine bulur. Fırsatı olan bu sunneti yerine getirirse iyi olur.

İkindi Namazı

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) kaylûle yaptıktan sonra İkindi namazına hazırlanırdı. İkindi vakti girince, farzından onceki sunnet namazı bazı zaman kılar, bazen de terk ederdi. Hz. Peygamber (sav) bu sunnet hakkında hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "Kim ikindinin farzından once dort rek’at sunnet kılarsa, Allah-u Teala onun vucudunu cehenneme haram eder." (Taberani)

Hz. Peygamber (sav) ikindi namazını eda ettikten sonra, bir muddet oturduğu yerde kalır zikirle meşgul olurdu. Nitekim Enes bin Malik'den (ra) rivayetle Hz. Peygamber (sav) şoyle buyurmuştur: "İkindi namazından guneş batıncaya kadar, Allah'ı zikreden bir cemaatle oturmayı, İsmailoğullarından her birinin bedeli onikibin dirhem olan, dort kole azat etmeye tercih ederim." (Ebu Davud, Ebu Ya'la, İbn-i Ebi'd-Dunya)

Eşlerine Guzel Davranırdı

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Akşam namazına yakın saadet hanesine doner, eşlerinin her birinin yanına gider, azar azar oralarda kalır, hatırlarını sorardı. Hz. Peygamber (sav) hanımlarına guzel ahlakla davranmış, ummetine de guzel ahlakla davranmalarını emretmiştir.

Nitekim bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "İmanı en mukemmel olan mu'min, huyu en guzel olandır. Sizin de en hayırlınız, ailesine daha iyi davrananızdır. " (Ebu Davud, Tirmizi)

Akşam Namazı

Bundan sonra akşam namazının hazırlığını yapardı. Akşam ezanı okununca Akşam namazını kıldırır, daha sonra olan iki rekat nafile namaz (sunnet) kılardı.
Hz. Peygamber (sav) akşam namazından sonra zikir ve nafile ibadetle (Evvabin Namazı) meşgul olur, boylece yatsı namazının vaktinin girmesini beklerdi.

Yatsı Namazı

Yatsı namazının vakti girince, Yatsı namazının farzından once, bazen nafile namaz (sunnet) kılar, bazen de kılmazdı. Yatsı namazının farzından sonra ise iki rekat (muekket sunnet olan) nafile namazı kılmayı ihmal etmezdi. Bundan sonra yatar, gece kalkıp vitir namazını kılardı.

Nitekim Cabir'den rivayetle bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "Gece gec vakitlerde kalkmamaktan endişe eden kimse, vitir namazını yatmadan once kılsın. Kim, gece gec vakitlerde kılmak isterse kılabilir. Zira gece kılınan namazda rahmet melekleri hazır bulunurlar, şahit olurlar ve daha faziletlidir." (Muslîm.Tirmizi)

Hz. Peygamber (sav) yatsı namazını kıldıktan sonra saadet hanesine doner, eşlerinden kimin sırası gelmişse geceyi orada gecirirdi. Yatsı namazından sonra konuşmayı sevmezdi. (Buhari)

Uyuması

Hz. Peygamber (sav) devamlı abdestli olduğu gibi, uykuya cekilirken de abdestsiz yatmazdı. Nitekim İbn-i Omer'den rivayetle şoyle buyurmuştur: "Bir kimse abdestli olarak yatarsa, geceyi bir rahmet meleği ile gecirir. O kişi uyanır uyanmaz melek; ‘Allah 'ım! Falan kulunu bağışla, cunku o geceyi abdestli gecirdi, diye dua eder." (İbn Hibban)

Bera bin Azib 'den (ra) rivayetle Hz. Peygamber (sav) şoyle buyurmuştur:

"Yatağına girdiğin zaman, namaz icin olduğu gibi abdest al, sonra sağ tarafına uzan ve şoyle de: ‘Allah'ım, kendimi sana teslim ettim. Yuzumu sana dondurdum. İşimi sana teslim ettim. Sırtımı sana dayadım, seni saydığım icin. Senden başka sığınacak yer yoktur. İndirdiğin kitabına ve gonderdiğin peygamberlerine iman ettim.’ Bunu der de o gece olursen, musluman olarak olursun. Son sozun bunlar olsun." (Buharı, Muslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Hz. Âişe (r.anha) validemiz şoyle anlatmıştır: "Hz. Peygamber (sav) yatağına girdiği zaman, ‘muavvizeteyn'i (Felak ve Nas Sureleri) ve Kul huvallahu ahad'ı (İhlas Suresi) okur ellerine ufleyip, ellerini yuzune ve vucuduna surer ve bunu uc kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi. " (Buharı, Muslim, İmam Malik, Tirmizi)

Yatma Şekli

Hz. Peygamber (sav)'in uyku alışkanlığı şoyleydi:
Yatsı namazının ilk vakti girer girmez namazı kılar, sonra bu duaları okur ve istirahata cekilerek, daima sağ tarafına yatar ve sağ elini yanağının altına koyarak uyurdu.

Gece yarısı veya ucte biri gectikten sonra uyanır, misvağı daima başucunda durur, kalkınca once dişini misvaklar, sonra abdest alır ve ibadetle meşgul olurdu. (Tirmizi)

Gece İbadeti

Hz. Aişe (r.anha) validemiz şoyle anlatmıştır: "Resulullah (sav) geceleri ayakları yarılıncaya kadar ayakta durur, ibadet ederdi. Ona: "Senin gecmiş ve gelecek gunahların bağışlandığı halde bunu nicin yapıyorsun?" Dedim." Bana:
"Ben de şukreden bir kul olmayayım mı?" buyurdu. (Buharı, Muslim)

Teheccud namazı, Hz. Peygamber (sav)'e vacip olduğu icin hic terk etmemiştir. Bu ibadet ve zikirleri yaparken ummetine de yapmalarını tavsiye etmiştir.

Nitekim bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "Sizden biri uyurken, şeytan kafasına uc duğum atar. Her duğumun uzerine; ‘uzun bir geceye sahipsin uyu!’ diyerek elini vurur. O kişi uyanıp da Allah-u Zulcelal'i zikrederse bir duğum, abdest alırsa bir duğum, namaz da kılarsa butun duğumler cozulur. Artık o kimse neşeli ve hareketli olur. Aksi halde neşesiz ve tembel olur." (İmam Malik, Buharı, Muslim, Ebu Davud, Nesai)

Diğer bir hadis-i şerifte ise şoyle buyurmuştur; "Gece bir saat vardır ki, bu saatte Allah'dan dunya ve ahiret işiyle ilgili bir hayır isteyen musluman kul ona rastlarsa, mutlaka istediği kendisine verilir. Bu, her gece olur." (Muslim)

Hz. Peygamber (sav) teheccud namazını kıldıktan sonra sabah namazı icin hazırlık yapardı, sabah namazının sunnetini odasında kılar ve cemÂatle farzı ed etmek uzere mescide giderdi.

Evet, Hz. Peygamber (sav) yirmidort saatini genelde işte bu şekilde değerlendirirlerdi.

Tovbeye onem verirdi

Gun icerisinde gunde yuz sefer tovbe eder ve ummetine de tovbe etmesini emrederdi. Nitekim bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Allah'a karşı tovbe ediniz. Ben gunde yuz sefer tovbe ederim." (Muslim)

Hz. Peygamber (sav) beş vakit farz namazın ardından yapılan tesbihatlara da cok onem verirdi. Ayrıca gunluk okumuş olduğu dualar vardır. Yemekten sonra, eve girerken ve cıkarken, tuvalete girerken ve cıkarken gibi...

Hz. Peygamber (sav) gunluk okumuş olduğu duaları okumak da ona mutabaattır, sunnetine uymak, O’nun yolunu izlemektir. (Bu tesbihat ve dualar icin S.Konyevi’nin ‘Dualar’ isimli kitabına bakınız.)

Kim Hz. Peygamber (sav)'e mutabaat ederse, Allah-u Zulcelal o kulunu sever ve dostluğunu ona nasip eder. Resulullah (s.a.a)’in yaşantısıyla ilgili hadis ve rivayetler

Allah-u Teala şoyle buyurmuştur:

“Sizin icin Allah’ın Resulunde guzel bir ornek vardır”[1]
1- Kul Gibi Yemek Yemesi ve Oturması

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) kul gibi yemek yer, kul gibi oturur ve kendisinin de bir kul olduğunu biliyordu”[2]
2- Uykudan Kalktığında Secde Etmesi

İmam Bakır (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) uykudan kalktığında (alnını yere koyarak) Allah’a secde ederdi”[3]
3- Namaza Olan Aşkı

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa), ne yemeği ve ne de başka bir şeyi namaza tercih etmezdi; namaz vakti ulaştığında, ne ailesini tanırdı ve ne de dostunu”[4]
4- Kur’Ân Okuması

İmam Bakır (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa), Kur’an’ı herkesten daha guzel bir sesle okurdu”[5]
5- Namazda Ağlaması

İmam Seccad (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa), hicbir sucu olmaksızın Allah korkusundan o kadar ağlardı ki, namaz kıldığı yer (secdegahı) ıslanırdı”[6]
6- Ummetle Beraber Olması

Enes bin Malik diyor ki:
“Resulullah (saa) hasta ziyaretine giderdi, cenazeyi teşyi ederdi ve kolenin davetine icabet ederdi”[7]
7- Birlikte Oturduğu Kimseye Saygısı

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa)’in birlikte oturduğu kimsenin onunde ayağını uzatması kesinlikle gorulmemiştir”[8]
8- Sozu Kesmemesi

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) kimsenin sozunu, haddini aşmadıkca kesmezdi; kestiğinde de sakındırarak veya kalkarak bu işi yapardı”[9]
9- Oturma Adabı

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) oturup kalkarken mutlaka Allah’ı anardı; meclislerde kendisi icin ozel bir yer secmezdi ve bu işten nehy ederdi; bir toplantıya katıldığında meclisin son kesiminde (boş olan yerde) otururdu ve diğerlerine de boyle yapmalarını emrederdi”[10]
10- Misafire Karşı Davranışı

İmam Musa Kazım (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa)’e misafir geldiğinde, Hazret onunla birlikte yemek yerdi; misafir elini yemekten cekmedikce, O elini cekmezdi”[11]
11- Musafaha Etmesi

İmam Cafer Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) bir kimseyle musafaha ettiğinde (tokalaştığında), o kimse elini geri cekmedikce Hazret kesinlikle elini geri cekmezdi”[12]
12- Guler Yuzluluğu

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) surekli guler yuzlu ve yumuşak huylu idi; sert ve katı değildi”[13]
13- Konuşması

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) kimseyi kınamazdı; kabahatini yuzune vurmazdı; surcme ve ayıplarını aramazdı; sevabını umit ettiği sozler dışında (bir şey) konuşmazdı”[14]
14- Yemeği

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa), Allah ruhunu alıncaya dek surekli arpa ekmeği yerdi”[15]
15- Şakası

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) şaka ve lÂtife yapardı ama haktan başka bir şey soylemezdi”[16]
16- Normal Yemesi

Resulullah (saa) buyurmuştur ki:
“Biz oyle bir aileyiz ki, acıkmadıkca yemek yemeyiz ve yediğimizde de doyasıya yemeyiz”[17]
17- Toplumda Yemek Yemesi

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) toplumla birlikte yemek yediğinde, ilk olarak yemeğe elini O uzatırdı; halkın doyasıya yemesi icin de yine son olarak yemekten O elini cekerdi”[18]
18- Halkın Aklı Miktarınca Konuşması

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) kesinlikle kendi aklı miktarınca halkla konuşmamıştır Kendisi (bu konuda) buyurmuştur ki: “Biz peygamberler topluluğu, insanlarla akılları miktarınca konuşmakla gorevli kılınmışız”[19]
19- Adaletle Bakışı

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) bakışlarını ashabı arasında taksim edir ve ona-buna (herkese) eşit olarak bakardı”[20]
20- Şefkati

İmam Bakır (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) cemaat namazı kılarken bir cocuğun ağlama sesini duyduğunda, (cemaat namazına katılmış olan annenin cocuğuna yetişmesi icin) namazı hafif ve kısa kılırdı”[21]
21- Allah İcin Sinirlenmesi

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) İlahî sınırlar ciğnenmedikce, kendisine yapılan zulumden dolayı intikam almazdı İlahî sınırlar ciğnendiğinde sinirlenirdi; siniri de Allah icindi”[22]
22- Misvak Kullanması

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) uykudan kalktığı her vakit dişlerini misvaklardı”[23]
23- Vaktini Uce Bolmesi

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) kendi evine gittiğinde vaktini uc kısma bolerdi: Bir kısmını Allah’a, bir kısmını ailesine ve bir kısmını da şahsi işlerine ayırırdı”[24]
24- Dilini Koruması

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) dilini, O’nu ilgilendirmeyen ve O’na faydası olmayan şeylerden korurdu; diliyle halkı bir araya toplar ve onları kendisinden kacırmazdı”[25]
25- Guzel Ahlaklara Sahip Olması

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) herkesten daha comert, daha cesaretli, daha doğru konuşan, daha vefalı, daha yumuşak huylu ve daha guzel muaşeret edendi”[26]
26- Kız Cocuğu Olduğunda

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa)’e bir kız cocuğunun olduğuna dair mujde verildiğinde şoyle buyuruyordu: “Bir guldur; rızkı ise Allah’adır”[27]
27- Kıbleye Doğru Oturması

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) genellikle kıbleye doğru otururdu”[28]
28- Alcak Gonulluluğu

İmam Bakır (as), Resulullah (saa)’in şoyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Beş şeyi, benden sonra sunnet olması icin olunceye dek terketmeyeceğim:
1)Kolelerle yerde yemek yemeği
2)Palanlanmış merkebe binmeği
3)Keciyi elimle sağmayı
4)Yunlu elbise giymeği
5)Cocuklara selam vermeği[29]
29- Sac ve Sakalını Taraması

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) surekli olarak sac ve sakalını tarayıp duzeltirdi; sac ve sakalını genellikle suyla (ıslatarak) duzeltip tarardı”[30]
30- Konuşurken Tebessum Etmesi

Ebu Derda’dan şoyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (saa) bir soz soylerken tebessum ederdi”[31]
31- Yuruyuşu

İbn-i Abbas’tan şoyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (saa) yol yururken oyle canlı ve dinamik yururdu ki, bu yuruyuş sahibinin aciz ve yorgun insanlar gibi yurumediği, hemen kendini gosterirdi”[32]
32- Sade Yaşayışı

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) yerde yemek yerdi; koleler gibi (dizleri uzerinde) otururdu; kendi eliyle ayakkabı ve elbisesini yamardı; (bazen) palansız merkebe biner ve arkasına da birisini bindirirdi”[33]
33- Şecaati

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Savaş şiddetlendiğinde ve duşmanla karşı karşıya geldiğimizde Resulullah’a sığınıyorduk; Resulullah’dan duşmana daha yakın bir kimse yoktu”[34]
34- Hamd Etmesi

“Resulullah (saa) her gun uc yuz atmış kez Allah’a hamdederdi”[35]
35- Konuşma Meclisi

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) konuştuğunda, meclistekiler başlarını aşağı eğerek (canı-gonulden O’nu) dinlerlerdi; oyle ki, sanki başlarının uzerinde bir kuş durmuştu[36] Susunca ashap konuşmaya başlardı Konuştuklarında ise, O Hazretin huzurunda birbirleriyle cekişmez ve niza etmezlerdi Birisi konuştuğunda, o sozunu bitirinceye dek susup onu dinlerlerdi”[37]
36- Ashabı Arasında Oturması

Ebuzer diyor ki:
“Resulullah (saa) ashabı arasında (daire şeklinde) otururdu Bir yabancı geldiğinde soru sormak icin onlardan hangisinin Peygamber olduğunu ve sorusunu O’ndan soracağını bilemezdi”[38]
37- Esans (Koku) Kullanması

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa), yemekten daha cok esansa (kokuya) para harcardı”[39]
38- Ashabını Sorup-Soruşturması

Enes’ten şoyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (saa) ashabından birisini uc gun gormediğinde, onu sorup-soruştururdu; gaip (yolculuğa gitmiş) olduğunda, hakkında dua ederdi; hasta olduğunda ise, halini sormaya giderdi”[40]
39- Allah’a Karşı Tevazusu

İmam Sadık (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) Allah-u Teala’nın O’nu peygamberliğe sectiği gunden O’nun ruhunu aldığı gune dek asla yaslanarak yemek yememiştir; bu ameli, Allah’a olan tevazusundan dolayı idi”[41]
40- Ashabı Hoşnut Etmesi

Hz Ali (as) buyurmuştur ki:
“Resulullah (saa) ashabından birini uzuntulu gorduğunde, şaka ve latifeyle onu hoşnut eder ve şoyle buyururdu: “Allah-u Teala, kardeşlerinin yuzune asık suratla bakan kimseyi sevmez”[42]