Kureyş Suresinin Tefsiri
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Kureyş Suresinin Tefsiri
-
13-09-2019, 04:57:18
Kureyş Suresi Mekke’de 29. Sure olarak Tîn Suresinden once, KÂria Suresinden sonra nÂzil olmuştur. 4 ayet, Hicaz ulemasına gore 5 ayet, 17 kelime ve 73 harftir. Kureyş’i birinci derecede muhatap aldığı icin surenin adına “Kureyş Suresi” adı verilmiştir. (Buhari, Tefsir, 106; İbn-i Kesir, 8:512) Surede yuce Allah hicbir gelir durumu ve gecim kaynağı olmayan col ikliminde Kureyş’e verilen ticari imtiyazlardan, emniyet, istikrar ve zenginlik gibi nimetlerden bahsederek bunların hakiki sahibi ve “Mun’im-i Hakiki” olan KÂbe’nin Rabbi yuce Allah’a iman ve ibadet edilmesi istenmektedir. Zira bu nimetler KÂbe hurmetine kendilerine verilmektedir.
Kureyş Kabilesi Hz. İsmail (as) soyundan gelen Adnan’ın cocuklarından oluşan buyuk bir kabiledir. Hz. Peygamber doneminde on koldan oluşmaktaydı. Bunlar, Nevfel, Zuhre, Mahzum, Esed, Cumah, Sehm, Umeyye, Haşim, Teym, ve Adiyoğulları idi. Kureyş kabilesi KÂbe cevresinde diktikleri Hubel putuna taparlardı. İsaf ve NÂile adında iki putun yanında da kurbanlarını keserlerdi. Ayrıca her kabilenin kendine has putları da vardı.
Mekke’nin fethine kadar İslam ile mucadele eden Kureyş kabilesi Mekke’nin fethinden sonra tamamen Musluman olarak İslam icin mucadele etmiş ve bu mucahedede daima en on sırada yer almıştır. Bunun sebebi peygamberimizin (sav) “Allah’ım! Kureyş’in oncekilerine azabı tattırdın, sonrakilerine de nimeti ve ihsanını tattır” (Tirmizi, MenÂkıb, 66) duasıdır.
Peygamberimiz (sav) “İnsanlar madenler gibidir; cahiliyede hayırlı olanlar, İslam doneminde de hayırlı olanlardır. CÂhiliye doneminde Arap kabileleri emaret ve yonetim konusunda en şerefli olan Kureyş’e uyarlardı. Arapların hanifleri, mu’minleri ve iyileri Kureyş’in mu’minlerine ve iyilerine, muşrikleri ve kotuleri de Kureyş’in muşriklerine ve kotulerine uyarlardı.” (Tecrid-i Sarih, 9:220) “Bundan sonra da hilafet Kureyş’te olmaya devam edecektir. Onlar dini vecibeleri yerine getirdikce ve adaleti icra ettikce hic kimse onlara duşmanlık etmeyecektir. Şayet onlar dinden ve adaletten uzaklaşırlarsa Allah Kureyş’i rezil eder, yuz ustu bırakır.” (Tecrid-i Sarih, 9:220) buyurmuşlardır.
NUZUL SEBEBİ
Kureyş Arapların en şerefli ve en buyuk kabilesidir. Hz. İsmail (as) soyundan gelmektedirler. Ensab bilginlerine gore Kureyş’in atası Nadr b. Huzeyme b. Mudrike b. İlyas b. Mudar b. Nizar b. Maad b. Adnan’dır. Peygamberimiz (sav) Kureyş’in HÂşimoğulları koluna mensuptur. KÂbe reisliği konusunda da HÂşimoğulları ve Umeyoğulları (Emevîler) arasında mucadele konusudur.
Cahiliye doneminde Kureyş Allah’a inanıp KÂbe’ye Allah’ın evi olarak saygı gosterip hizmet etmeleri ve KÂbeyi tavaf edip haccetmelerine rağmen putlara tapar ve ceşitli bid’alar icad ederek bunları korumaya calışırlardı. Bu Allah’a şirk olduğu icin yuce Allah Kur’Ân-ı Kerimde “Muşrik” adını vermiştir. KÂbe’nin putlarla dolu olarak kalması hicretin 8. Senesi peygamberimizin (sav) Mekke’yi fethederek KÂbe’yi putlardan temizlemesine kadar surmuştur. Kur’an-ı Kerim nazil olmaya başladığı 610 yılından 630 yılı Mekke’nin fethine kadar gecen 20 sene KÂbe’de putlara ibadet edilmeye devam etmiştir.
Kureyşliler KÂbe’yi Allah’ın koruduğuna inanıyorlardı. Cunku peygamberimizin doğduğu sene, doğumundan 50 gun oncesi Ebrehe’nin Fillerle ve Ordusu ile KÂbe’yi yıkmak icin geldiği zaman Kureyş dağlara cekilmiş, Mekke’yi boşaltmışlardı; ama Allah Ebabil kuşlarını gondererek Ebrehe’nin ordusunu helak etmiş, Mekke’ye sokmamış ve KÂbe’ye dokundurmamıştı. Ne zaman ki peygamberimiz (sav) Mekke’yi fethetti ve KÂbe’deki putları temizledi. Kureyş peygamberimizin (sav) Allah’ın elcisi olduğunu anladı ve kalpleri tatmin oldu. “Muhammed Allah’ın peygamberi olmasaydı Mekke’ye giremezdi ve KÂbe’ye dokunamazdı” dediler.
Mekke’nin fethinden sonra Kureyş kabilesi tamamen Musluman oldular. Diğer Arap kabileleri de onlara uydular. Bundan sonra Kureyş bu surede kendilerine emredilen “KÂbe’nin Rabbine iman ve itaat etmeye” din-i mubîn-i İslam’ın yucelmesi icin ellerinden gelen gayreti gostermeye başladılar. İslam’ın dunyaya yayılması icin daima on saflarda mucadele etmeye calıştılar.
Yuce Allah onların isimlerini Kur’Ân-ı Kerimde zikredip, “Kureyş Suresi” ismi ile sure inzal buyurarak Kureyş’in şerefini artırmış ve onları bu nimetlere karşılık itaat ve ibadete davet etmiştir. Tabii ki Kureyş’in Allah’ın kendilerine olan bu nimetlerini anlamaları yirmi seneyi bulmuştur. Ancak yirmi sene icinde bunu idrak etmişlerdir.
YUCE MEÂLİ
1. Kureyş’in guvenliği ve esenliği, barış ve emniyet icinde yaşaması sebebiyle,
2. Kışın ve yazın guven icinde sefer ve ticaret yapmaları sebebiyle,
3. Bu Beytullah olan KÂbe’nin Rabbine ibadet etsinler.
4. Kendilerini aclıktan doyuran ve korkulardan emin kılan Allah’a ibadet etsinler.
TEFSİRİ
1. Kureyş’in guvenliği ve esenliği, barış ve emniyet icinde yaşaması sebebiyle,
Kureyş suresi Fil Suresinin devamı gibidir; ancak mustakil ayrı bir sure olduğuna Cumhur-u Ulemanın ittifakı vardır. Fil suresinde Fil olayı anlatılarak Allah’ın koruması nazarlara verilirken, bu surede Kureyş’in gecimi ve guven icinde ticaret yapmalarını nazar-ı dikkate verilmiştir. Kış ve yaz seyahatlerini guvenle yapmalarına ve ticÂrî kazanclarına dikkat
cekilmiştir.
ÎlÂf: Sevmek, adet edinmek, ulfet, guven ve esenlik icinde yaşamak anlamlarını ifade etmektedir.
Nitekim yuce Allah buyurur: “Bizim KÂbe cevresini harem yapıp sakinlerini koruduğumuzu gormezler mi ki, cevrelerindeki insanlar zorla kapılıp goturulduklerini biliyorlar. O halde Allah’ın bu nimetine kufran-ı nimet mi ediyorlar?” (Ankebut, 29:67) Bu ayette de Allah’ın Kureyş’e nimetleri hatırlatılmaktadır.
Peygamberimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde “Allah Kureyş’e yedi ayrı ozellik vererek diğer milletlerden ustun kılmıştır. Ben Kureyştenim, nubuvvet de Kureyştedir. Mekke hacipliği, hacılara su dağıtma gorevi onlardadır. Allah Fil ordusuna karşı onları korumuştur. Kimse Allah’a ibadet etmezken onlar ibadeti terk etmemişlerdir. Allah onlar hakkında Kur’anda mustakil sure inzal buyurmuştur. Sonra da Kureyş Suresini okumuştur.” (İbn-i Kesir, Tefsir, 4:591)
2. Kışın ve yazın guven icinde sefer ve ticaret yapmaları sebebiyle,
Yuce Allah Kureyş’e yaz ve kış ticari seferlerini guven icinde yapmaları nimetini vermiştir. Yazın Bizans’a ve İran’a, kışın da Yemen ve Habeşe (Etopya) seferler duzenleyerek ticari imtiyaz vermiş ve istikrar sebebi ile de zengin olmalarını sağlamıştır. Bunun sebebi onların KÂbe’ye olan hizmetleridir.
Arapların bir devleti olmadığı icin kendilerini koruyacak askerleri ve istilalardan koruyacak gucleri de yoktu. Buna rağmen duşman istilasından devamlı olarak masun kaldıkları gibi ticaret yolları uzerinde pek cok eşkiyalar bulunduğu halde Kureyş Kervanına kimseler dokunamamaktaydılar. Bizans, Sasani Devleti, Yemen ve Habeş ile olan munasebetlerinde de devamlı olarak himaye gormuşlerdir.
Kuryşliler ayrıca Taifin serin yaylalarında ve kışın Yemen’in ılık bolgelerinde serbestce seyahatlerde bulunurlar ve ticaret yaparak buyuk karlar elde ederler ve her gittikleri yerde buyuk saygı ve himaye gorurlerdi. Hac doneminde de buyuk panayırlar ve ticaret merkezleri kurarak buyuk gelirler elde ederlerdi. Ayrıca bu panayırlarda şiir, hitabet dallarında yarışmalar tertip ederek her sene ilk yedi sıraya gireni KÂbe’ye asar ve bu şair ve hatiplere buyuk değer verirlerdi. Bu da Arabistan’da şiir ve edebiyatın gelişimine buyuk katkı sağlamıştır.
Butun bunlar “KÂbe’nin Rabbi olan Allah’ın lutfu ve ikramı” idi. Bu nimetler ise şukru gerektirmektedir. Şukur ise Allah’a iman ve itaat etmekle olur. Allah’a itaat ise gonderdiği elcisine iman ile olur. Yuce Allah bunu emretmektedir.
__________________