111-TEBBET SURESİ
Bu mubarek sure, "El-Feth" suresinden sonra Mekke-i Mukereme'de nazil olmuştur. Be; Âyet-i kerîmeyi ihtiva etmektedir. Ebu Leheb'in husrana, helake uğradığını gosterdiği icin kendisine "Tebbet" adı verilmiştir. Maamafih "Mesed" den, yÂni: Fitilli bir ipten bahsettiği icin kendisine "Mesed suresi" de denilmiştir. Bundan evvelki "En-Nasr" suresinde muslumanlar icin dunyada yardım, Âhirette sevaba ulaşmanın takdir edildiği bildirilmişti. Bu surede de Âsî, Peygambere karşı duşmanca vaziyetler alan bir şahıs ile eşinin dunyada zarar, Âhirette azaba uğrayacakları bildirilmiş olduğu icin bu iki sure arasında muhim bir munÂsebet vardır.
1. Ebu Leheb'in iki eli helak oldu, kendisi de husrana uğradı.
1. Bu mubarek sure, Resul-i Ekrem S al I Âl Âh-u Aleyhi Vesellem'e eza ve cefada bulunmuş olan Ebu Leheb ile eşinin helak olarak şiddetli bir azaba atılacaklarını ihtar buyurmaktadır. Şoyle ki: (Ebu Leheb'in) yÂni: Abdul'muttalib'in oğlu olan Abdul'uzza adındaki bir İslÂmiyet duşmanının (iki eli helak oldu.) yÂni: Kendisi helak olsun, husrana uğrasın, bu, onun hakkında bir bedduadır, onun boyle bir duaya lÂyık olduğuna bir işarettir. (Ve) Kendisi de hakikaten (husrana uğradı.) helak olup gitti. Bu da o helaki vukuundan once haber vermektir. Nitekim o helak, daha sonra tahakkuk etmiş, Kur'an-ı Kerim'in bir mucize olduğu bu sebeple de ortaya cıkmıştır.
"Teb", "Tebbab" lafızları ziyan, helak ve zarar manasınadır.
2. Ona ne malı bir fayda verdi ve ne de kazandığı şey.
2. (Ona) O Yuce Peygamberin duşmanına (ne malı bir zenginlik verdi.) kendisini ihtiyactan, husrandan kurtarabildi, (ve ne de kazandığı,) kendisini azaptan kurtarabildi. Butun servet ve zenginliği, butun evlÂt ve dostları kendisine faydalı olamadılar.
3. Bir alevli ateşe girecektir.
3. O İslÂmiyet duşmanı, elbette ki: Bu dunya azabından başka da (bir alevli ateşe girecektir.) bu da onun hakkında diğer bir ilÂhî tehdiddir ki, Âhirette gercekleşecektir.
Bu şahsın kunyesi olan (Ebu Leheb) adıyla bildirilmesi, onun ateş sacan bir cehenneme atılmaya lÂyık olduğuna işaret etmektedir. Cunku "Leheb" ateş alevi, parıldayan bir ateş, tutuşan bir ateş parcası demektir.
Kur'an-ı Kerim'de Ebu Leheb'ten başka asr-ı saadetteki kÂfirlerden hic birinin lÂkabı, ismi acıkca zikredilmemiştir. Bu da o şahsın ne kadar kotu olduğuna bir delildir.
4. Odun yuklenmiş olan karısı da.
4. Maamafih Ebu Leheb'in (Odun yuklenmiş olan) Erva Ummi Cemîle Binti Herp adındaki (karısı da..) cehennem Âteşine atılacaktır.
5. Boynunda bukulmuş bir ip olduğu halde -ateşe atılacaktır.-
5. Evet.. O kadın da (Boynunda bukulmuş bir ip olduğu hÂlde) Âteşe atılacaktır. Cunku: O da Resul-i Ekrem'e eza ve cefada bulunmaya calışırdı, o Mubarek Peygamber'e pek ziyade duşmanlık gosterir, o mubarek Peygamberin yolu uzerine geceleyin dikenli ağacları, otları yuklenerek getirir, dokuverirdi. Maamafih bu kadın, Resul-î Ekrem aleyhinde koğuculukta bulunur, İslÂm dinini sondurmeğe calışırdı, bu itibar ile de kendisine "o, odun hamalıdır" derlerdi, bununla o kimsenin insanlar arasındaki munÂsebetleri yıkmak istediğini kastederlerdi.
"Cîd" Unuk, boyun demektir. "Mesed" de bukulmuş ip, urgan manasınadır.
Bu mubarek surenin iniş sebebi hakkında Sahih-i Buhari'de ve tefsirlerde şoyle deniliyor: "En yakın olan akrabanı uyar" (Şuara, 26/214) mealindeki Âyet-i kerîme nÂzîl olunca Resûl-i Ekrem S al I Âl Âh -u T e Âl Aleyhi Vesellem Safa tepesine cıkmış, seslenerek Kureyş kabilesini cağırmış, onlar da gelip toplanmışlar Ebu Leheb de gelmiş idi, Hz. Peygamber buyurmuş ki: Size bir duşmanın sabahleyin veya akşamleyin gelip hucum edeceğini haber versem, beni tasdik eder misiniz?. Onlar da dediler ki: Evet.. Tasdik ederiz, cunku, hepsi de Resûl-i Ekrem'in Muhammedul'emîn olduğunu bilip itiraf ederlerdi,onun uzerine Yuce Peygamber buyurdu ki: Ben sizi ilerdeki bir azaptan dolayı korkutucuyum, yÂni oyle bir azaba uğramamak icin İslÂm dinini kabul ediniz, Peygamber'in bu ihtarını dinleyen Ebu Leheb, o muazzam Peygamberin amcası bulunmak şerefine sahip olduğu hÂlde hemen inkÂra başladı "Tebbenlek": Yazıklar olsun sana!. Sen bizleri bunun icin mi davet ettin dedi, Resûl-i Ekrem'e hakaret gostererek oradan ayrıldı gitti. İşte bu hÂdise uzerine bu sûre-i celîle nazil olmuş, helake lÂyık olan şahısların Ebû Leheb gibi inkarcılardan ibaret olduğu gosterilmiştir.
Gercekten de Ebû Leheb, Hicretin ikinci senesi Bedr gazvesinde İslÂm mucahitlerinin muvaffakiyetlerinden dolayı uzulerek yedi gun sonra Adese denilen ufacık bir sivilce hastalığı olup helak edici olan bir hastalıktan oldu vucudu kokuştu, o bulaşıcı bir hastalık olduğu icin coluk cocuğu bile yanına yaklaşamaz oldular, nihayet uc gun sonra bir yere defnedildi. İşte kendisine serveti de, coluk cocuğu da bir faide veremez bulunmuştu. Daha sonra eşi de olup lÂyık olduğu cezaya kavuşmuştur.
Kısacası: Bu sûre-i celîle, bildirmiş oluyor ki: Cenab-ı Allah'ın dinine, Resûlu'ne, duşman olanlar, bir hidÂyet mumunu sondurmek isteyenler, nihayet kendi cirkin duşuncelerinin, kotu amellerinin şiddetli cezalarına uğrayacaklardır. Maamafih onların dunyada uğrayacakları felÂketler, kendilerini gelecekteki, Âhiret alemindeki asıl, en korkunc cezalardan asla kurtaracak değildir. Onların gelecekleri ise daha pek ziyade korkunctur. Binaenaleyh asıl selÂmet ve saadete nail olmak isteyenler, Resûl-i Ekrem'e tÂbi olarak onun gosterdiği yolu takip etmelidirler. İslÂm dinine guzelce sarılmalıdırlar. İşte insanlar, ancak o sayede ilÂhî lutuflara nail olurlar, ebedî saadetlerini temin etmiş bulunurlar. Ve başarı, Allah'tandır.
__________________
Tebbet Suresi Tefsiri
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Tebbet Suresi Tefsiri
-
13-09-2019, 04:57:03