Kirk Douglas,
1978 yılında "Chosen-Secilmiş" adlı bir filmde oynadı. Filmde Douglas, buyuk bir sanayiciyi oynuyordu ve film gereği bir nukleer santral inşa ederken, oğlunun şeytana donuşerek dunyayı yok edeceğine tanık oluyordu. Son Oscar toreninde Onur Odulu alırken tum izleyicileri ağlatan Kirk Douglas, Spartacus, Vikingler gibi dev filmlerde oynadı ama "Chosen" den cok etkilendi, neden mi? Garip ama gercek; cunku film cekilirken, yaşanan olaylar vardı ama en garibi tekrarı istenen bazı sahnelerin tum cabalara rağmen bir daha cekilememesiydi; sanki bir guc ilk cekimin aynen kalmasını istiyordu. Ve dev oyuncu bugun "Chosen"i anımsamak dahi istemiyor.
De Forest Kelley
"Uzay Yolu" nun unlu Doktor Mc Coy´u; Kelley 1950 yılında yaşadığı olayı hic unutmuyor."1950 yılında, ben, karım ve bir dostum, guzel bir haziran gecesinde Lousiana´ya doğru arabayla gidiyorduk; yol acık ve boştu; birden onumuzde dev, ışıklı silindirik bir cisim belirdi, yerden 40-50 metre kadar yukseklikteydi. İcinden kırmızı bir ışık yayılırken, dışarıya mavi ve yeşil sinyaller yayılıyordu. Yola devam ettik, garip cisim de bizimle beraber bir saat kadar yol aldı, kah arkamızda, kah ustumuzde. Sonra, bir mola yerine yaklaşıyorduk, o zaman yokoldu ve ertesi gun gazetelerde okuduk; bilinmeyen bir gok cismi gorulmuştu." Kelley sonra ekliyor; "Yıl 1950´ydi ve daha o yıllarda "Uzay Yolu"nun adı bile yoktu. Cok sonraları uzay yolu´nu cekerken bu olay hep aklıma geldi; eminim ki, bu bir ufo´ydu ve bana gelecekte un ve refah getirecek olan uzay dizisinin habercisiydi..."
Sylvester Stallone
gecmiş yaşamına cok meraklı ve hipnoz seanslarına katılıyor. Ve Sly onceki iki yaşamını bildiğinden emin; Fransız devrimi sırasında bir ihtilalci olan Stallone, daha sonra arkadaşları tarafından giyotinde idam edildiğine inanıyor. Ama Stallone olmadan once bir yaşam daha yaşamış; Vahşi Batı´nın yeşil cayırlarında at koşturan ve ateşin etrafında danslar eden bir kızılderili olarak yaşadığı duşuncesinde..
Robin Williams
ciddi bir reenkarnasyoncu; Bu konuda herşeyi inceledikten sonra kendine bir yaşam felsefesi oluşturmuş; Bakın Williams ne diyor; "Butun gecmiş yaşamlarımı inceledim, bir yaşamımda İngiltere´de yaşadım; Shakespeare doneminde aktordum. Bazı zamanlarda, kendimin başka bir yere ait olduğumu hissederim, sanki buraya ait değilmişim gibi, bir kuramım var, bir havaalanı duşunun, gideceğiniz yere kalkacak. Ucağın anonsunu bekliyorsunuz. Ama bir fark var; nereye gideceğinizden haberiniz yok. Derken bir anons yapılıyor; ´Haydi Bay Robin, Kafkasya´ya erkek olarak gidiyorsunuz,teşekkurler. Sonra ruhunuz oraya ucup gidiyorve bir bebekle buluşuyor; hepsi bu işte.." Neden olmasın, belki sevimli Peter Pan haklıdır...
Shirley McLaine
McLaine 1979 yılında unlu İngiliz aktoru super komedyen Peter Sellers´le tanıştı; "Bahcivan" filminde beraber oynadılar, film cekilirken Sellers hastaydı, ciddi bir kalp ameliyatı gecirmişti. "Pembe Panter" dizisinin olumsuz komiser Cleoseu´su,Shirley McLaine´e ameliyatını anlattı; "..ameliyat sırasında kendimi yukardan seyrettim; tum ameliyatı izledim. Hic bir korku duymuyordum; bilincim yerindeydi ve cok iyiydim ama bedenimin başı dertteydi. Sonra buyuk parlak beyaz bır ışığa doğru yaklaştım, ışık bana huzur, sevgi ve sıcaklık veriyordu, hemen oraya gitmem gerekiyordu ama birden kendimi yeniden ameliyat masasında buldum ve inan doktorlara cok kızdım; geri donmek istemiyordum..."
Ve Peter Sellers gercekten de fazla beklemedi; aradan bir yıl dahi gecmedi ve kalbi daha fazla calışmadı, yaşamı boyunca ruhsal seanslardan cıkmayan, onceki yaşamlarından birisinde Romalı bir general olduğuna inanan Peter Sellers buyuk beyaz ışığa kavuşmuştu.
Clarissa Bernhard
Hollywood´ da 1982 mayıs ayına kadar normal bir insan olarak yaşıyordu. İki ay kadar once Mart 1982´de unlu oyuncu John Belushi, bir kaza sonucunda yaşama veda etmişti. Belushi´yi unutulmaz "Cazcı Kardeşler" den hatırlayacaksınız. Clarissa, iki arkadaşı ile beraber Belushi´nin kazada olduğu yerden geciyordu. Gece yarısıydı ve arabaları karşıki otoparktaydı. Genc kadın, birden urperdi, sanki arkasından biri bakıyordu. Donup baktığında şok gecirdi. Cunku iki ay once tam burada olen John Belushi, yolun tam ortasında durmuş, bakıyordu. Clarissa, dehşetle arkadaşlarını uyardı, onlar da baktıklarında Belushi´nin hayaleti yavaş yavaş kayboluyordu. Ama ucu de gormuşlerdi... Clarissa Bernhard olayı unutamadı ama daha arkası vardı. Aradan yedi ay gecti, Kasım ayının ılık bir California gecesiydi. Ve Clarissa yine kalabalık bir misafir grubu ile beraber bahceye acılan salonda oturuyordu. Clarissa birden fenalaştı, ne olduğu merak edilirken toparlandı, başının donduğunu soyledi ama tam o anda, birden bahceyi işaret etti ve haykırdı "Bakın, oraya bakın..." Sekiz-on konuktan birkacı bahceye donup bakınca, karşılarında unlu yıldız Natalie Wood´u gorduler ama o da Belushi gibi solarak kayboldu.
Goruntu cok netti ve Natalie´nin hayaleti ağlıyordu. Sonra, olay anlaşıldı, o gun Natalie Wood´un olum yıldonumuydu, talihsiz bir kaza sonucunda olen guzel yıldızın buyuk aşkı Robert Wagner, birkac gun evvel, evlenmişti. Olum yıldonumunde Natalie Wood´un hayaleti ağlıyordu, olumden sonra da suren aşkı icin, Clarissa Bernhard´ın tanıkların onunde iki kez bu olayları yaşaması veya ilk gorucu olması nın anlamı neydi? Kadın sanki ruhsal bir paratonerdi... Ve aynı yıl yani yine 1982´de yılın son gunlerinde, Clarissa artık daha bilincli olarak ruhsal konularla ilgilenmeye başladı. Aralık ayının bir gecesinde, aniden uyanarak, ruyasında Marilyn Monroe´yu gorduğunu soyledi.
Super yıldız ruyasında Clarissa´ya yarın gece evinin bahcesinde buluşacaklarını soylemişti. Ertesi gun beraber yaşadığı Davis ve iki arkadaşıyla beraber bulunan Marilyn´in olduğu eve gittiler, hava kararıncaya kadar evin bahcesinin onunde arabanın icinde oturdular. Sokak boştu ve sadece birkac lamba aydınlatıyordu. Birden Clarissa haykırdı;"Bakın, işte Marilyn..." Gercekten de boş sokağın tam karşısından bir kadın geliyordu, ışığın altına geldiğinde iyice goruldu ve karşılarında vucudunu saran elbisesi icinde gercekten Marilyn Monroe vardı. Sonra dordunun de inanmaz bakışları arasında yavaş yavaş kayboldu. Clarissa Bernhard, tum bu olayları 1982 yılının icinde yaşadı ve bir daha hicbir şey olmadı. Tum cabalarına rağmen. Ne olmuştu? Neden sıradan bir kadın, ust uste uc kez uc unlu sinema yıldızının hayaletlerini gordu? Acaba Clarissa Bernhard, bir tur duşunce projeksiyonu ile kafasındaki goruntuleri yanındakilerin goreceği kadar mı yansıtıyordu ?
__________________
Unlulerin inanılmaz ama gercek hikayeleri
Sinema0 Mesaj
●47 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Dizi - Film - Sanat Forumu
- Sinema
- Unlulerin inanılmaz ama gercek hikayeleri
-
13-09-2019, 05:10:46