Bir şeyin helal veya haram olması, Allah'ın emrine tabidir. Allah bir şeye "helal" derse helal, "haram" derse haram olur. Yani din bir imtihandır, insanlara yapılan bir tekliftir.
Cenab-ı Hak, cennete layık bir duruma getirmek icin, insanları imtihana tabi tutuyor. Bu sebeple, bazı emir ve yasaklar koymuştur. Esas olan da bu emir ve yasaklara uymaktır.
Bu prensiplerin gerek insanın şahsi hayatına, gerekse cemiyet hayatına pek cok faydaları vardır. Dolayısıyla bunlar, o emir ve yasağa daha şuurlu olarak riayet etmemizi sağlıyor.
Dinimizin yasakladığı hususlardan birisi de, domuz etidir. Bu yasaklamanın, pek cok hikmeti vardır. Biz, burada sadece birkacına işaret etmeğe calışacağız.
- Domuz eti cok yağlıdır. Yenildiği takdirde, bu yağ kana gecer. Boylece kan, yağ tanecikleriyle dolmuş olur. Kandaki bu fazla miktardaki yağ atar damarların sertleşmesine, tansiyon yukselmesine ve kalb infaktusune sebep olur.
- Ayrıca, domuz yağı icerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vucuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması icin, lenf bezlerinin fazla calışmaları icap eder. Bu durum, bilhassa cocuklarda lenf duğumlerinin iltihaplanması ve şişmesi şeklinde kendini gosterir. Hasta cocuğun boğaz bolgesi anormal bir şekilde şişerek, adeta domuza benzer. Bu sebeple, bu hastalığa "domuz hastalığı" (skrofuloz) adı verilir. Hastalığın ilerlemesi halinde, butun lenf bezleri cerahatlenerek şişer. Ateş yukselir, ağrı başlar ve tehlikeli bir durum ortaya cıkar.
- Domuz etinde bol miktarda bulunan sumuksu bağ dokusu, kukurt yonunden cok zengindir. Bu sayede, vucuda fazla miktarda kukurt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak eklemlerde iltihaplanma, kireclenme ve bel fıtığı gibi ceşitli hastalıklara yol acar. Domuz eti devamlı yenirse, vucuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan gecen sumuksu bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdak yumuşar; vucut ağırlığına tahammul edemeyerek altında ezilir. Boylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir. Domuz eti yiyenlerin elleri pelteleşir, yağ tabakaları teşekkul eder. Mesela yiyen kimse sporcuysa; yorgun, tembel ve az hareketli olur.
- Domuzda, buyume hormonu da cok fazladır. Doğduğu zaman birkac yuz gram olan domuz yavrusu, altı ayda yuz kiloya erişir. Bu kadar suratli gelişme, buyume hormonunun fazlalığı sebebiyledir. Domuz etiyle fazla miktarda alınan buyume hormonu, vucutta doku şişliklerine ve iltihaplanmalara yol acar. Burun, cene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde buyumesine ve vucudun yağlanmasına sebep olur. Buyume hormonunun en etkili yonu, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır. Nitekim domuz kesim işiyle uğraşanlar, erkek domuzların belli bir yaştan sonra mutlaka kansere yakalandıklarını ifade ederler.
- Domuz etinin ihtiva ettiği histamin ve imtidazol denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Ekzama, dermatit, norodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan cıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar iltihapları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına kesinlikle domuz eti yememelerini tavsiye ederler.
Alman hekimi Prof. Reckeweg, "Domuz Eti ve İnsan Sağlığı" adlı eserinde bir hatırasını şoyle anlatır:
"Tedavi maksadıyla, bir ciftci ailesinin biraz sapa yorede bulunan ciftliğine gitmiştim. Babada, muzmin antroz (dejeneratif eklem hastalığı) ve kalca eklemi iltihabı vardı. Ayrıca, karaciğerinden de rahatsız idi. Annenin, bacaklarında varis ve eziyet verici kaşıntısı olan ekzama vardı. Ailenin kızları ise, kalp yetmezliği ve romatizmadan şikayetci idi. En sağlıklıları gorunmesine rağmen oğulları da, anjin sonrası kalp yetmezliğinden ve kan cıbanından muşteki idi. Evin obur kızı ise, muzmin bronşitten muzdarip idi. Oğullarından bir diğeri de, domuz kıllanması ve muzmin plorite yakalanmış olup, devamlı tekrar eden fistul ifrazatından şikayet etmekte idi.
Yukarıda sakinlerin hastalıklarından uzun uzadıya bahsettiğim ciftlik icinde, muayene sırasında garip bir olaya şahit oldum. Ailenin arasında, iri cusseli bir domuz hic istifini bozmadan, aşağı doğru sarkan kalın bir ağac dalına abanarak sırtını kaşıyordu.
Hastalara, "Oradaki domuzu goruyor musunuz? Onun kaşınmasına ve iltihaplara yol acan maddeleri, etiyle beraber siz de yiyorsunuz. İşte bu maddeler, sizdeki hastalıkların yegane sebebidir" dedim. Yukarıda kendilerinden bahsettiğim, Kara Ormanlar havalisinde oturan benzeri ciftlik sahiplerinden verdiğim nasihati dinleyenler, domuz eti yemekten vazgecerek hastalıklarının coğundan kurtuldular. Şimdi o ciftliklerin etrafındaki otlaklarda, İslam ulkelerinde olduğu gibi kucuk koyun suruler yayılıyor."
- Domuz eti ile insana bulaşan tehlikeli hastalıklardan birisi de, trişin hastalığıdır. Domuzlar bu hastalığı, trişinli fare yemek veya trişinli domuz
eti ile beslenmekle alırlar. Fakat trişin, domuzlarda ağır bir hastalık yapmaz. Halbuki insanlarda, cok tehlikeli ve oldurucu bir hastalık meydana getirir.
Domuz etiyle alınan trişin kurtcuklar, mide-barsak yoluyla kana gecer. Boylece de, butun vucuda yayılırlar. Trişin kurtcukları ozellikle cene, dil, boyun, yutak ve goğus bolgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Ciğneme, konuşma ve yutma adalelerinde felcler meydana getirirler. Yine kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin iltihabına sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, olumle sonuclanır. Bu hastalığın en kotu tarafıysa, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır.
Trişin hastalığı, bilhassa Avrupa ulkelerinde yaygındır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen, İsvec, İngiltere ve Plonya'da trişin salgınları gorulmektedir.
Yurdumuzdaysa, yerli Hıristiyanların dışında hic bir muslumanda trişin hastalığı gorulmemiştir. Cunku, ulkemizde Hıristiyanlar dışında kimse domuz eti yememektedir. İnsan ve hayvanlar, yedikleri gıdaların az-cok tesirinde kalırlar. Mesela kedi, kopek, aslan gibi et yiyen hayvanların yırtıcı; koyun, keci, deve gibi ot ile beslenen hayvanlarınsa daha uysal ve yumuşak huylu oldukları malumdur.
Bu durum, insanlar icin de gecerlidir. Nebati gıdalarla beslenenlerin, genellikle halim-selim; et ve et urunleriyle beslenen insanların ise daha sert mizaclı oldukları tespit edilmiştir.
- Domuz, dişisini kıskanmayan bir hayvandır. Domuz eti ile beslenen insanlarda, kıskanclık hissinin zayıfladığı veya dumura uğradığı gozlenmiştir.
Fransız filozoflarından Savorin de beslenmenin mizac uzerindeki bu tesirine cok onem vererek, "Bana ne yediğini soyle, senin ne olduğunu haber vereyim" demiştir.
Yuce Rabbimiz, istifademiz icin pek cok gıda yaratmıştır. Bunun yanında, bazı zararlı şeylerin yenilip icilmesini yasaklamıştır. Cunku O, sonsuz şefkat ve merhamet sahibidir. Kullarına, taşıyamayacakları yukleri yuklememiştir. Emir ve yasakları, insanların rahatlıkla altından kalkabilecekleri şeylerdir.
Acaba insan icki icmeyince, domuz eti yemeyince ne kaybeder?
Bir makinenin muhendisi, o makinenin hangi şartlarda ve nasıl calışacağını da belirtmiştir. Mesela kataloğunda, bir makinenin 220 voltta calışabileceği yazıyor. Bizse, daha iyi calışabileceğini duşunerek, 500 volta takmış olalım. Bir anda, makinenin ne hale geleceği malumdur...
İşte insan vucudu da, Cenab-ı Hakk'ın yarattığı mukemmel bir motor ve harika bir makinedir. Bu makinenin en iyi nasıl calışacağını da, elbette yapan bilecektir. Madem ki Allah'ımız domuz etini haram kılmıştır, oyleyse yememiz mahzurludur...
Selahattin Salihoğlu
__________________
Domuz eti nicin haramdır?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Domuz eti nicin haramdır?
-
13-09-2019, 05:23:59