Alfabetik Sırayla Esmaul Husna


Alfabetik Sıraya Gore Esmaul Husna


........A.......

Allah : Yaratan, yapıp-eden, ezeli, ebedi olan, varlığında başkasına muhtac olmayan, eşsiz, ortaksız kudret.


Afuvv : Affeden, hataları, gunahları bağışlayan.


Ahad : Zatında, varlığında tek olan


Âhir : Sonu olmayan.


A'l : En yuce


A'lem : En iyi bilen


Âlim : Tum bilgilerin kaynağı olan, her şeyi gereğince bilen.


Alim : Her şeyi bilen, bilgi bakımından eşi benzeri olmayan.


Aliyy : Yuceliğin kaynağı ve sahibi. Ulu


Azim : Ululuğun kaynağı ve sahibi, cok yuce


Aziz : Kudret ve onurun kaynağı ve sahibi. Cok guclu, cok onurlu


........B........

BÂri : Var eden, varoluşu kotarıp yoneten


Basir : Gorme gucunun kaynağı, en iyi şekilde goren. Her şeyi goren.


BÂtın : Gozle gorulemeyen, her şeyde kendinden bir guc bulunan.


Bedi' : Var eden, yarattıklarını ahenk ve guzellikle donatan.


Berr : İyilik ve lutfu sonsuz olan. Eşsiz comert.


..........C.........

CÂmi : Toplayan, bir araya getiren. Mahşer gunu tum insanları, hesap vermek uzere huzuruna toplayan.


CabbÂr : Yapılmasına karar verdiği şeyi, dilediğinde zorla yaptıran.


........E..........

Ekrem : Comertlerin comerdi, comertliği sonsuz.


Evvel : İlk. Başlangıcına zaman belirlemek soz konusu olmayan.


.........F........

FÂlık : Yarıp parcalayarak ortaya yeni bir şey cıkaran; tohumun ve dÂnelerin icinden yeni bir şey cıkaran.


FÂtır (FÂlık) : Yaratan. Birtakım varlıkları yarıp parcalayarak yeni varlıklara ve oluşlara vucut veren.


FettÂh : Acan. Fetih ve zafer lutfeden. Kolaylık sağlayan.


.........G..........

GaffÂr : Dilediğinden, gunahları beklenmedik şekilde affeden.


GÂfir : Bağışlayıcı, affedici.


Gafur : Surekli bir bicimde gunahları affeden.


Galib : Her hal ve şartta galip gelen.


Gani : Zengin. Zenginliği sınırsız olan. Yanında herkesin yoksul kaldığı kudret.


............H............

Haalik : Yaratan, var eden.


Habir : Her şeyden en iyi bicimde haberdar olan.


HÂdi : Hidayet veren. Doğruya, iyiye ve guzele kılavuzlamada en yuce kudret.


Hafiy : LutufkÂr.


HÂfız : Koruyan, her şeyi ezberinde tutan.


Hafiz : Koruyup gozeten. Her şeyi kontrol ve gozetimi altında tutan.


Hakim : Tum hikmetlerin kaynağı. Her yaptığında mutlaka bir hikmet bulunan.


Hakk : Gerceğin kaynağı ve belirleyicisi. Her yaptığı ve emri gerceğe en uygun olan. Hakkın ve hukukun kaynağı kaynağı ve belirleyicisi.


Halim : Davranışlarında yumuşak ve şefkatli. Sertlik ve katılıktan uzak olan.


HallÂk : Yaratışı surekli olan. Yarattıklarında surekli yeni boyutlar ve turler oluşturan. Yaratışındaki yoğunluk ve ceşitliliği izlemek mumkun olmayan.


HÂmid : Her turlu ovgunun sahibi ve muhatabı olan. Dilediğini, dilediği şekilde oven.


Hasib : En iyi ve en hassas bicimde hesap soran. Tum yarattıklarını ince bir hesaba uygun olarak var eden.


Hayy : Surekli diri. hayatın kaynağı. Kendisi icin olum sozkonusu edilemeyen.


.........İ.........

İlah : Tapılmaya layık tek kudret. Yuce, eşsiz.


........K...........

Kaadir : Kudretin kaynağı ve sahibi.


Kaahir : Yarattıkları uzerinde hukum ve egemenlik kuran. dilediğinde kahır ve baskıyla sindiren.


Kadir : Gucu her şeye ulaşan, her şeyde hissedilen.


KÂfi : Hem kendisine hem de yarattıklarına yeten. Kullarının her turlu istek ve ihtiyaclarına, araya başkası girmeksizin
cevap veren.


KahhÂr : Gerceği ortup, buyruklarına karşı cıkan inkarcıları kahrı altında ezen.


Karib : Cok yakında olan. Kullarına şah damarından daha yakın olan. Yakarış ve cağrıları duymada hicbir aracıya, alete
gerek bırakmayan.


Kavi : Gucu bizzat kendinden olan. Gucunu kullanmada hicbir buyruğa ve yonlendirmeye muhtac olmayan.


Kayyûm : Kudretin kaynağı. Kudretiyle her şeyi kıvamında tutan.


Kebir : Tum buyukluk olculerinin kavrayamayacağı şekilde buyuk olan.


Kerim : Lutfu hep işleyen, comert.


Kuddûs : Tum kutsallıkların kutsadığı tum varlığın tesbih edip yucelttiği. Tum noksanlıklardan arınmış, tum yuceliklerle
donanmış olan.


............L............

LÂtif : Gozle gorulmeyen. Lutfu ve bağışı cok olan.


...........M.........

Malik : Sahip olan.


Mecid : Comertlik ve ululuğun kaynağı, comert ve ulu.


Melik : Guc, saltanat ve yonetimin en yuce sahibi.


Melîk : Mulk ve saltanatı dilediği gibi dağıtan.


Metin : Her hal ve tavır karşısında sebat ve dayanıklılığını koruyan. Guclu, zorlu.


Mevl : Koruyup gozeten, destek veren. Sevdiklerinin her hal ve şartta yanında bulunan.


Mucîb : En iyi şekilde, en kısa zamanda cevap veren. Kullarının istek ve yakarışlarına aracısız cevap veren.


Muhît : Her şeyi cepecevre kuşatan.


Muhyî : Yaratan, hayat veren. oluleri dirilten.


Mukît : Yarattıklarının gıda sistemlerini, beslenme tarzlarını belirleyen ve her birinin gıdalanmasını yerli yerince
duzenleyen.


Muktedir : Gucunu, kendisi tarafından belirlenen olculer ve planlar dahilinde gorunur hale getiren. Gucunden,
yarattıklarına belli oranlarda nasip veren.


Musavvir : Şekil, renk ve desen veren. Gorunuş kazandıran, gorunuşu ahenkli kılan.


Muheymin : Hukmu altında tutan. Yarattıklarının, kendisi tarafından belirlenen olculere uygunluğunu denetleyen.


Mumin : İnanan, guvenen. İnsana bir takım emanetler bırakan. Guven ve iman sunan. Kendisine iman edenlerle yakın ilişkiler icinde olan.


MusteÂn : Darda ve zorda kalanın başvurduğu, yardım dilediği kudret. Kendisinden yardım ve destek istenen.


MuteÂl : Aşkın, yuce. Akıl ve bakış olculerinin ulaşamayacağı boyutlarda olan.


Mutekebbir : Ululuk ve yuceliğin kaynağı olan. Kibre, boburlenmeye sapanları hizaya getiren.


Nasir : Yardım eden. Yardım etmede yer, zaman ve sınırı kendisi belirleyen.


..........N..........

Nûr : Işık. Işığın aydınlığın, yol gosterişin, erdirişin kaynağı ve yoneticisi olan.


Rab : Besleyip, terbiye edip eğiten. Yarattıklarını belirlediği bir programa uygun olarak, birtakım hedeflere
goturen. TekÂmulu programlayıp yoneten.


RÂhim : Rahmet ve merhameti sınırsız olan. Dunya hayatını buyruklarına uygun bicimde yaşayanlara, olum sonrasında ozel rahmet sunan.


Rahman : Rahmeti sonsuz olan. kendisine inanan-inanmayan herkese rahmet ve merhametinin tum nimetlerini ayrım
yapmaksızın sunan.


Rakîb : Kontrol eden, gozleyip gozetleyen.


Raûf : Acıma, şefkat ve esirgemesi sınırsız olan.


Refi' : Yuceliğin sahibi ve tum yuceliklerin dağıtıcısı olan. Dilediğini, dilediği makam ve yuceliğe cıkaran.


RezzÂk : Yarattığı tum varlıkların rızıklarını bol bol veren.


Samed : Tum ihtiyacların, niyetlerin, ovgulerin, yakarışların yoneldiği eşsiz kudret.


SelÂm : Esenlik, barış ve mutluluğun kaynağı. Esenlik, barış ve mutluluğun nasıl sağlanacağını gosteren.


Semî' : En iyi şekilde işiten, duyan. Her şeyi işitip duyan.


............Ş..........

ŞÃ‚kir : Şukredenleri duyup odullendiren. Kendisine şukredenlere teşekkur eden.


Şehîd : En yuce tanık. Her şeyi gorup gozetleyen. İnsana, gorup gozetleme, tanıklık etme gucu veren.


Şekûr : Butun şukurlerin yoneldiği kudret. Şukredenlere daha fazlasını veren. Şukredenlere teşekkur eden.


............T.........

TevvÂb : Tovbeleri cok kabul eden. Tovbe nasip eden. Kendisine yonelenlerin, bu yonelişlerini karşılıksız bırakmayan.


.............V...........

VehhÂb : Bağışı sınırsız olan. surekli ve sınırsız bir bicimde bağışta bulunan.


VÂhid : Sıfatlarında, ozelliklerinde tek ve biricik olan. Kullarının, ibadet ve yonelişlerinde kendisine herhangi bir
varlığı eş ve aracı tutmamalarını isteyen.


VÂris : Butun mulk ve saltanatların, sonunda kendine teslim edildiği kudret. Dilediğini, dilediğine mirascı kılan. barış
severleri mulk ve yonetime sahip kılmayı esas alan.


VÂsi : Kudret ve belirişi surecle acılıp sacılan. Varlığı surekli genişleten. Yaratışı ve yarattıklarını dilediği şekilde artırıp genişleten.


Vedûd : Sevginin kaynağı olan. Seven. Sevdiren. Sevme-sevilme ilişkisini kotaran. Tum sevgilerin en son ve en yuce
gayesi olan.


Vekîl : Gucu ve yonetimi kullanan. Kendisine teslim olanlara vekalet eden. Son soz ve yetkiyi elinde bulunduran.


Velî : Dost, yardımcı, destek veren. Kendisine inananların dostluğunu kabul eden. Kendisine inananların en guvenilir
dost olarak yalnız kendisini kabul etmelerini isteyen.


........Z..........

ZÂhir : Her şeyde tecelli eden. Tum yarattıklarında kendisinden gorunebilir izler, işaretler bulunan.