Hz. Peygamber, gurultucu, kusur arayan, gereksiz yere insanları oven veya yeren değildi. Şu şeylerden ozellikle uzak dururdu: Luzumsuz tartışmak, fazla konuşmak ve kendisini ilgilendirmeyen şeylere ilgi duymak. Kimseyi kotulemez, kimsenin ayıp ve kusurunu araştırmazdı. Ancak fayda umduğu şeyleri soylerdi. (TaberÂnî-8425)


Sayıya dayalı işlerde, tekli rakamları tercih ederdi



Resûlullah (sav), sayıya dayalı bir iş yapacağı zaman tekli rakamları tercih ederdi. Şeytan taşlamada, sa'y'da, tavafta, temizlenmede, bazı ibadetlerin tekrarlanan işlerinde, bazı dua ve istiğfar sozlerinde, yuzu yıkamak gibi... Hep tekli sayıları gozetirdi. Bir, uc, beş, yedi... Ve devam eden rakamlar tekli sayılardır. "İnnallÂhe vitrun, yuhibbul vitr: Allah tektir, teki sever!" (Muslim, K.S.-1453, Buhari, Tirmizi, K.S.-1794)


Kendisine şefaat izni verilmiştir



Ona 'Makam-ı Mahmud' verilmiştir. Bunun da şefaat olduğunu Resûlullah (sav) belirtmiştir. (Tirmizi, K.S.-685) Efendimiz (sav)'e Allah tarafından şefaat izni verilecektir. (Buhari, Muslim-10031, Tirmizi-9063, İbn-i MÂce-K.S.17/607) O; ilk şefaat edecek, ilk cennet girecek ve teb'ası en cok olan olacaktır. (Buhari, Muslim-10032, İbn-i MÂce-K.S.17/606)


Dunya malına karşı ilgisizdi



Hayatı Allah'ın koruması altındaydı. İlk donem, Resûlullah (sav)'a herhangi bir suikast olmaması icin gece nobetciler beklerdi. "Allah seni insanlardan korur." (Maide/57) ayeti inince Allah Resulu (sav) nobetcilere dedi ki: "Ey insanlar! Haydi, gidin artık beni Allah koruyor! (Tirmizi-6928)

Onemli ve gerekli gorduğu hallerde sozlerini ucer defa tekrar ederdi. (Buhari, Muslim, Tirmizi-9045)

Dunya malına karşı ilgisiz, fakirce bir yaşam surer, gunlerce ac kaldığı, aylarca sıcak yemediği olurdu. (Buhari, Muslim, Tirmizi, İbn-i MÂce-9606 v.d.) Allah'tan en cok sakınan, sakındırılan ve Allah yolunda en cok eziyet goren idi. (Tirmizi, K.S.-2086)

Cinlere de peygamber olarak gonderilmiş, onları da İslam'a davet etmiştir. (Buhari, Muslim, Tirmizi-K.S.4/245) Allah tarafından bazen ozel bir nimetle yedirilip icirilmiştir. (Ebu Davud-K.S.9/451)


Allah'ı cok zikrederdi



Zikri cok yapar, boş soz soylemez, namazı uzun, hutbeyi kısa yapardı. Dul ve fakirlerle beraber olmaktan cekinmez, onların ihtiyacını muhakkak yerine getirirdi. (Nesei-15/369)

Gunahları bağışlanmış, gunahtan Ârî olmasına rağmen, gunde yuz defa istiğfarda bulunurdu. (Muslim, Ebu Davud, K.S.-1887, 1888)


Kendisine kaba davrananlara bile anlayış gosterirdi



Kendisine kaba davranan bedevileri anlayışla karşılar, kızmaz, ikramda bulunurdu. (Buhari-K.S.15/370)


Kur'an'ın ilk mufessiri, Peygamberdir!



Bazı zamanlar kendisine işkence edenlere karşı yuce Rabbimiz gorunmeyen Meleklerle onu korurdu. (Buhari, Muslim-K.S.15/458 v.d.) Allah Resulu (sav) Kur'an-ı Kerim'in birinci sıradaki mufessiri, acıklayıcısıdır. Hadis kitaplarında "esbabı nuzul" bablarında yuzlerce ayetin, Peygamber Efendimiz tarafından tefsirine ornekler vardır. Bunlardan sadece bir ornek verelim: Fatiha suresinde gecen, gazaba uğrayanlar ifadesinin Yahudiler, dalalete duşenlerin de Hıristiyanlar olduğunu acıklar. (Tirmizi, K.S.-440)

Resûlullah (sav) ashabının fakirleriyle oturmaktan gocunmaz, onlar gibi sade yaşamaktan hoşlanırdı. Muşriklerin fakirleri yanından kovması halinde kendisini dinleyeceklerine dair sozlerine once meyleder ise de sonra kesin olarak iltifat etmez. (Muslim, İbn-i MÂce, K.S.-599)


Butun Âlemlere gonderilmişti



Cinlere de peygamber olarak gonderilmiştir. Onlara da tebliğde bulunmuş, Kur'an-ı Kerim okumuştur. Bir gece Resûlullah (sav), kaybolur. Ashab arar ama bulamazlar, cok tedirgin olurlar. Sonra Resûlullah (sav) gelince şu acıklamayı yapar: 'Bana cinlerin davetcisi geldi. Beraber gittik, ben onlara Kur'an okudum.' (Muslim, Tirmizi, Ebu Davud, K.S.-786, Buhari v.d. K.S.-846)


Hay sahibi ve utangactı



O; genc, bakire bir kızdan daha edepli, utangac idi. Dini konuların dışında, hoşlanmadığı bir şey gorduğu zaman sesini cıkarmazdı ama ashabı kiram yuzunden anlardı. (Buhari, Muslim-7865, K.S.- 1670) Ancak dini konularda, cezai durumlarda, gerceğin bilinmesi adına asla cekinmez, soylenmesi gerekeni soylerdi. (Buhari, K.S.- c.6 s. 1671)

Rabbim, varlıklar icinde en cok sevmemiz gereken (Buhari-K.S.12/398) Resûlullah (sav)'ın şefaatine nail eylesin.


Beni, Hıristiyanların İsa'yı ovdukleri gibi ovmeyin!



Efendimiz (sav)'den: "Beni Hıristiyanların Meryemoğlu İsa'yı uzun uzun ovdukleri gibi ovmeyin. Bana Allah'ın kulu ve Resulu deyin." (BuhÂrî-6001)

"Ummetimden şu iki sınıfa şefaatim ulaşmaz: Zalim ve zorba yonetici ile haddi aşan sapık." (TaberÂnî-6063)

"Amellerinizle orta yolu bulun ve doğruyu bulmaya calışın." (Muslim, Tirmizi-6913)


Ovunme yok!



"İbrahim Halîlullah'tır. (Allah'ın dostu)

Musa Allah'ın kendisiyle konuştuğudur.

İsa, Allah'ın kelimesi ve ruhudur.

Âdem'i Allah secmiştir.

Ben ise Allah'ın habibiyim. Ama bununla ovunmuyorum.

Kıyamet gununde Hamd sancağını ben taşıyacağım, yine ovunme yok.

Allah katında ben, evvelkilerin ve sonrakilerin en kıymetlisiyim. Yine ovunme yok.

Kıyamet gununde insanların ilk şefaat edecek olan benim. Bu yetki ilk kez bana verilecektir ama yine ovunme yok.

Cennet kapısının halkasını ilk kımıldatacak olan benim Allah bana cennet kapısını acıp, ilk defa beni ve mu'minlerin fakirlerini de benimle oraya koyacaktır. Buna rağmen yine ovunme yok!" (Tirmizi-8354)

[Notlar: Parantez ici kaynaklardaki K. S. İbrahim Canan Hocanın Kutubu Sitte Şerhi ve Tercumesindeki hadis numarasını gostermektedir. Diğer kaynaklar Rudani'nin Buyuk Hadis Kulliyatındaki hadis numarasına işaret etmektedir]


Milli Gazete




__________________