EY İNSANLAR! Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var?"
Dua bir sırr-ı azîm-i ubudiyettir. Belki ubudiyetin ruhu hukmundedir. Cok yerlerde zikrettiğimiz gibi, dua uc nevidir.
Birinci nevi dua: İstidat lisanıyladır ki, butun hububat, tohumlar, lisan-ı istidatla FÂtır-ı Hakîme dua ederler ki, "Senin nukuş-u esmÂnı mufassal gostermek icin bize neşvunem ver. Kucuk hakikatimizi sumbulle ve ağacın buyuk hakikatine cevir."
Hem şu istidat lisanıyla dua nev'inden birisi de şudur ki: Esbabın ictimaı, musebbebin icadına bir duadır. Yani, esbab bir vaziyet alır ki, o vaziyet bir lisan-ı hal hukmune gecer; ve musebbebi, Kadîr-i ZulcelÂlden dua eder, isterler. Mesel su, hararet, toprak, ziya, bir cekirdek etrafında bir vaziyet alarak, o vaziyet bir lisan-ı duadır ki, "Bu cekirdeği ağac yap, y HÂlıkımız" derler. Cunku, o mucize-i harika-i kudret olan ağac, o şuursuz, cÂmid, basit maddelere havale edilmez, havalesi muhaldir. Demek, ictima-ı esbab bir nevi duadır.
İkinci nevi dua: İhtiyac-ı fıtrî lisanıyladır ki, butun zîhayatların iktidar ve ihtiyarları dahilinde olmayan hÂcetlerini ve matlaplarını ummadıkları yerden, vakt-i munasipte onlara vermek icin, HÂlık-ı Rahîmden bir nevi duadır. Cunku, iktidar ve ihtiyarları haricinde, bilmedikleri yerden, vakt-i munasipte onlara bir Hakîm-i Rahîm gonderiyor. Elleri yetişmiyor; demek o ihsan, dua neticesidir.
Elhasıl, butun kÂinattan dergÂh-ı İlÂhiyeye cıkan, bir duadır. Esbab olanlar, musebbebÂtı Allah'tan isterler.
Ucuncu nevi dua: İhtiyac dairesinde zîşuurların duasıdır ki, bu da iki kısımdır.
Eğer ıztırar derecesine gelse veya ihtiyac-ı fıtrîye tam munasebettar ise veya lisan-ı istidada yakınlaşmışsa veya sÂfi, hÂlis kalbin lisanıyla ise, ekseriyet-i mutlaka ile makbuldur. TerakkiyÂt-ı beşeriyenin kısm-ı Âzamı ve keşfiyatları, bir nevi dua neticesidir. HavÂrık-ı medeniyet dedikleri şeyler ve keşfiyatlarına medar-ı iftihar zannettikleri emirler, mÂnevî bir dua neticesidir. HÂlis bir lisan-ı istidatla istenilmiş, onlara verilmiştir. Lisan-ı istidatla ve lisan-ı ihtiyac-ı fıtrî ile olan dualar dahi, bir mÂni olmazsa ve şerÂit dahilinde ise, daima makbuldurler.
İkinci kısım: Meşhur duadır. O da iki nevidir: biri fiilî, biri kavlî. Mesel cift surmek fiilî bir duadır. Rızkı topraktan değil; belki toprak, hazine-i rahmetin bir kapısıdır ki, rahmetin kapısı olan toprağı sabanla calar.

__________________