Hırsız Evliya
Ortakoy Rumlarının gonullerini İslama celip caldığı icin Hırsız Aziz, (Hırsız Evliya) derlermiş Rumlar Yahya Efendi'ye.
Kosta adında bir Rum Kaptan varmış, şarapcılık yaparmış, cok da ictiği icin ayık anı olmazmış. Ama Yahya Efendi'yi nerde gorse, eline kapanırmış. Yahya Efendi de sırtını sıvazlıyarak.
-Kastın ne Kosta? Niye harÂb ediyorsun kendini bu kadar? der gonullermiş.
Bir boyle, iki boyle derken bir gun Marmara Adalarının birinden Ortakoy'e şarap taşırken deniz kabarmaya, dalgalar teknesini tokatlamaya başlamış. Derken fırtına kasırgaya, kasırga kıyÂmete donuşmeye başlayınca, kabaran, kopuren, taşan rahmet deryasında sırılsıklam olan Kosta, riyÂsız bir gonulle, icten iceee, dıştan dışa, resmen de alenen de hep sevip saydığı Yahya Efendi'ye yonelerek:
- Elimden tut AzizYahya, cek sahile beni, sana bir kup şarabım var, hepsi fed olsun sana ... diye icten ice yana goynuye Ortakoy'e ulaşınca,
Kosta'yı sevenlerden birisi:
- Gecmiş olsun Kosta. bu berbat fırtınayı nasıl aştın sen?
Biraz da meczub bir adam olan Kosta, sacını başını eliyle taraklayarak:
-Ben aşmadım, aşıranlar aşırdılar. Yine bağışlandı bize canımız. Koyde (Ortakoy) ne var, ne yok?
-Hırsız var.
-Hırsız.
-Hırsız Aziz adamlarıyla birlikte seni mahzeninde bekliyor.
-Ne zaman geldiler?
-Az evvel. Onlar gonderdiler beni seni bulmaya.
- Pekala hadi gidelim
-Ben gelmesem, bir mahzuru var mı?
- Hayır, hic bir mahzuru yok ama, sen de gel.
- Peki, demiş arkadaşı, gitmişler varmışlar ki, Yahya Efendi ve yÂranı Kosta'nın mahzeninde onları bekliyorlar.
Kosta ve arkadaşı, loş mahzenin kapısından iceriye girerken, Yahya Efendi:
-Gel bakalım Kosta. bir soz attın deryaya, biz de geldik buraya. Tut bakalım sozunu.
Bu durum karşısında ne diyeceğini, ne edeceğini şaşıran Kosta, Yahya Efendi'nin ellerine kapanarak:
-Aziz Baba, mahzenim feda size, şeref verdiniz bize, siz emredin yeter.
Yahya Efendi:
-En keskini hangi kupte?
Kosta, kovuklardaki bir kupu gostererek:
-aha şuracıkta işte.
Yahya Efendi:
-Onu icin hep birlikte.
Kosta, elpence, mahviriyyet icre:
-Siz?
Yahya Efendi.
-Biz de iceriz, merak etme, deyince, Kosta, yıllanmış şarap kuplerini acarak, bardak bardak dağıtmaya başlamış. Yahya Efendi de oyle bir sohbet acmış ki orada, ilm-i ledun goklerini oraya boşaltmış. Saatlerce ictikleri halde hic kimsede en basit bir sarhoşluk alameti gorulmeyince, Kosta, arkadaşı ve mahzende calışan diğer Rumlar birbirlerine bakışmaya başlamışlar.
Kosta, arkadaşının kulağına usulca:
-Bu işte bir iş var. Bir de biz bakalım şu şarabın tadına, diyerek birer bardak da kendileri icince, gozleri fal taşı gibi parlamış, zira, bakmışlar gormuşler ki Kosta'nın mahzende yıllanmış şarabı taze nar şerbetinde donuşmuş.
İşte Kosta da, arkadaşları da, o gunden sonra, mabedlerini de, işlerini de değiştirerek iyi bir Musluman olmuşlar.
Evliyaların işi, bizim bilemediğimiz, akıl erdiremediğimiz bir planda cereyan ediyor. Hani ilim icin henuz cozulemeyen bazı gercekler var ya...
__________________
Hırsız Evliya
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Hırsız Evliya
-
13-09-2019, 04:26:00