Hz Muhammed in Ummetine Duşkunluğu
Peygamber Efendimizin Ummet Sevgisi

Âlemlere rahmet olarak gonderilen Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) butun varlığı şefkatle kucaklamış, başta insanlar olmak uzere kainat Onun temsil ettiği rahmetten istifade etmiştir. Her guzel haslet ve ahlÂkta olduğu gibi Allah Resûlu şefkatte de zirvedir. Onun hayatının her karesi bu aşkın şefkatinin bir tecellisidir. Hayatı bir dantel gibi şefkat atkıları uzerine orgulenmiştir.

Ey insanlar size kendi icinizden oyle bir peygamber geldi ki sizin sikintiya ugramaniz ona pek agir gelir. O size cok duskun mu'minlere cok sefkatli cok merhametlidir.' Bu ayet Peygamber Efendimiz (sav)in bizlere olan duskunlugunu bizler icin nasil endiselendigini sikintilarimiza dayanamadigini bunlarin kendisine pek agir geldigini mu'minlere olan sefkatini ve merhametini carpici bir sekilde ifade etmektedir.

Bu derece sefkat ve merhamete insanlik tarihinde rastlamak mumkun degildir. Engin rahmeti oyle boyutlara ulasmistir ki inkÂr edenlerin bile hidayete ermeleri icin cabalamistir. ALLAH-u Zulcelal Kur'an'da soyle buyurmustur: "Bu soze (Kur'an'a) inanmiyorlar diye neredeyse kendini telef edip bitireceksin."

Ummetini cehennem azabina goturen bir yola dusmemesi icin bir baba sefkatinin otesinde ikaz eden ALLAH Resûlu bizlerin hep hayirlara guzelliklere kavusmasi hususunda hep israrli olmustur. Nitekim Sefkat Peygamberi ummetine olan bu duskunlugunu soyle ifade etmisti: "Hic suphesiz ben size bir babanin evlatlarina olan durumu gibiyim."
Onun duskunlugu sadece donemindeki insanlari degil kiyamete kadar gelip gececek butun ummetini de kapsamaktaydi. Bu duskunlugu onu her gece sabahlara kadar ummeti icin dualarla Rabbine yakarmasina neden olurdu. Bir gun Peygamberimiz ellerini kaldirmis "ALLAH'im ummetimi koru ummetime aci!" diye aglayarak dua ederken Yuce ALLAH Cebrail'e buyurdu ki: "Ey Cebrail! Gerci Rabbin her seyi bilir; ama sen git Muhammed'e nicin agladigini sor." Cebrail geldiginde Peygamberimiz ona ummeti icin agladigini soyledi. Cebrail ALLAH huzuruna donup durumu anlatti.
Yuce ALLAH buyurdu ki: "Ey Cebrail Muhammed'e git ve sunu soyle: Biz seni ummetin hakkinda hosnut edecegiz ve asla uzmeyecegiz."

ALLAH Resûlu muminlere kendi nefislerinden daha yakin ve onceliklidir. Inananlara dunya ve ahirette hayirlarina olani gostermistir. Bir hadis-i serifte; "Ben mu'minlere kendi oz canlarindan daha yakinim." Isterseniz su Âyeti okuyun: "ALLAH Resûlu muminlere kendi canlarindan daha azizdir." (Ahzab 33/6) buyurmus ve sonra da sozune soyle devam etmistir: "Kim bir mal birakirsa o akrabalarinadir. Fakat kim de bir borc veya bakima muhtac kimse birakarak giderse borcunun odenmesi ve geride kalanlarin bakimi bana aittir."

Yine harp meydaninda disi kirilip yuzune migferinin bir parcasi saplandigi ve yuzunden dokulen kan yere dusecegi esnada hemen ellerini kaldirarak "ALLAH'im kavmime hidayet et cunku onlar (beni) bilmiyorlar" niyaziyla kÂfirlerin basina gelmesi muhtemel bir belayi onlemisti. Mirac'ta bile ummetini dusunen ve donup gelen Efendimiz (sav) ummetine cennette ve Cenab-i Hakk'in cemalini musahede etmede de rehberlik yapacaktir.

Peygamber Efendimiz (sav) ashabina hitap ederek imkani yerinde olanlarin hac yapmalarinin farz oldugunu bildirmis ve hac gorevini yerine getirmelerini istemisti. Orada bulunanlardan biri "Her sene mi hac yapacagiz? diye sormus ALLAH Resûlu sessiz kalmisti. Bunun uzerine soru soran kimse uc kere sorusunu tekrar eder. Sonunda Peygamber Efendimiz: "Eger evet deseydim her sene hac yapmaniz farz olacakti ve siz de buna guc yetiremeyecektiniz." Buyurarak ummetinin altindan kalkamayacagi bir hukmun farz kilinmasini istememistir. "Eger ummetime zorluk verecegimden cekinmeseydim her namazin basinda onlara misvak kullanmalarini emrederdim." buyurmuslardi.

Bu ve benzeri pek cok ornek Peygamber Efendimizin (sav) ummetine zorluk gelmemesi icin kolay olani ummeti adina tercih etmesinden gelmekteydi.

Bir diger hadis-i serifte; "Rabbimin nezdinden bir melek geldi ve ummetimin yarisini Cenab-i ALLAH cennete koymak ile sefaat arasinda bir tercih yapmami istedi. Ben sefaati tercih ettim. Zira sefaat daha umumi ve kifayetlidir. Siz bu sefaatin ummetimin muttakilerine mi oldugunu saniyorsunuz. Hayir! O ummetimin hata ve gunah islemis gunahlarla kirlenmis olanlari icindir." (9) Her peygamber ALLAH TeÂlÂ'nin reddetmeyecegi duasini dunyada iken yapmis ve bu hakkini kullanmistir. Sevgili Peygamberimiz ise reddedilmeyecek duasini kiyamet gununde ummetine sefaat etmek uzere Âhirete saklamis ve boylece ummetini ne kadar cok sevdigini gostermistir.

ALLAH Resûlu (sav) ummetinden bir kisminin cehenneme girecegini duydugu an mahser meydaninda secdeye kapanip "Ummetim! Ummetim!" diye yakarisa gececek O'na "Artik basini kaldir! Sefaat et sefaatin kabul edilecek!" deninceye kadar basini yerden kaldirmayacaktir. (10) Boylelikle iman edenler ALLAH'in izniyle Peygamberimizin sefaatine nail olabileceklerdir.

Bu hususta Peygamber Efendimiz'e kimlere sefaat edecegi soruldugunda "Benim sefaatim dili kalbini tasdik ederek yurekten kelime-i tevhidi getirenleredir." buyurarak samimi olarak "La ilahe illALLAH Muhammedun Resûlullah" diyenlerin sefaatten mahrum birakilmayacaklarini bildirmistir. (11) Bu ne buyuk bir seref ve ustunluktur iman edenler icin degil mi?
Peki Peygamber Efendimizin (sav) bizlere olan duskunlugu bu boyutlarda iken bizler nasil bir davranis icerisinde olmaliyiz? Bizleri Peygamber Efendimizin sevgisinden alikoyan nedir? Neden geregi gibi ona uyamiyoruz?

Bir hadiste Peygamber Efendimiz (sav) soyle buyuruyor: “Beni nefsinizden (oz benliginizden) anne babanizdan esinizden daha cok sevmedikce kamil iman sahibi olamazsiniz. Demek ki nefsimiz bizi birakmiyor. Sahabeler Efendimizi cok fazla seviyor ve her hal ve davranislarinda kendisine mutabaat yapiyorlardi. Bu noktada oturup nasil daha iyi bir mumin olabilirim diye dusunmemiz gerekiyor. Bir mumin olarak bu kadar ilgi ozen ve duskunluge karsilik Peygamberimize yarasir bir ummetin bireyi olarak uzerimize dusen vazifelerimizi yerine getirmemiz sarttir.

Kuran ve hadisler isigi altinda yasamimizi Peygamber Efendimizin (sav) acikladigi Islam dogrultusunda planlamali eksiklerimizi arastirip ogrenmeli ve gidermeye calismaliyiz. Bilmedigimiz hususlari da alimlerden ve ALLAH dostlarindan ogrenmeliyiz. Peygamberimizin (sav) bizlere olan bu duskunlugunu unutmadan salavatlarla onu anmali ve Rabbimize boyle bir Peygambere ummet olmayi nasip ettigi icin sukretmeliyiz. ALLAH-u Zulcelal hepimize rahmet ve merhametiyle muamelede bulunarak Peygamber Efendimizin sefaatine nail kilsin. (Amin)

alıntı