Turk Sineması Tarihi 1

Her ulkenin bir sinema tarihi vardır. Bu, elbette belgelerle saptanır. O yıllardaki adıyla sinematograf, yani sinemanın dunya uzerindeki resmi tarihi belgelere gore 22 Aralık 1895 olarak bilinir. İki Fransız genci Louis ve Auguste Lumièr kardeşlerin Paris'te Capucines Bulvarı'ndaki Grand Cafe'de duzenledikleri bir gosteriyle dunya sinemasının resmi tarihi doğar.


Sinemanın Turkiye'ye girişi ise ceşitli kaynaklara gore Yıldız Sarayı'nda ve halka acık gosterilerle başlar. Orneğin, Romanya uyruklu bir Polonya'lı Sigmund Weinberg'in Galatasaray donemindeki Sponeck adlı birahanenin salonunda duzenlediği halka acık film gosterisi, bu konuda en sağlam kaynaklardan biridir. Ve bu film gosterisinin tarihide 1897'dir.



Donemler :

1914-1930
Turk Sinema Tarihi
1914

1908 yıllarından başlayarak ceşitli kentlerde halka acılan sinema salonları, gosterilerini yabancı uyruklu ve Turkiye'de ki azınlıkların egemenliğinde surdururken devreye Cevat Boyer'le Murat Bey'ler girer. Ve Şehzadebaşı'nda Milli Sinema adı verilen "ilk Turk sineması" acılır (19 Mart). Ardından, İstanbul Sultanisi'nde film gosterileri duzenleyen Şakir Seden'le Fuat Uzkınay, Sirkeci'de lokantacılık yapan Ali Efendi'yi (Oztuna) ikna ederek ikinci Turk sinemasının acılmasını sağlarlar (6 Temmuz). Ve sinemaya Ali Efendi adı verilir. Cunku Ali Efendi, bu kuruluşun asıl buyuk hissedarları olup, Şakir ve Kemal Seden kardeşlerin de amcalarıdır.

I.Dunya Savaşı'nın başladığı gunlerde yedek subaylığını yapan Fuat Uzkınay, Turk sinema tarihinin ilk filmini ceker. Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı adını taşıyan ve tarihi anısı olan bu film, 150 metre uzunluğunda bir belgeseldir. Ve işte 14 Kasım 1914'le Turk sinemasının gercek doğum tarihi gercekleşir.

Bir yıl sonra (1915) Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın emriyle Merkez Ordu Sinema Dairesi kurulunca, Turkiye'de sinemayı tanıtma konusunda buyuk katkıları olan Sigmund Weinberg de bu kurumun başına getirilir. Yardımcısı da Fuat Uzkınay'dır. Weinberg, savaşla ilgili ve Turkiye'yi ziyarete gelen imparatorların gezi belgesellerini cekerken, bu ara Enver Paşa'yı ikna edip oykulu uzun film denemesine de girişecekti.

Donemin en cok tutulan tiyatro oyunu Leblebici Horhor'u cekmeye başladıktan bir sure sonra, oyuncularından birinin olmesiyle film yarım kaldı. İkinci oykulu filmi olan Himmet Ağanın İzdivacı'nın ise oyuncuları Canakkale Savaşı nedeniyle askere alınınca, bu denemesi de ilkinin akıbetine uğradı. Ancak, Ordu Sinema Dairesi Başkanlığı'na getirilen Fuat Uzkınay, yarım kalan Himmet Ağanın İzdivacı'nı savaştan sonra (1918) tamamladı.

1917

Mudafaa-i Milliye Cemiyeti, sinemanın ilk yıllarındaki askeri nitelik taşıyan ikinci kuruluşuydu. Belge filmi yonetmeni olarak kurumun başına getirilen Fuat Uzkınay bu yonde calışmalarını surdururken cemiyet, ilk kez oykulu filmlere de el atar. Ve oykulu filmlerin cekimi, o yıllarda 20 yaşlarında bir gazeteci olan Sedat Simavi'nin cabalarıyla gercekleşir. Genc Simavi'nin yonetmenliğini yaptığı Pence'yle Casus, Turk sinemasında yarım kalmadan cekilen ilk oykulu filmlerdir.

1919

Bu yıl yalnızca iki oykulu film cekildi. Murebbiye ile Binnaz. Her iki filmin yonetmeni, Turk tiyatrosunun kuruluşunda buyuk katkıları olan 62 yaşındaki Ahmet Fehim'di. Ve oyuncuları da Raşit Rıza Samako, Behzat Butak, Huseyin Kemal Gurmen gibi tiyatro sanatcılarından oluşuyordu. Kadın oyuncuları ise Mm. Kalitea, Eliza Binemeciyan ve Bayzar Fasulyeciyan'dı.

1921

Donemin un yapmış gulduru sanatcısı olan tiyatrocu Şadi Fikret Karagozoğlu, Bican Efendi Vekilharc adlı 22 dakikalık kısa filmiyle Turk sinemasında ilk gulduru tipini yaratır. Bican Efendi Mektep Hocası ve Bican Efendinin Ruyası ise giderek bir diziyi oluşturur. Bu, konulu uc kısa filmin yonetmen ve baş oyuncusu ise Karagozoğlu'dur.

Ali Efendi, yeğenleri Şakir ve Kemal Seden kardeşlerle yeni bir "aile ortaklığı" girişiminde bulunup, "Sinema İşcileri Şirketi"ni kurarlar. Yabancı filmleri yurda ithal etmek amacıyla kurulan şirket, calışmalarını 1928'li yıllara kadar surdurur.

1922

1916 yılından beri Almanya'da oyuncu ve yonetmen olarak film calışmalarını surduren tiyatrocu Muhsin Ertuğrul'un yurda donuşu ve ilk ozel yapımevi olan Kemal Film şirketinin kuruluşuyla Turk sinemasında yeni bir donem başlar. Kemal Film şirketini ve Eyup'teki Feshane Fabrikası'nın bir bolumunde (dikimevi atolyesi) Kemal Film Studyosu'nu kuran Kemal ve Şakir Seden kardeşlerdir. Sinema ile ilgili ilk deneyimlerini yurt dışında gercekleştiren Muhsin Ertuğrul; Kemal ve Şakir Seden kardeşlerle yaptığı işbirliği sonucu bu ozel yapımevi adına iki film ceker; İstanbul'da Bir Facia-i Aşk (Şişli Guzeli Mediha Hanımın Facia-i Katli) ve Boğazici Esrarı (Nur Baba). İkincisi olaylı bir filmdir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun romanından sinemaya uyarlanan Nur Baba'nın cekimi sırasında Bektaşiler, film setini basarlar. Olaylar cıkar. Bektaşiler filmin aleyhlerine cekildiği yanıltmacasıyla kışkırtılmışlardır. Ancak polisin olaya el koyması sonucunda calışmalara devam edilir.

1923

Muhsin Ertuğrul, tek adam olarak Turk sinemasında kurduğu egemenliğinin başlangıc yıllarındadır. Ve birbiri ardına uc film ceker. İlki Halide Edip Adıvar'dan uyarladığı Ateşten Gomlek'tir. Kurtuluş Savaşı'nı konu alan bir ilk filmdir. Turk sineması adına bir diğer ozelliği de Ateşten Gomlek'te ilk kez Turk kadınlarının oynamasıdır. Ve boylece Cumhuriyet'in ilanının (1923) Musluman Turk kadınlarına calışma ozgurluğu tanıması sonucu, Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir'le yeni bir donem acılır. Leblebici Horhor ve Kız Kulesinde Bir Facia, Ertuğrul'un 1923 yılında cevirdiği diğer iki filmdir.

1924

Muhsin Ertuğrul, bu kez bir filmle yetinir. Peyami Safa'nın aynı ismi taşıyan romanından uyarladığı Sozde Kızlar'ı cektikten bir yıl sonra (1925) Rusya'ya gidip film calışmalarına orada devam eder.

1928

1924 yılında sinema işletmeciliğine başlayan İpekce Kardeşler, bu kez film yapımı icin bir şirket kurarlar. Adı İpek Film olan kurum, Turk sinemasının ikinci ozel yapımevidir. Yurtdışından donen Muhsin Ertuğrul, bu yeni şirketin ilk filmi olan Ankara Postası'nın cekimine başlarsa da, filmi bazı nedenlerle ancak bir yıl sonra (1929) bitirir. Aynı yıl cekime başladığı Kacakcılar'a gecirdikleri bir kaza sonucu oyunculardan birinin hayatını yitirmesiyle ara verilir. Ve film de gene ertesi yıl (1929) tamamlanır.



-----------
1931-1950
Turk Sinema Tarihi
1931

Muhsin Ertuğrul'un İstanbul Sokaklarında adlı filmi, Turk sinemasının ilk ortak yapımıdır (Turk-Mısır-Yunan). Semiha Berksoy, Talat Artemel, İ. Galip Arcan gibi Turk oyuncuların yanı sıra Mısırlı Azize Emir, Yunanlı Gavrilides'in başrollerini paylaştığı filmin seslendirme (dublaj) işlemi Paris'teki Espinay studyolarında yapılır. Bu nedenle İstanbul Sokaklarında ilk film sayılır. Yani sessiz cekilip sonradan dublaj sistemiyle seslendirilmiştir.

1932

DÂr-ul-bedayi (tiyatrocular) oyuncularından (Atıf Kaptan, Ferdi Tayfur, Mahmut Moralı, Hadi Un, Hazım Kormukcu, Sait Koknar, Ercument Behzat Lav) egemen olduğu donemde ve bu oyuncularla cekilen Bir Millet Uyanıyor Muhsin Ertuğrul'un en onemli filmi kabul edildiği gibi, Turk sinema tarihimizin de ilk yuz akı filmlerimizden biridir. Ve ilk kez bir oyuncu halk icinde unlenip one cıkar. Bu oyuncu Yahya Kaptan roluyle Atıf Kaptan'dır. Ertuğrul, Kacakcılar'la calışmalarını surdururken, İpek Film Şirketi de Nişantaşı'nda ilk sesli studyoyu kurup işlemlere başlar. Bu yıl, ilk şekliyle hazırlanan Sinema Filmlerinin Kontrolu Hakkında Talimatname'de yururluktedir.

1933

4 uzun, 3 kısa oykulu film cekildi. Gulduruler, vodviller ve operet turu filmlerin yılıdır. Muhsin Ertuğrul, Karım Beni Aldatırsa ve Fena Yol adlı filmlerini gercekleştirir. Fena Yol, Turk sinemasının ikinci ortak yapımıdır (Turk-Yunan). Bu ara Ertuğrul; Mumtaz Osman takma (mustear) adıyla senaryo calışmaları yapan NÂzım Hikmet'le (Ran) birlikte Cici Berber'i yonetir. NÂzım Hikmet'in kısa oykulu film calışması Duğun Gecesi/ Kanlı NigÂr'dan sonra DÂr-ul-bedayi oyuncularından Hazım Kormukcu'de Yeni Karagoz'le yonetmenliği dener.

1934

Ha-Ka Film şirketi (Halil Kamil) kurulur. Ertuğrul, Milyon Avcıları ve Leblebici Horhor Ağa; NÂzım Hikmet ise İstanbul Senfonisi ile (kısa film) calışmalarını surdurur. Ertuğrul'un ikinci kez perdeye uyarladığı Leblebici Horhor Ağa'nın onemi Venedik 2. Uluslararası Film Şenliği'ne katılıp onur diploması almasıdır. Ve bu Turk sineması tarihinde yurt dışından gelen ilk odul sayılır.

1935

Muhsin Ertuğrul Aysel Bataklı Damın Kızı'yla Turk sinemasına ilk koy filmini kazandırır. Sovyet sinemasının etkilerini taşıyan filmin bir ozelliği de oyuncu Cahide Sonku'yla ortaya cıkar.

1933 yılında DÂr-ul-bedayi oyuncusu olarak sinemada işbaşı yapan Sonku, Aysel roluyle kendinden sonra gelen kuşağa yıldızlık yolunu acar. Cunku Cahide Sonku Turk sinemasının ilk kadın yıldızıdır.

1939

1916'lardan başlayıp 1939 yılına kadar uzanan, Muhsin Ertuğrul ve tiyatro oyuncularının damgasını vurduğu bu donemde Taş Parcası'yla bağımsız bir yonetmen araya girer. Tiyatrocuların dışından gelen bu yonetmen Faruk Kenc'tir. Almanya'da Fotoğrafcılık ve Film Okulu'nu bitirip 1938 yılında yurda donen Kenc, zorunlu olarak Muhsin Ertuğrul'un takımındaki tiyatro oyuncularıyla bir sure calışacaktır. Cunku o gunun koşulları icinde Şehir Tiyatrosu oyuncuları, hocaları Ertuğrul'un izinde olup, Turk sinemasını ellerinde tutmaktadırlar.

1940

Faruk Kenc'in sinemaya girmesiyle cekilen film sayısı 5'e yukselir. Ertuğrul'un Şehvet Kurbanı ve ozelliklede Faruk Kenc'in Yılmaz Ali adlı ilk polisiye film denemesinde oynayan Suavi Tedu'yle ilk jon tipi (Jeune premier) ortaya cıkar.

1942

Bir yıl once Ertuğrul Muhsin Kahveci Guzeli'yle 1941'i kapatırken, Cekoslavakya asıllı ve ceşitli tiyatrolarda takdimcilik yapan Adolf Korner'in sinemacılığa atılmasıyla bu sayı dorde cıkar. Yapımcı Halil Kamil'in ısrarlarıyla işe başlayan Korner peş peşe uc film cekti: Duvaksız Gelin, Surtuk ve Kerem ile Aslı. Ve Korner'in bir tiyatro oyunu (Pigmalyon) uyarlaması olan Surtuk daha sonraki yıllarda defalarca cekilerek, koyu melodramatik yapısı nedeniyle Turk sinemasını etkileyecektir.

1943

Burhan Felek'in senaryosunu yazıp Muhsin Ertuğrul'un İpek Film adına 1940 yılında cekimine başladığı Nasrettin Hoca Duğunde adlı filmi yarım kalır. Bu kez de oyuncu ve seslendirme sanatcısı Ferdi Tayfur devreye girip filmi tamamlayacaktır. Bu yıl kurulan yeni yapımevi Ses Film (Necip Erses) calışmalara başlar. Yapımevinin ilk filmi de Faruk Kenc'in yonettiği bir koy melodramı olan Dertli Pınar'dır.

1944

Baha Gelenbevi; Faruk Kenc'ten sonra tiyatro dışından gelen ikinci sinemacıdır. Uzun sure Paris'te kalıp 1939 yılında yurda doner. Faruk Kenc'in Dertli Pınar filminde (1943) goruntu yonetmeni olarak calışan Gelenbevi bu kez yonetmenlik denemesini gercekleştirdi; Deniz Kızı.

1945

Kendi adına İstanbul Film'i (1944) kuran Faruk Kenc yapımevinin ilk filmi olarak Hasret'i yonetti. Bir koy filmi olan Hasret'te Munir Nurettin'le başrolu paylaşan Oya Sensev, tiyatro dışından gelen yeni bir oyuncuydu. Turk sinemasında Şehir Tiyatrosu oyuncularının dışında yeni oyuncu denemeleri Faruk Kenc'in girişimleriyle başlıyordu.

Almanya'da fotoğrafcılık oğrenimi yapan Şadan Kamil (Onuc Kahraman) ve Şehir Tiyatrosu oyuncularından Talat Artemel'le (Hurriyet Apartmanı), Refik Kemal Arduman (Koroğlu), ilk filmlerini bu yıl cektiler.

Bundan sonra uc yeni film şirketi calışmalarına başladı. Halk Film (Fuat Rutkay), Atlas Film (Nazif Duru, Murat Koseoğlu) ve And Film (Turgut Demirağ). Rutkay, Samatya ve Bakırkoy'deki sinemaların sahibi; Duru, sinema işletmecisi Turgut Demirağ'da Amerika'da sinemacılık tahsili yapmıştı.

1946

Tiyatro dışından gelen oyunculara Gunahsızlar'la (Faruk Kenc), Sadri Alışık da katıldı. Film şirketleri sayısında ise belli bir artış goruldu. Erman Film (Hurrem Erman), Duru Film (Naci Duru) bu yapımevlerinin başlıcalarını oluşturdular.Yılın en onemli sinema olayı ise Yerli Film Yapanlar Cemiyeti'nin kurulması oldu. Cunku YFYC, yapımcıları bir araya getiren bağımsız bir sinemacılar kuruluşudur. Kuruluşun İdare Heyeti'nde ise Faruk Kenc (İstanbul Film), İhsan İpekci (İpek Film), Turgut Demirağ (And Film), Fuat Rutkay (Halk Film), Necip Erses (Ses Film), Murat Koseoğlu (Atlas Film), Refik Kemal Arduman (Ankara Film), İskender Necef (Birlik Film), Hikmet Aydın (Şark Film) ve Yorgo Saris (Elektra Film) gorev aldı.

1947

Film sayısı 12'ye tırmandı. Mısır sinemasının kuruluşunda buyuk katkıları olan oyuncu Vedat Orfi Bengul (Bağda Gul), Burhanettin Tepsi ve Sadi Tek gibi tiyatro topluluklarında sahneye cıkan Seyfi Havaeri (Yara, Kılıbıklar), Şehir Tiyatrosu oyuncularından Ferdi Tayfur (Senede Bir Gun, Kerim'in Cilesi), KÂni Kıpcak (Yuvamı Yıkamazsın) bu yıl yonetmenliğe sıvanıp ilk filmlerini cektiler. Ve hocaları Muhsin Ertuğrul'un etkileriyle filmlerinde, tiyatrolaştırılmış, ağdalı, ağır makyajlı bir sinema uygulayımı egemen oldu. Ayrıca, Mısır kaynaklı Arap filmleri'nin II. Dunya Savaşı yıllarına rastlayan donemde yurda ithal edilmesi, ikinci buyuk etkiyi oluşturuyordu.

Bu yıl sinemaya giren yonetmenlerden yalnızca Turgut Demirağ, dikkati cekti. Cunku Demirağ, tiyatro dışı bir sinemacıydı. Hollywood'da iki yıl sureyle mesleki incelemelerde bulunmuştu. Bir Reşat Nuri Guntekin uyarlaması olan Bir Dağ Masalı, o donemin koşulları icinde yapılmış ilk ustun yapım denemesiydi.

1948

18 film cekildi. 5'inin yonetmenliğini Vedat Orfi Bengu yaptı. 7 film ise Halk Film (Fuat Rutkay) yapımıydı. Ve Fuat Rutkay, daha sonraki yıllarda en cok film yapan produktor olarak calışmalarını surdurecekti.

Yeni kurulan Omay Film (Omer Aykut), Işık Film (Agop Fındıkyan), Milli Film (Sabahattin Tulgar), yapımevleri calışmalarına başladılar. Muhsin Ertuğrul'un takımındaki oyunculardan Sami Ayanoğlu (Harmankaya) ve Kadri Ogelman (Kahraman Mehmet) yonetmen olarak devreye girdiler. Şakir Sırmalı (Domanic Yolcusu) ve Cetin Karamanbey (Silik Cehreler) de tiyatro dışından gelen yonetmenlerdi.

Film sayısının her yıl giderek artıp yeni yapımevleri'nin devreye girmesinin başlıca nedenlerinden biri, yerli yapımlara Belediye Gelirleri Kanunu gereğince bir ayrıcalık tanınması oldu. Cunku yerli yapımların rusumu % 25'e duşurulmuştu. Turk sineması ilk kez, gayrisafi hasılat acısından korunmaya alınıyordu.

Yurt icinde Turk sinemasının ilk resmi yarışması da aynı yıl Yerli Film Yapanlar Cemiyeti tarafından duzenlendi. Ve "Milli filmciliğin inkişafına, calışmaları teşvik etmek gayesiyle muhtelif ve muteaddit musabakalar tertibine" karar veren Cemiyet, yerli film musabakasının sonuclarını şoyle saptadı: En guzel film: Unutulan Sır (Şakir Sırmalı)
En guzel 2. film: Bir Dağ Masalı (Turgut Demirağ)
En cok muvaffak olan rejisor: Turgut Demirağ, (Bir Dağ Masalı)
En cok muvaffak olan operator: Kriton İlyadis
En cok muvaffak olan ses yonetmeni: Yorgo İlyadis
En cok muvaffak olan kadın artist: Nevin Aypar
En cok muvaffak olan erkek artist: Kadri Erogan (Bir Dağ Masalı)
En cok muvaffak olan kadın karakter artisti: Cahide Sonku
En cok muvaffak olan erkek karakter artisti: Talat Artemel
En iyi senaryo: Turgut Demirağ (Bir Dağ Masalı)
En iyi hikÂye: Reşat Nuri Guntekin (Bir Dağ Masalı)
En iyi laboratuvar: Ses Film (Necip Erses)
En iyi montaj: Ozen Sermet
En iyi orijinal şarkı: Unutulan Sır'da
En iyi dekor: Kadri Erogan (Yuvamı Yıkamazsınız)

Makyaj ve fon muziği dallarında ise odule layık bir calışma oybirliğiyle gorulmedi.

1949

Film sayısı 19'a ulaştı. Artık, Turk sineması yeni bir donemin başlangıcında. Gunun değişen ekonomik ve toplumsal koşulları icinde bağımsız, ozgun ve de sahici sinemacılar birer ikişer bu donemde yerlerini alacaklardır. İşte sinemamızın ilk gercek pırıltılarından biridir Lutfi O. Akad Turk sinemasının gelişim tarihi icinde cok onemli yeri ve gercekci bir kurtuluş savaşı filmi olan Vurun Kapheye ile Akad, yeni sinema anlayışının ilk belirtilerini ortaya koyar.

Aynı değişim ve dinamizm yeni denenen oyuncular icin de gecerlidir. Orneğin Sezer Sezin (Vurun *****ye), Muzaffer Tema (Cığlık), Gulistan Guzey, Humaşah Hican, Orhon M. Arıburnu, Reha Yurdakul bu yeni oyuncu kuşağı'nın bazılarıdır. Ozellikle de Sezer Sezin ve Muzaffer Tema, daha sonraki yıllarda seyirci uzerindeki etkinlikleriyle one cıkacaklardır. Ayrıca Tema, Suavi Tedu'den teslim aldığı jeune promier tipini popularize ederek daha ilerilere goturebilmeyi başaracaktır.

1950

Bu yıl cekilen 22 film icinde sayı olarak ağırlık gene eski kuşaktan Vedat Orfi Bengu'dedir.Cunku, Mısır sinemasının Turkiye'deki mirascısı Bengu, 7 film birden yonetmiştir. Ama Bengu de tiyatro ağırlıklı yonetmenler gibi Turk sinemasında son donemini yaşamaktadır. Muhsin Ertuğrul'un 1922'lerden 1947'ye geldikten sonra zorunlu olarak ara verdiği ilkel duzeydeki sinema calışmalarını iz suren mirascılardan Kadri Ogelman, Cahit Irgat, Avni Dilligil, Mumtaz Ener; daha sonraki yıllarda ise Sami Ayanoğlu (1951), KÂni Kıpcak (1951), Talat Artemel (1952), Suavi Tedu (1953) surdurmeye calışacaklardır.

Faruk Kenc, Cetin Karamanbey gibi onceki yıllardan gelenlerle birlikte, yeni sinemacılardan Orhon M. Arıburnu, Semih Evin, Mehmet Muhtar, Huseyin Peyda tiyatrocu egemenliğini bir olcude yavaşlatacaklardır. Neriman Koksal ile Mesiha Yelda bu sinemacı kuşağının oyuncuları olarak dikkati cekerler.


----------


1951-1960
Turk Sinema Tarihi
1951

36 film cekildi. Tarihsel film donemi başlarken, İstiklal ve Kore Savaşı filmleri de ağırlığını gosterdi. 8 Kurtuluş Savaşı ve 5 tarihi filmin cekildiği bu yıl, Cahide Sonku da kendi adına Sonku Film yapımevini kurdu. Oteki yapımevleri ise Lale Film (Cemil Filmer), Adalı Film (Handan Adalı) ve Yakut Film'di (Dr. Arşavir Alyanak).

Nuri Akıncı, Dr. Alyanak ve İhsan Tomac donemin yeni yonetmeni oldular. Ama yılın en onemli filmlerinden birini kuşkusuz. Orhan M. Arıburnu Surgun'le gercekleştiriyordu. Oyuncu olarak da Turan Seyfioğlu'nun yıldızı parlamak uzereydi.

1952

Turk sineması surekli bir rekora doğru gidiyor. Cunku bir yıllık sure icinde cekilen film sayısı 61'dir. Ama 1952 cok onemli bir yıldır.

4 film yoneten Lutfi O. Akad, ozgun bir yaşam oykusune dayanan Kanun Namına ile Turk sinemasına ilk kilometre taşını koyacaktır. Gercekten Akad, yıllardır anlatım aksaklıklarıyla yaşamaya calışan kekeme bir sinemaya bir dil kazandırıyor, yeni soluk getiriyordu. Yaşayan tipler, gundelik olaylar ve doğal cevrenin kullanımı Kanun Namına'yı tarihsel surec icindeki yerine oturtuyordu.


Bu ilk ustanın ardından gelen onemli bir sinemacı da Metin Erksan'dı. Karanlık Dunya (Aşık Veysel'in Hayatı) adlı ilk gercekci koy denemesiyle, daha ilk aşamada sozu edilen bir yonetmen oldu. Erksan'ın bu aşamadaki talihsizliği elbette sansurdu.

Geciş doneminden sonra bir sinemacılar donemi de başlamıştı. Turk sinemasında. Ama bu arada Muhsin Ertuğrul'un geleneksel sinemasını da bu yeni donem icinde ortaya cıkıp surdurenler olacaktı. İşte Muharrem Gurses (Zeynep'in Gozyaşları), bu ilginc orneklerden biriydi. Gurses, sonraki yıllarda belli bir sure, ticari sinemanın onde gelen isimlerinden biri olacaktı. Halka inmesi acısından da uzerinde durulması gereken tipik bir yonetmendi. Cunku kendinden sonra gelen bazı yonetmenleri etkileyerek bir Gurses Okulunu oluşturacaktı.

Yıllardır Ertuğrul'un yararlandığı tiyatro oyuncularından Vahi Oz'le Hayri Esen yonetmenliğe başladılar. Doğrudan doğruya sinemayla ilişki kuran yeni yonetmenler de İpek Film studyosunda montajcı olarak calışan Orhan Atadeniz'le Nedim Otyam'dı.

Yılın en onemli filmi olan Kanun Namına ile Turk sinemasında ilk buyuk yıldız doğuyordu. Bu genc, Ayhan Işık'tı. Bir dergi (Yıldız) yarışması sonucunda Yavuz Sultan Selim ve Yeniceri Hasan'la (1951) sinemaya gelmişti. Aynı yarışmadan gelip de dikkati ceken bir yıldız da Belgin Doruk oldu.

Aynı yıl Lutfi O. Akad, Aydın Arakon, Orhan M. Arıburnu, Husamettin Bozok (yayıncı), Burhan Arpad (yazar) ve Hıfzı Topuz (yazar) tarafından TFDD (Turk Film Dostları Derneği) kuruldu. Derneğin temel amacı: "Turk filmciliğinin sanat bakımından inkişafını ve milletlerarası filmcilik aleminde mumtaz ve mevkie ulaşmasını temin etmek" goruşune dayanıyordu.

1953

Yıl 44 filmle kapandı. Sinemaya gecen yıl giren Atıf Yılmaz Batıbeki, calışmalarını Hıckırık ve Aşk Istıraptır gibi melodram ağırlıklı piyasa romanı uyarlamalarıyla surdurdu. Batıbeki, yonetmenliğe başlamadan once Semih Evin'e bir sure asistanlık yapmıştı.

Halıcı Kız'la 6 yıllık bir aradan sonra yeniden bir hamle yapan Muhsin Ertuğrul, onceki filmlerinden daha buyuk bir başarısızlığa uğradı. Atlas sinemasında halk onune cıkan ilk renkli Turk filmi olmanın dışında bir ozellik taşımadı. Ve daha ilk geceki gosterimde seyircinin tepkiyle karşıladığı Halıcı Kız, Ertuğrul'un sonunu oluşturdu. Oysa, tumuyle renkli cekilen ilk renkli Turk filmi Ali Ipar'ın yonettiği Salgın'dı. Ne var ki, bazı nedenlerle Halıcı Kız'dan sonra gosterime girmişti.

Akad, Katil'le başarısını surdururken bircok yonetmeni de etkiledi. Orhon Arıburnu Kanlı Para'yla, Nedim Otyam Toprak'la başarılı bir sınav verdiler. Kemal Kan ve Şinasi Ozonuk, ilk calışmalarına başladılar. Ozonuk'un Affet Beni Allah'ım adlı filminde Eşref Kolcak, İstanbul Canavarı'nda Nazım İnan, yeni oyuncular olarak ilgi cekip ağırlıklarını koydular.

Bu ara TFDD'nin I. Turk Film Festivali adıyla duzenlediği şenliğin sonucları da şu sırayı izledi: - En iyi film: Kanun Namına (Lutfi O. Akad) - Diğer iyi filmler: Kanlı Para (Orhan M. Arıburnu), İki Sungu Arasında (Şadan Kamil), Drakula İstanbul'da (Mehmet Muhtar), Efelerin Efesi (Şakir Sırmalı). - En iyi rejisorler: Lutfi Akad, Orhon M. Arıburnu, Şadan Kamil, Mehmet Muhtar, Şakir Sırmalı - En iyi operatorler (kameraman): Enver Burckin, Kriton İlyadis, Ozen Sermet, İlhan Arakon, Şadan Kamil - En iyi senaryocular: Osman Seden, Adnan Fuat Aral, Orhon M. Arıburnu, Umit Deniz. - En iyi fon muziği bestecileri: Orhan Barlas, Nedim Otyam. - En iyi erkek oyuncular: Turan Seyfioğlu, Ayhan Işık, Atıf Kaptan, Orhon M. Arıburnu. - En iyi kadın oyuncular: Lale Oraloğlu, Nedret Guvenc, Ayfer Feray.

1954

48 film cevrildi. 1950 oncesi Munir Nurettin Selcuk'la başlayıp biten şarkılı filmler donemi bu kez Zeki Muren'le surduruldu. Olduren Şehir (Lutfi O. Akad), kent sorunlarına yaklaşımıyla dikkati cekerken, Kacak (Şadan Kamil) yılın diğer onemli filmiydi.

En Başarılı Film'in secilemediği TFDD II. Yarışması şoyle neticelendi: - En başarılı rejisorler: Lutfi O. Akad (Olduren Şehir), Ali Ipar (Bir Şehrin Hikayesi) - En başarılı senaryocu: Ali Ipar (Bir Şehrin Hikayesi) - En başarılı kameramanlar: Yuvakim Filmeridis (Mahallenin Namusu), İlhan Arakon (Salgın), Mike Rafaelyan (Olum Saati), Kriton İlyadis (Olduren Şehir) - En başarılı artistler: Lale Oraloğlu (Leylaklar Altında), Aliye Rona (Mahallenin Namusu), Belgin Doruk (Olduren Şehir), Cahit Irgat (Altı Olu Var), Orhan Elcin (Olum Saati). - En başarılı fon muzikcisi: Nedim Otyam (Olum Saati)

1955

Film sayısı 61'e ulaştı. Turk sinemasının ilk ozel yapımevi olan Kemal Film'in başına gecen ve senaryo calışmaları yapan Osman F. Seden, Kanlarıyla Odediler'le yonetmenliğe başladı. Memduh Un, Abdurrahman Palay ve Mumtaz Alpaslan bu donemde sinemaya girdiler. Muhterem Nur, Lale Oraloğlu, Bulent Oran, Mualla Kaynak ve Neşe Yulac ise sinemanın yeni tipleridirler.

Ara kuşağın onemli yonetmeni Lutfi O. Akad, bir Yaşar Kemal uyarlaması olan Beyaz Mendil'le yeni bir başarı elde etti. Bu gercekci koy filminde oynayan Fikret Hakan, guclu oyunuyla tum dikkatleri uzerine topladı. Bu, bir oyuncu aşamasıydı kuşkusuz. Ve sinemaya ilk kez bir sahici oyuncu geliyordu.

Tiyatrocular kuşağından gelen Sami Ayanoğlu'nun yonettiği Beyaz Şehir filmine Fransızca dublaj yapıldı. Ve İsvicre'de duzenlenen Kızıl Hac Kongresi'ndeki gosteri sırasında bir ozel armağan kazandı.

Turk Film Dostları Derneği'nin duzenlediği II. Turk Filmcileri Yarışması'nda ise yapılan oylama sonucu kazananlar şoyle belirlendi: - En başarılı filmler: Kacak (Şadan Kamil), Sevdiğim Sendin (AgÂh Hun), Bulgar Sadık (Lutfi O. Akad) - En başarılı rejisorler: Şadan Kamil, Lutfi O. Akad, AgÂh Hun. - En başarılı senaryocular: Haldun Taner (Kacak), Lale Oraloğlu (Sevdiğim Sendin) - En başarılı kameramanlar: Turgut Oren (Sevdiğim Sendin), Kriton İlyadis (Bulgar Sadık), İlhan Arakon (Kacak) , Enver Burckin (Ecel Koprusu) - En başarılı produktorler: Nazif Duru (Kacak), Ali Oraloğlu (Sevdiğim Sendin) - En başarılı kadın artistler: Sezer Sezin (Kacak), Lale Oraloğlu (Sevdiğim Sendin) - En başarılı erkek artistler: Şevki Artun (Bulgar Sadık), Turan Seyfioğlu (Kacak), Cahit Irgat (Sevdiğim Sendin)

1956

50 film cevrildi. Piyasa koşullarına cok iyi uyum sağlamasını bilip koy melodramlarıyla ununu surduren Muharrem Gurses bir altın cağ yaşamaktadır. Peş peşe 7 filmde yonetmenlik yapar.

Bu yılın dikkati ceken bir oyuncusu da Ekrem Bora'dır. Alın Yazısı'yla (Mehdi Ozgurel) sinemaya giren Bora; Ayhan Işık ve Belgin Doruk gibi bir dergi (Yıldız) yarışması sonucu sinemaya gelmiştir.

Uluslararası Berlin Film Şenliği'nde bir Turk filmi, ikincilik odulu olan Gumuş Ayı'yı kazandı. Sabahattin Eyuboğlu ile Mazhar Şevket İpşiroğlu'nun bu odullu Hitit Guneşi, bir belgesel kısa filmdir.

1957

61 film cekildi. Gurses, bu yıl da hızlı film calışmalarına devam etti. Memduh Un Yetim Omer ve Gullu Fatma gibi Gurses tipi melodramlarla bir yıl gecirdi.

Yeni yonetmenler, Nejat Saydam'la Ziya Metin'di. Muzaffer Arslan'ın As Film, Ozdemir Birsel'in kurduğu Birsel Film de, aynı yıl calışmalarına başladılar.

Lutfi O. Akad'ın Ak Altın adlı filminde Fettah roluyle Osman Alyanak, yardımcı oyuncu olarak one cıktı. Fatma Girik, Leyla Sayar ve Orhan Gunşiray, oyunculuklarına bu yıl başladılar.

Arabesk turu pembe piyasa romanlarıyla kendine bir yol arayan Atıf Yılmaz, ilk kucuk cıkışını Gelinin Muradı ile yaptı. Bir kasaba gerceğini yansıtan bu film, Kemal Bilbaşar'ın oykulerinden arladığı ilginc bir calışmaydı.

Uluslararası Berlin Film Şenliği bu yıl da Turk sineması adına kucuk bir zaferle sonuclandı.

Sabahattin Eyuboğlu-Mazhar İpşiroğlu ikilisinin Siyah Kalem adlı kısa filmi mansiyon kazandı.

1958

Film sayısı 80'e tırmandı.

Yeni yapımevleri kuruldu. Bunların en onemlileri Guven Film (Yuvakim Filmeridis), Melek Film (Şahan Haki), Kervan Film (Umit Utku) ve Pesen Film (Nevzat Pesen)'dir.

Yonetmenlere Nuri Ergun, Hulki Saner, Nevzat Pesen, Nişan Hancer; oyunculara da Ahmet Mekin, Colpan İlhan ve Goksel Arsoy katıldılar. Ve Turk sineması cok onemli bir film olayı yaşadı. Bu olay Uc Arkadaş'tı. Yonetmeni de Memduh Un'du. Daha onceki yıllarda piyasa melodramlarıyla sıradanlığı aşamayan Un'un bu beklenmedik cıkışı, Akad'ın Kanun Namına'sından sonra sinemasal acıdan ikinci bir devrimi gercekleştirdi. Dostluğu, sevgiyi, dayanışmayı duyarlı bir sinema diliyle sergiledi. Ayrıca Fikret Hakan'ın, Salih Tozan'ın, Semih Sezerli'nin, ozelliklede Muhterem Nur'un mukemmel oyunlarıyla, bir ekip calışmasının ilk kez zaferini vurguluyordu. Kaldı ki filmin senaryosunu da Aydın Arakon, Metin Erksan, Muammer Cubukcu, Memduh Un, Ertem Gorec ve Atıf Yılmaz'dan oluşan bir grup ortaklaşa yazmışlardı. Diyalogların bir bolumunu yazan da Orhan Kemal'di.

Yılın diğer başarılı bir filmi de Metin Erksan'dan geldi. Bir efe filmi denemesi olan Dokuz Dağın Efesi, bu turde yapılanlardan bir hayli farklıydı.

1959

76 film cevrildi. Aydın Arakon'un Fosforlu Cevriye adlı filmiyle sinemada erkek tipli kadın kahramanlar modası başladı. Bu tur kahramanların ilk oyuncusu Neriman Koksal'dı. Cilalı İbo serisiyle de yeni bir gulduru oyuncusu doğdu; Feridun Karakaya.

Nevzat Pesen'in bir roman uyarlaması olan Samanyolu, Goksel Arsoy'a un yaptırdı. Arsoy, Belgin Doruk'un karşısında romantik, ozelliklede sarışın havasıyla sinemaya yeni bir erkek tipini getiriyordu. Ayrıca film gişe başarısıyla dikkati cekti ve boylece de sinemada bir cift anlayışının (Belgin Doruk- Goksel Arsoy) temelleri atıldı.

Gulduru oyuncusu Suphi Kaner, yonetmenliğe; Yılmaz Guney, ilk oyunculuk denemelerinde(Bu Vatanın Cocukları) başladı. Şair Atill İlhan, Ali Kaptanoğlu takma adıyla, Lutfi O. Akad'ın yonettiği Yalnızlar Rıhtımı'nın senaryosunu yazdı. Yabancı etkiler taşıyan filmiyle Akad, ozellikle de Atill İlhan'ın senaryosu ceşitli tartışmalara yol actı.

Yılın en ozenli filmlerini Atıf Yılmaz (Bu Vatanın Cocukları, Karacaoğlan'ın Kara Sevdası, Alageyik) cekti. Nejat Saydam, İstiklal Savaşı filmi Kalpaklılar'la en başarılı filmini gercekleştirebilmeyi başardı.

Bu yıl kurulan TSSD (Turk Sinema Sanatcıları Derneği), Gazeteciler Cemiyeti ile yaptığı işbirliği sonucu Turk Film Festivali'ni duzenledi. 15 filmin katıldığı festivalde en başarılı film, senaryocu ve kadın oyuncu secilmedi. Oteki sonuclar: - En başarılı yonetmen: Atıf Yılmaz Batıbeki - En başarılı fotoğraf direktoru: Kriton İlyadis (Beraber Olelim) - En başarılı fon muziği: Yalcın Tura (Zumrut) - En başarılı erkek oyuncu: Sadri Alışık (Zumrut) � Juri ozel armağanı okuz Dağın Efesi (Metin Erksan).

1960

78 film cekildi. Yeni film şirketi kuruldu: Be-Ya Film (Nusret İkbal), Saner Film (Hulki Saner), Uğur Film (Memduh Un), Yerli Film (Atıf Yılmaz- Orhan Gunşiray), Erler Film (Turker İnanoğlu), Metro Film (Aram Gulyuz), Site Film (İlhan Filmer), Şan Film (Baki Uskudarlı), Kurt Film (Mehmet Arancı).

Zeynep Değirmencioğlu'nun oynadığı Ayşecik'le cocuk kahramanlı filmler donemi başladı. Değirmencioğlu da Memduh Un'un bu filmiyle Turk sinemasında ilk cocuk yıldız oldu. Bir cağ filmi olan Akad'ın Yangın Var'ında, Ayhan Işık karşısında ezilmeden ve giderek onu aşan mukemmel bir oyunla Turgut Ozatay ilgi cekti.Turkan Şoray, Gonul Yazar yeni oyuncular; Turker İnanoğlu, Burhan Bolan, Husnu Canturk, Yavuz Yalınkılıc ve Fikret Ucak yeni yonetmenler olarak sinemaya girdiler.Turk Silahlı Kuvvetleri'nin 27 Mayıs'ta siyasal yonetime el koymasından sonra Turk sinemasında yeni bir duşunce hareketi ortaya cıktı. Adı toplumsal gercekcilikti.

Ve bu sinemasal hareket, ilk kez Metin Erksan'ın Gecelerin Otesi'yle doğdu. Toplumsal icerikli bir filmle birlikte Namus Uğruna (Osman F. Seden), Kanlı Firar (Orhan Elmas), Dolandırıcılar Şahı (Atıf Yılma) ve Memduh Un'un Kırık Canakları'yla Ateşten Damla onemli yapıtlardır.

Atilla Tokatlı'nın Turk sineması icin cok ozel bir denemesi olan Denize İnen Sokak gişe acısından buyuk bir aşarısızlığa uğradı. Venedik ve Karlovy-Vary film şenliklerinde gosterilen film Locarno Şenliği'nde ise şeref diploması aldı.

__________________