Veda Haccı Şiir


Veda Haccı

Gadiri hum denilen bir yerde Bayram

Yuz binler Ali'ye kalmıştı hayran

KÂbede doğmuştu o mubarek can

Makamı verildi veda haccında



Ne cileler cekti yirmi uc sene

Puta tapanları getirdi dine

Hamzayla bedirde dağlanan sine

Sevince boğuldu veda haccında



Ayetler okundu dinledi herkes

Tebrik ediyordu Ali'yi bir ses

Yuce Peygamberde tukenen nefes

Ali'ye verildi veda haccın da



Allah ayetinde oyle buyurmuş

Veli tayin etmiş nurla yoğurmuş

Arş'ı eladaki melekler duymuş

Nimet tamamlandı veda haccında



Babur, bilir misin veli secildi

Allah'ın emriyle, Ali secildi

Bu nurlu yolculuk boyle gecildi

Resul mutluydu veda haccında

ABNA.İR


(Gul (asm.) Destanı:11) Veda Haccı

Hicret Onuncu Yılda: Gul Nebi karar verdi;
“Hac icin hazırlanın diye talimat verdi.

Medine dışına da gonderildi haberler,
Pek cok kişi toplandı, binler, hatta on binler.

Bu davete koşarak kırk bin kişi toplandı.
Yola cıktı kafile, heyecanlar şahlandı.

İhrama girilerek yola devam edildi,
“Lebbeyk nidalarıyla yerler gokler inledi.

Kabe-i Muazzama on gun sonra gorundu,
Arafata gectiler, hac da beşinci gundu:

Yuz yirmi dort bin kişi orada toplanmıştı,
Veda Hutbesi sonu herkesle vedalaştı.

O gun sona ermeden Ona bir ayet indi:
“Bu gun ikmal eyledim sizin icin bu dini,

“Uzerinize olan nimetim tamamladım,
Din olarak İslamı vermekle razı oldum.

Onuncu gunde veda tavafını yaparak,
Hemen yola koyuldu etrafa nur sacarak.

(27. Aralık. 2003 – İzmir)


Ali Oskan

VEDA HACCI

Donmeye başlayalı zaman dedikleri cark;
Gokyuzu ve yeryuzu, şimal, cenup, garp ve şark,
Gormedi, gormeyecek o soz mucizesini.
Batan bir guneş rengi hÂlelemiş sesini,
Allah Resulu yuz bin sahabiye hitapta
Cizgi cizgi toplamlar İslam buyuk hisapta
En derin sır: Zamanın bir vazifesi vardı.
Ve: Zaman done done cıktığı yere vardı.
Demek ki, o dem, gaye noktasında kÂinat;
Gaye, imanda İslam ve insanlıkta o Zat!
Ve ust uste olculer, hikmetler, şimşek şimşek:
Size Kuran emanet, artık ne şuphe, ne şek!
Başınıza bir vahşi gecse, burnu halkalı;
Layıksa, işi haksa, emrine bağlanmalı!
Ne Arap var, ne acem, olan yalnız insandır!
Hangi fark ara yerde, insan ki topraktandır?
Meydanda guzel, cirkin, kÂr etmez başka yorum!
Kotu diye ne varsa, hepsini ciğniyorum!
Cifte kutup; emirler, yasaklar, farz ve haram.
En ustteki taşa dek kurulu şanlı ehram
Devrimci, gorsun neymiş, ne değilmiş inkılÂp!
Biri ufukta saray, oburu kumda serap
O geldi, kan sarhoşu Arap ceylana dondu.
Gunubirlik teselli, uctu, yalana dondu.
O, her kum tanesine kubbe doğurtan nefes
O, bir ses, bir ses, olum perdesini delen ses
Allah Resulu, Kusv isimli devesinde,
Batan bir guneş rengi, eriten şivesinde,
Aynı canakta, yerle goğu calkalıyorlar.
Dinde kemal noktası Onu halkalıyorlar:
Bildirdim mi? Bildirdin! Şahit ol yuce Rabbim!
Bildirsin bilmeyene, haber, her sahabim!
Duşundu sahabiler, en başta Ebubekir;
Bu kemalden bir zeval manası tutse zahir
Ayet indi: İslamı sectim ve tamamladım!
Oyleyse, kalan omur Resule birkac adım
Anladı Ebubekir, gozleri dolu dolu;
Suzdu; batan bir guneş rengiyle giden yolu Veda Haccı İle İlgili Şiir

Hangi fark ara yerde, insan ki topraktandır?
Meydanda guzel, cirkin, kÂr etmez başka yorum!
Kotu diye ne varsa, hepsini ciğniyorum!


Ne guzel kaleme alınmış...Teşekkurler