1964 yılında 11 Kıbrıslı Turk’un kacırılışlarını anlatan ‘Kayıp Otobus’ belgeseli 13. Boston Turk Kultur ve Sanat Festivali’nde 'En İyi Belgesel Seyirci Odulu'nu kazandı






OZLEM ŞAHİN ŞAKAR

NEW YORK - Yonetmenliğini Fevzi Tanpınar’ın, senaristliğini Raşid Pertev’in yaptığı "Kayıp Otobus" belgeseli New York’ta Turkevi’nde gosterildi. Belgesel, New York’taki gosterimin ardından 13. Boston Turk Kultur ve Sanat Festivali kapsamında duzenlenen Belgesel ve Kısa Film Yarışmasında "En İyi Belgesel Seyirci Odulunu" kazandı. 1964 yılında 11 Kıbrıslı Turk’un Larnaka’daki evlerinden servis otobusune binerek calıştıkları İngiliz ussu Dikelya’ya giderken kacırılışlarının huzunlu ve tarihi hikayesini anlatan "Kayıp Otobus"un yonetmeni Fevzi Tanpınar, babasının o gun tesadufen otobuse binmeyerek hayatta kaldığını soyledi. Tanpınar, filmin gosterimi oncesinde soruları yanıtladı.

Filmin galasının KKTC’de 10 Mayıs 2007’de yapıldığını belirten Tanpınar,13 Mayıs 1964 yılında kacırılan otobuste bulunan 11 Kıbrıslı Turk’ten tam 43 yıl haber alınamadığını kaydetti. Tanpınar, "43 yıl sonra bu insanların anısına bu belgeseli yetiştirmek istedik" dedi.

Kaybolan bu 11 kişinin toplu mezarının Ekim 2006’da Larnaka-Dikelya yolundaki Oraklini koyunde zeytinlikteki bir kuyuda bulunduğunu soyleyen Tanpınar, bu gelişmenin uzerine belgeseli cekme kararı aldıklarını belirtti.


Tanpınar, toplu mezarın adada gorev yapan Kayıp Şahıslar Komitesi’nin calışmaları sonucunda bulunduğunu kaydetti. 1963 ile 1974 yılları arasında Kıbrıslı Turklerden 503 Turk’un kaybolduğunu soyleyen Tanpınar, "Bu 503 kişiden 11’ini cekerek biz 503 kayba bir ışık tutmaya calıştık. Bu yıllar arasında Kıbrıslı Turklerin neler yaşadığına dair bir ışık tutmaya calıştık. Tarihi en azından biraz aydınlatmaya calıştık" dedi. Kıbrıslı Rumların ve Yunanlıların Kıbrıs sorununun 1974’de başladığı yonunde uluslararası alanda propaganda yaptıklarını anımsatan Tanpınar, "Halbuki Kıbrıs’taki sorun 1974’de başlamadı. Bu bir sonuctu aslında. Onun oncesine bakmak gerekiyor ki Kıbrıs’ta nelerin yaşandığını cok daha iyi anlatabilelim" diye konuştu.

Belgeselin "evrensel ve bilimsel bir niteliğe" sahip ve tamamen objektif olduğunu belirten Tanpınar, kayıplar sorunun tum dunyanın sorunu olduğunu, ancak Kıbrıs’ta bu sorunun daha derinden hissedildiğini soyledi. Kayıp meselesinin kaybolan kişinin yakınları acısından olumden beter olduğunu kaydeden Tanpınar, "Yıllarca bekliyorlar. Hicbir zaman oldu diyemiyorlar. Yakınları icin artık bir mezar ozlemi duyuyorlar" dedi. Tanpınar, kayıp Şahıslar Komitesi’nin calışmalarının bu acıların ortadan kaldırılması cercevesinde insani temeller uzerine dayalı olduğunu soyledi. Rum tarafının da 1000 civarında Rum’un kaybolduğunu iddia ettiğini anımsatan Tanpınar, şoyle konuştu: "Kıbrıslı Turklerin kayıp oldukları donem 1963 ile 1974 arası. 11 yıl boyunca her an kaybolabilirim endişesini yaşayan bir Kıbrıs Turk toplumu vardı. O donem Rumlardan kayıp yaşanmadı. Onların kayıp donemleri ise 15 Temmuz 1974’de darbeyle kendi aralarında ic savaşla başlayan ve 16 Ağustosta son bulan yaklaşık bir aylık donemdir. Bu kayıplar icerisinde nitelendirilen insanların onemli bir kısmı da eli silah tutan, savaşan insanlardı. Bu farkı goz ardı ederek Kıbrıs sorununun ’kayıplar her iki taraftan da yaşandı’ başlığı altında ele alınması cok doğru değil." Kıbrıslı Turklerin kayıplarının sivil donemde yaşandığını, kayıpların tumunun sivillerden oluştuğunu ve sırf Turk oldukları icin hedef alındıklarını vurgulayan Tanpınar, "Bu yaklaşım Kıbrıslı Turkleri adanın yuzde 3’une hapsetti ve kendini koruma amacıyla gettolaşmaya itti" dedi. Tanpınar bu durumun 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatına dek devam ettiğini belirtti. Ailesinin Larnakalı olduğunu soyleyen Tanpınar, "Her sabah iki otobus Dikelya’ya yolcu taşıyordu. Bunlardan ilk kalkan otobus babamı taşıyan otobustu. Ancak birinci otobus o gun gec kaldı ve birinci otobus yerine ikinci otobus yola cıktı ve o ikinci otobus kayboldu. Eğer birinci otobus vaktinde kalkmış olsaydı, babamı kaybedecektik" diye konuştu. Babasının bugun 79. yaşında olduğunu soyleyen Tanpınar, babasının da belgeselden cok etkilendiğini, kaybolan otobusteki 11 kişinin babasının cok yakın arkadaşları olduğunu ifade etti. Tanpınar, o donemde kacırılan Kıbrıslı Turklerin Rum milisler tarafından oldurulduklerini kaydetti. Tanpınar, Kıbrıs sorunun sadece iki liderlik tarafından cozulemeyeceğini belirterek, sorunun iki halkın neyi ne kadar paylaşacağına dair bir sorun olduğunu soyledi. Gelinen noktada Kıbrıs Rum halkının Kıbrıs Turkleriyle cok fazla şey paylaşmak istemediğinin gorulduğunu ifade eden Tanpınar, "Gecmişi unutarak yeni bir sayfa acılacaksa, gecmişi unutmak demek gecmişi bilmeden ustunu kapatmak anlamını taşımamalı. Tarafların gecmişle ilgili mahcubiyetlerini yaşamaları gerekir ki, gecmişte olanlar tekrarlanmasın ve yeni bir sayfa acılabilsin" dedi. Belgeseli adada ara bolgedeki BM temsilciliğinde de gosterdiklerini hatırlatan Tanpınar, gosterimden sonra BM’de calışan bir Rum kadının gozleri ağlamaktan şişmiş bir şekilde yanına geldiğini ve "Biz sizin 74 oncesinde bu acıları yaşadığınızı bilmiyorduk" dediğini anlattı. Tanpınar, Rum tarafında boylesine bir genclikle geleceğe dair temiz bir sayfa acmanın mumkun olmadığını belirterek, gecmişin taraflarca cok iyi analiz edilmesi ve anlaşılması gerektiğini soyledi. Tanpınar, belgeselin 14 kez KKTC’de, bir kez ara bolgede, 45. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde (finalist), Bruksel’de Avrupa Parlamentosunda, ABD’de de Boston, Washington’da gosterildiğini ve son olarak New York’ta gosterileceğini soyledi.

KKTC TEMSİLCİSİ GOKERİ
Turk Amerikan Dernekleri Federasyonu ve Kıbrıs Turk Yardımlaşma Derneği tarafından duzenlenen belgesel gosteriminin başında KKTC’nin New York Temsilcisi Buyukelci Kemal Gokeri de bir konuşma yaptı. Buyukelci Gokeri, 1963-1974 doneminde kacırılan, tutuklanan, ardından katledilen ve toplu mezarlara konan Kıbrıslı Turklerin hepsinin masum insanlar olduğunu, bu insanların dortte birinin kadınlar ve cocuklardan oluştuğunu soyledi. Gokeri, bu donemde Rum tarafının bir turlu adada kayıp sorunu olduğunu kabul etmediğini de kaydetti. Gokeri, o donem milletvekili olan babasının Şubat 1964’te Rum milislerince kacırıldığını ve halen kayıp olduğunu belirterek, "Babamın isimi hala Kayıp Şahıslar Komitesindeki listede ve akıbeti hala bilinmiyor" diye konuştu. Turkiye’nin BM Daimi Temsilciliği 1. Musteşarı Huseyin Muftuoğlu da yaptığı konuşmada, belgeseli daha once Ankara’da izlediğini, Fevzi Tanpınar’ı bir kez daha kutlamak istediğini soyledi.


BOSTON FİLM YARIŞMASI
Kayıp Otobus’un en iyi belgesel seyirci odulunu kazandığı Boston Belgesel ve Kısa Film Yarışmasında, en iyi belgesel odulunu de yonetmenliğini Nursel Doğan’ın yaptığı "Dışarısı Nasıl" aldı. En iyi kısa film kategorisinde ise birinciliği yonetmen M. Cem Oztufekci’nin "Ayak Altında" ve yonetmen Faysal Soysal’ın "Kayıp Zaman Duşleri" filmleri paylaştı. En iyi kısa film seyirci odulunu ise yonetmenliğini Mustafa Emin Buyukcoşkun’un yaptığı "Sardunya" aldı. (aa)


__________________