وَيَوْمَ يُعْرَضُ الَّذِينَ كَفَرُوا عَلَى النَّارِ أَذْهَبْتُمْ طَيِّبَاتِكُمْ فِي حَيَاتِكُمُ الدُّنْيَا

وَاسْتَمْتَعْتُم بِهَا فَالْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ الْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ فِي

الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَبِمَا كُنتُمْ تَفْسُقُونَ


Ve yevme yu’radullezîne keferû alen nÂr(nÂri), ezhebtum tayyibÂtikum fî hayÂtikumud duny vestemta’tum bih fel yevme tuczevne azÂbel hûni bi m kuntum testekbirûne fîl ardı bi gayril hakkı ve bi m kuntum tefsukûn(tefsukûne).
Ve o gun kÂfirler ateşe arzedilirler: “Siz dunya hayatınızda (size gore) guzel şeylerinizi tukettiniz. Ve onunla metalandınız (sefa surdunuz). Artık bugun alcaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız. Yeryuzunde haksız yere kibirlendiğiniz ve fasıklık yapmış olduğunuz icin.



__________________