Bu hafta “13. Gun”un vizyona girmesini fırsat bilerek, sinema tarihindeki slasher filmlerini mercek altına aldım.
Slasher, korkunun ‘seri katil’ kavramı icin yarattığı alt turdur. İlk orneği Hitchcock’un “Sapık”ı kabul edilirken, 70’lerde yukselişe gectiği ongorulmuştur. Alt tur daha cok katil karakterlerinin kultleşmesiyle zirve yapmıştır sinemada. Zaten bu filmlerin esas kahramanları da Michael Myers, Freddy Krueger, Leatherface, Jigsaw gibi insanları kesip bicen katillerdir aslında.
Yıllar icinde “Kuzuların Sessizliği”, “Yedi”, “Testere”, “Korku: Bir Katilin Hikayesi” gibi filmlerde farklı turlerle ic ice gecen slasher filmi, boylece modern dunyaya ayak uydurarak evrim gecirmiştir. Tabii listeyi oluştururken bu tur kırması ornekleri dikkate almamaya calıştım. Bunların dışında alt turun tarihinden başka filmlerin de dışarıda kaldığı değerlendirmemden ise şoyle bir sonuc cıktı.
1- Sapık (Pyscho) (1960)
Sinema tarihinin resmi kayıtlarına gore ilk slasher filmi. Annesi oldukten sonra yalnız yaşadığı malikanesinde psikolojik sıkıntılar ceken bir adamın, Norman Bates’in (Anthony Perkins) oykusu aslında. Yani o ‘sapık katil’in. Alfred Hitchcock’un atmosfer yaratma yetisiyle ve cektiği gizemli banyo cinayeti sahnesiyle akıllarda yer eden yapıtın, aynı zamanda ABD’nin yerleşim bolgesi haline gelmemiş kısımlarındaki tehlikeye dikkat cekmesi onemli. Ozellikle de bir otel, bir malikane ve bir bataklık mevcut ise...
2-Halloween (1978)
Slasher geleneğini başlatan film, aslında John Carpenter’ın muzisyen arka planıyla ve atmosfer yaratma yetisiyle one cıkmıştı. Tabii, taşrada gezdiği var sayılan ‘Umacı’nın (Boogeyman) sinemasal bir zemine oturtarak toplumsal mesajlar depoladığını da unutmayalım. Alt turun, ahlaken yanlış şeyler yapan genclerin oldurulduğu, bakirelerin canlı kaldığı bir dunya yarattığını da ilk duyuran filmdir. Tabii katilinin Michael Myers adlı psikolojik sorunları olan bir seri katile donuşmesi de onemli bir motiftir. Taşra evlerinde kapıların acık tutulmasını korkutucu bir zemine taşımasının yanında, aynı zamanda korkunun ‘kutsal bakire’si Jamie Lee Curtis’i ture sokmasıyla da dikkat cekmiştir.
3-Teksas Katliamı (The Texas Chain Saw Massacre) (1974)
Tobe Hooper’ın slasher tarihinde cığır acan filmi, artık ‘kotu’nun canavar veya uzaylı olmadığını ispatlayan ilk tur orneğiydi. Hooper’ın filmi el kamerasıyla cekip bu gercekliğin daha da uzerine gitmesi ise onemliydi. Bir diğer onemli noktaysa filmin ABD’nin guneyindeki dehşete, bastırılmış korkuya ve tehlikeli oluşumlara dikkat cekebilmesiydi. Zira hic konuşamayan maskeli slasher katili Leatherface, doğanın icinde yalnız başına yaşamaktan kafayı yemiş bir ailenin oğlu aslında. Kasap gibi insanları kesmesinin ve irileşmesinin de ana sebebi bu. Yani “Teksas Katliamı”, hem politik hem de sinemasal olarak kilit bir yapıt. Belgesel estetiğiyle cekilip arkasındaki gercek hikayeye vurgu yapması da onemli...
4-Yuksek Tansiyon (Haute Tension) (2003)
ABD’deki slasher kasabalarının korkutuculuğunu Fransız sinemasına transfer ediyor. Oyle ki komun bir bolgede arkadaşını ziyarete gelen bir kız, bir anda tanımadığı bir adam tarafından takip edilmeye başlıyor. Tabii bu olay orgusu, Fransız sinemasındaki psikolojik alt metinlerle dengelenip sinema tarihinde eşine benzerine rastlanmayacak bir surpriz sonla noktalanıyor. Bu da filmi ‘yeni neslin slasherı’ yaparken, Fransız korku sinemasının da fitilini ateşlediğini yapıt konumuna oturtuyor. Alexandre Aja’nın filmini Tobe Hooper gibi el kamerası ile cekmesi ve bol kan dozu (gore) kullanıp istismar sinemasına yakın seyretmesi de bu gerilimin ya da korkunun ana tonunu belli ediyor.
5-Elm Sokağı’nda Kabus (Nightmare on Elm Street) (1984)
Slasherı surreel oğelerin icine sokarak 70’lerin gercekci geleneğini biraz olsun farklılaştıran yapıt, korku filmlerinin usta yonetmeni Wes Craven’ın ilk onemli cıkışıydı. Ruyalardan cıkan, bu sebeple de kabusların bastırılmışlığının ve bilincaltının temsili olan Freddy Krueger karakterinin doğaustu guclere sahip slasher katili prototipi, sonradan kultleşti. Zaten 1994’e kadar 8 devam filmiyle onurlandırılmasının yanında, 2000’lerde bir de “Freddy Jason’a Karşı” filmine gebe oldu. 80’lerde turun icine metafiziksel oğeler katan ilk film olarak alt tur tarihine yazıldı.
6-Peeping Tom (1960)
50’lern İngiltere’sinin onemli yonetmenlerinden Michael Powell, başrolunde Alman Karlheinz Bohm’un oynadığı bir slasher ile “Sapık”a cevap veriyordu. Film o karakterin psikolojik sorunlarına odaklanan yapısıyla dikkat cekiyordu. Ailesi oldukten sonra yalnızlıktan mustarip bir kişiye donuşen karakterimiz, elindeki kamerayı penis ve cinayet aleti olarak kullanıyordu film boyunca. Tabii unutulmaz sonda da o imgenin Amerikan slasherlarından ‘fark’ olarak yarattığı şeyler cok fazlaydı...
7-Tenebre (1982)
Bir Amerikan seri katil romanı yazarının etrafında işlenen cinayetleri ve aldığı tehditleri one cıkaran alt tur filmi, bircok yapıtın esin kaynağıdır. “Cığlık”ın ‘telefondaki korkutucu ses’ ve ‘katilinin iki kişi olması’ gibi kullanımları bu filmden alıntıdır. İtalyan polisiyesi giallo ile ic ice gecen slasher, burada gore dozu yuksek ve stilize sahnelerle zirve yapmıştır. Korku sinemasının gelmiş gecmiş en iyi yonetmenlerinden Dario Argento’nun filmi aynı zamanda sinema tarihinin onemli plan sekanslarından birini de icinde bulundurur.
8-Cığlık (Scream) (1996)
Salsher turunu sinemaya yeniden donduren film olması bir yana, aynı zamanda bir korku parodisi olarak da dikkat cekiyor. Zira aslında bu, slasher kalıplarını ve motiflerini parodize etmek icin kullanan, ama bunu yaparken de bir o kadar bilincli ve geriltici olabilen bir yapıt. Neve Campbell, David Arquette, Courteney Cox, Skeet Ulrich gibi oyuncuların rol aldığı filmin yonetmenlik koltuğunda Wes Craven var. Aynen serinin iki devam filminde de olduğu gibi. Tabii 70’lerde “Halloween” sayesinde yukselen, 80’lerin sonunda ise cop muamelesi gormeye başlayan slasherı, teen-slasher adı altında okul uzerine yıkarak yeniden devreye sokması ve “I Know What You Did Last Summer”, “Urban Legend” gibi uc filmlik serilerin onunu acması acısından onemli bir yapıt.
9-Testere (Saw) (2004)
James Wan’ın slasherla kara filmi ve istismar filmini ic ice geciren tur kırması filmi, aynı zamanda surpriz sonuyla da dikkat cekiyordu. Tabii slasherların ahlak, katil, kurban gibi kavramlarının tamamını tersine ceviren bir yapıttı bu. Kapalı bir alanda sıkışmış, zincirle bağlı iki kurban ile acılması da bunu kanıtlıyordu. Sonradan dort devam filmiyle serisini surdurerek kult mertebesine eriştiğini kanıtlayan yapıt, tur tarihinde onemli bir yere oturdu.
10-Candyman (1992)
Siyahi bir seri katilin, slasher katili gorevine atadığı yapıt, aslında hem bu yonuyle hem de alt turu doğaustu oğelerle butunlemesiyle one cıkar. Zira bu, aslında kadın ana karakterin bilincaltında yaşadığını da duşunebileceğimiz, alt kultur bireyi bir katilin hikayesidir. Orijinalliği de buradan gelir zaten. “Hellraiser”ın yaratıcısı Clive Barker’ın turunu cozemediğimiz eserlerinin en onemlilerindendir biri bu. Virginia Madsen’in başrol, sonradan kultleşecek Tony Todd’un Candyman performansı da dikkat cekici elbette. Tabii katilin ayna karşısında uc kere ‘Şeker Adam’ deyince ureyen bir halk efsanesi olduğunu da ekleyelim.
Kaynak:HT
__________________