Rahmet kapılarının ardına kadar acıldığı altın zaman dilimlerini yaşıyoruz. Her birisi Allah'ın rıza ve kurbetine ulaştırma adına ayrı bir rampa olan oruc, mukabele, teravih, iftar, zekÂt ve sadakalarla coşulan/coşulması gereken mubabek ramazanı teneffus ediyoruz.


Allah'ın rahmet kapılarını sonuna kadar acıp istifademize sunduğu bu kutlu zaman diliminde bizlerin de yardıma muhtac insanlara merhametle, şefkatle yonelmemiz en azından insanlığımızın ve mazhar olduğumuz nimetlerin bir şukru olsa gerektir. Bugunlerde başta Somali olmak uzere Etiyopya ve Kenya gibi diğer Afrika ulkelerinde de kıtlık ve aclık krizi yaşanıyor. Buralarda pek cok insan aclıktan oluyor. Kur'an, Peygamber Efendimiz'in Sunneti ve sahabenin tatbikatına gore oncelikli olarak yapılması gereken tevbe ve istiğfarla Allah'ın rahmet kapısına yonelmektir. İşte Allah'a yapılması gereken bu teveccuh Peygamber Efendimiz'in tatbikatıyla yağmur duası veya namazıyla formule edilmiştir. Biz de kıtlık ve kuraklığın yaşandığı o ulke insanları icin yağmur duasına cıkabiliriz. Zira Peygamber Efendimiz: "Muslumanın Muslumana onun olmadığı yerde arkasından yaptığı duaya icabet edilir." buyurmaktadır. (Muslim, zikir, 88) Bunun yanında bir mumin olarak onlara gucumuz yettiği kadar değişik yardım argumanlarını kullanarak el uzatmamız da cok onemlidir.
Yağmursuzluk, kıtlık Allah'a tevbe ve istiğfarla teveccuh ederek yalvarıp, yakarma zamanıdır. Guneşin ve ayın tutulması kusuf ve husuf namazlarının, guneşin batması akşam namazının vakti olduğu gibi, yağmursuzluk, kıtlık da yağmur duasının, namazının vaktidir. Bela ve musibet zamanlarındaki en onemli mesele insanların yoneleceği kapıyı cok iyi belirlemesidir. Değişik sebeplere riayetle birlikte en onemli mesele Musebbibu'l-esbap olan Allah'a yonelmektir. Teveccuh edilecek en onemli kapı, Allah'ın rahmet ve inayet kapısıdır. Bu hakikati Allah TeÂlÂ, peygamberlerinin rehberliğinde insanlığa oğretmektedir.
Kur'an-ı Kerîm, tevbe ve istiğfarla Allah'a yalvarıp, yakarmanın yağmur yağdırılmasının en onemli vesilesi olduğunu Nuh'un (a.s.) dilinden şu şekilde bildirmektedir:
"Dedim ki onlara: "Rabbinize istiğfar ediniz. Zira o gafurdur." Mağfiret dileyin ki uzerinize bol bol yağmur indirsin. "Size mal ve evlad ihsan buyursun, size bahceler, ırmaklar, su kanalları nasib etsin" (Nuh suresi, 71/9-11)
Başka bir ayette Hud (a.s.)ın dilinden şoyle buyurulmaktadır:
"Ey halkım! Haydi, Rabbinizden af dileyin, sonra ona tovbe edin, O'na donun ki gokten size bol bol yağmur gondersin, gucunuze guc katsın, n'olur, yuz cevirip suclu duruma duşmeyin!" (Hud suresi, 11/52)
Butun bir hayatı talim icin gonderilen ve yaşayan Kur'an olan Peygamber Efendimiz de kıtlık ve yağmursuzluk zamanlarında nasıl hareket edilmesi gerektiğini ummetine bilfiil oğretmiştir. Mesela bir gun Peygamber Efendimiz mescitte Cuma hutbesi verirken bir kişinin kalkıp kuraklıktan, hayvanların telef olmasından bahsederek dua etmesini istemesi uzerine Allah Resulu dua dua Cenab-ı Hakk'a yalvarmış ve daha minberden inmeden yağmur yağmaya başlamıştır. (Buhari, istiska, 6-8; Muslim, salatu'l-istiska, 8-9)
Yine kuraklık ve kıtlığın olduğu başka bir zaman Peygamber Efendimiz ashabıyla birlikte sahraya cıkıp kıbleye doğru donup dua etmiş, elbisesini ters cevirmiş sonra da iki rekat namaz kılmıştır. (Buhari, istiska, 4; Muslim, salatu'l-istiska, 2)


Peygamber Efendimizin (sav) rahle-i tedrisinde yetişen sahabe-i kiram da kıtlık ve yağmursuzluk zamanlarında tevbe ve istiğfar ederek yağmur duasına cıkmışlardır. Hz. Omer, kıtlık ve yağmursuzlukla insanların bunaldığı bir donemde Peygamber Efendimiz'in amcası Hz.Abbas'ı yanına alarak şehrin dışına cıkmış "Allahım, biz hayatta iken, Resûlu'nun aziz varlığını şefaatci yapar Sen'den yağmur yağdırmanı isterdik. Sen de yağdırırdın. Bugun Senin huzuruna, Habibinin amcasıyla geldik. Şu el hurmetine bize yağmur ver!" demiş, Hz. Abbas da tevbe, istiğfar ederek Allah'a yağmur yağdırması icin dua etmiş ve sonunda da yağmur yağmıştır. (Buhari, istiska, 3; fazail-i ashabi'n-nebi, 11)
Hasan el-Basrî'nin meclisinde bir şahıs kuraklıktan şikÂyet etmiş o da: "İstiğfar et" demişti. Başka biri malî sıkıntılardan, bir diğeri cocuğunun olmadığından, birisi arazisinin verimsizliğinden dertlenince, Hasan-ı Basrî de onlara da aynı şeyi soylemiştir. Bunun uzerine etrafındakiler bu durumu garipseyince o da yukarıda gecen Nuh suresi 9-11. ayetleri okumuştur.


Yağmur Duasına hazırlık
Her şeyin bir adabı olduğu gibi yağmur duasına cıkmanın da bir adabı vardır. O adabı da Peygamber Efendimiz ummetine talim buyurmuştur. İbn-i Abbas'ın rivayetiyle: "Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) mutevazi, yuzu yerde, huşu, hudu, tazarru ve niyazla eski fakat temiz elbiseleriyle cıkmıştır." (Ebu Davud, istiska, 1)

Bu ve benzeri hadislerden hareketle Âlimlerimiz yağmur duasına cıkmadan once bedenen, kalben ve ruhen hazırlanmak gerektiğine dikkatleri cekmişlerdir. Bunun icin iyice yıkanılarak temizlenilmesi, misvak kullanılması, eski fakat temiz elbiselerin giyilmesi, bolca tevbe ve istiğfar edilmesi, oruc tutulması, sadaka verilmesi, birinin kul hakkı varsa onun iade edilmesi, boyun bukulerek acz, fakr, zaaf ve yetmezliğin hissedilerek huşu ve tevazu icinde kırlara cıkılması ve yağmur duası yapılacak yere mumkunse yuruyerek gidilmesi mustehaptır. (Tahtavi, Haşiyet-u meraki'l-felah, s.300; İmam Nevevî, Mecmu, 5/66; İbn-i Kudame, Muğni, 2/266)
Mescid-i Haram, Beyt-i Makdis ve Mescid-i Nebevî'nin dışındaki yerlerde yağmur duası icin kırlara cıkılarak yapılması daha faziletlidir. Genc-yaşlı, erkek-kadın, cocuk gidebilecek herkesin duaya katılması hatta mumkunse koyunların kuzularıyla; ineklerin buzağılarıyla beraber cıkarılıp dua edilmesi mustehaptır. (İbn-i Abidin, reddu'l-muhtar, 1/792)
Yağmur Duasının Vakti ve Yapılış Şekli
İmam A'zam hazretlerine gore kuraklık, kıtlık zamanlarında namaz kılmak caiz olmakla birlikte sunnet olan dua ve istiğfar etmektir. Cemaat halinde namaz kılmak sunnet olmamakla birlikte insanların tek başlarına namaz kılmaları caizdir. İmam Muhammed ve diğer mezhep imamlarına gore ise sadece dua etmek sunnet olduğu gibi dua ile birlikte Cuma namazında olduğu gibi cehren kıraatle iki rekÂt namaz kılmak da sunnettir. Bu şekilde kılınan namazın peşinden bayram namazlarında olduğu gibi hutbe okunur, hatip minbere cıkmaz; yerde durur, ok, kılıc veya as gibi bir şeye dayanarak hutbe irad eder. (el-Mevsuatu'l-fıkhiyyetu'l-Kuveytiyye, "istiska" mad.)
Ayet ve hadislerde bildirildiği uzere yağmur talebinde dua, yakarış, tevbe ve istiğfar meselenin ozunu teşkil etmektedir.
Yağmur duasının en faziletli vakti duha vaktinden zevale kadar olan kısımdır. Duha vakti ise guneşin doğup, ufukta bir veya iki mızrak boyu yukselmesinden yani kerahet vakti cıktıktan sonra gunumuz ifadesiyle 45 dakika gectikten sonra başlar ve guneşin tam tepeye dikilme zamanına kadar devam eder. Yağmur duası icin guneş doğarken yola cıkılır. Yol boyu Allah'a cokca istiğfar edilir. Kırlara veya bir tepeye cıkıldığında bayram namazının kılındığı vakitte yağmur duası yapılır.
İmam kıbleye doğru donerek şoyle dua eder:
الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ ماَلِكِ يَوْمِ الدِّينِ
Dedikten sonra ellerini kaldırabildiği kadar kaldırarak duaya devam eder:
لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ اللَّهُمَّ أَنْتَ اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ الْغَنِيُّ وَنَحْنُ الْفُقَرَاءُ أَنْزِلْ عَلَيْنَا الْغَيْثَ وَاجْعَلْ مَا أَنْزَلْتَ لَنَا قُوَّةً وَبَلَاغًا إِلَى حِينٍ
"Hamd Âlemlerin Rabbine aittir ve O Rahman'dır, Rahim'dir, Âhiret gununun sÂhibidir. Allah'tan başka ilÂh yoktur. O dilediğini yapar. Ey
Rabbimiz Sen kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın. Sen zenginsin, biz fakiriz. Uzerimize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet ve guc kıl. Ve uzun muddet bize yetecek kadar kıl!
اللَّهُمَّ اسْقِنَا غَيْثًا مُغِيثًا مَرِيئًا مَرِيعًا نَافِعًا غَيْرَ ضَارٍّ عَاجِلًا غَيْرَ آجِلٍ
"Allahım bize bollukgetirecek, fayda verecek, zarar vermeyecek ileride değil acil bol bol yağmur ver." (Ebu Davut, istiska, 2, İbn-i Mace, ikame, 154)
Enes b. Malik, Peygamber Efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem)in yağmur duası yaparken avuc iclerini yere doğru cevirdiğini ve kollarını da koltuk altları gorulebilecek şekilde kaldırdığını nakletmektedir. Âlimlerimiz kıtlık, kuraklık gibi bela ve musibetlerin uzaklaştırılması icin yapılan dualarda ellerin avuc iclerinin yere; bunun dışındaki yapılan dualarda ise semaya doğru cevrilmesinin sunnet olduğunu soylemişlerdir. (İbn-i Hacer, Fethu'l-Bari 2/518) Bu itibarla yağmur duası yapılırken eller kaldırılabildiği kadar havaya kaldırılır ve eller avuc icleri yere doğru olarak ters cevrilir.
İmam duaya başlamadan once kıbleye doğru doner arkasını cemaatine verir, cubbesinin sağ tarafı sola, sol tarafı da sağ tarafa gelecek şekilde tersten giyer sonra dua eder.
Yağmur duasında, takva ve istikametiyle bilinen insanların, cocukların, yaşlıların, zayıfların one cıkarılarak dua ettirilmesi ve onların yaptıkları duaya insanların "amin" demesi tavsiye edilmektedir. Zira bu şekilde yapılan dualar icabet edilmeye daha yakındır. Bu konuda Peygamber Efendimiz şoyle buyurmuştur:
"Siz zayıflarınızın (yaşlı, cocuk, muhtac, gariban) duasının, tazarrusunun dışında başka bir şeyle mi rızıklanıyor ve yardıma mazhar oluyorsunuz." (Buhari, cihad, 76; Ebu davud, cihad, 70) cunku masum olan cocukların, muhtacların, yaşlıların duaları fıtrî ve ictendir.
Yağmur duası yapılırken acz, fakr, tezellul, huşu, hudu ve rikkati kalbi celbedecek butun argumanların kullanılması dualara icabet acısından cok onemli gorulmuştur. Bunun icin dua edilirken cocukların annelerinden uzaklaştırılması ve onların ağlayıp inlemelerinin kalplerin rikkat ve huşuunu artıracağı ve bu şekilde yapılan duaların icabete karin olduğu fıkıh kitaplarımızda zikredilmektedir. (İbn-i Abidin, Reddu'l-muhtar, 1/792)
Duada Israr
Yağmur duası rahmetin gelmesine vesiledir. "Cocuk ağlamazsa meme vermezler." kabîlinden, insan da aczini, yetmezliğini anlayıp tevbe ve istiğfar ile yalvarıp yakararak Allah'a teveccuh etmezse gok kapıları ona acılmaz.
Yağmur duasına uc gun peşi peşine cıkıp dua etmek mustehap olmakla birlikte yağmur yağmamışsa dort mezhebe gore ısrarla duaya devam edilmelidir. Zira Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde:
"Allah TeÂlÂ, ısrarlı, peşini bırakmadan her hÂlukÂrda kararlı bir şekilde duaya devam edenleri sever." (İbn-i Hacer, Telhisu'l-habir, 2/95) buyurmuştur.
Nitekim Kur'an-ı Kerîm'de bu hususta şoyle buyurulmuştur:
"BÂri, kendilerine bela ve musibet geldiği vakit yalvarsaydılar, tovbe etseydiler! Fakat heyhÂt! Onların kalpleri kaskatı olmuş, şeytan da yapmakta oldukları mÂsiyet ve gunahları kendilerine suslemiş, cazip gostermişti." (Enam suresi, 6/43)
Yağmur yağıncaya kadar duaya devam edilmesi gerektiğine Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sizden birisi: "Dua ettim de duama icabet edilmedi!" diyerek dua etmeden bıkıp terkederek acele etmediği muddetce duasına icabet edilir." hadis-i şerifiyle de işaret etmektedir. (Buhari, daavat, 22; Muslim, zikir, 90)



Buradaki temel illet yağmura olan ihtiyactır. Yağmur yağmadığı muddetce ihtiyac devam ediyor demektir. Bu itibarla da duaya gonulden ve ısrarla devam edilmelidir.

DR ergun capan yeni umit dergisi yayın yonetmeni
ZAMAN







__________________