أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ إِنِ افْتَرَيْتُهُ فَلَا تَمْلِكُونَ لِي مِنَ اللَّهِ شَيْئًا هُوَ أَعْلَمُ بِمَا تُفِيضُونَ فِيهِ كَفَى بِهِ شَهِيدًا بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

Em yekûlûnefterÂh(yekûlûnefter hu), kul iniftereytuhu fe l temlikûne lî minallahi şey’Â(şey’en), huve a’lemu bi m tufîdûne fîh(fîhi), kef bihî şehîden beynî ve beynekum ve huvel gafûrur rahîm(rahîmu).

Yoksa “Onu uydurdu.” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu ben uyduruyorsam, o taktirde Allah'tan bana gelecek bir şeye siz mani olamazsınız. O, O'nun (Kur'Ân) hakkında daldığınız şeyleri (yaptığınız iftiraları) en iyi bilir. Benimle sizin aranızda O'na (Kur'Ân-ı Kerim'e) şahit olarak O (Allah) yeter. Ve O; Gafur'dur, Rahîm'dir.

__________________