SODOM ve GOMERE'NİN SON GUNU
Hz Lût (a.s), Arap yarımadasını puta tapıcılıktan alıkoymak, ortaksız ve tek bir Allah'ı tanıtmaya cağıran ve bu mukaddes yolda buyuk başarılar kazanan Hz. İbrahim'in amcasının oğludur. Omru ve peygamberliği bugun Urdun devletinin sınırları icinde bulunan Lût golu cevresinde gecmiştir. Gunumuzde tuzlu suların doldurduğu orta buyuklukte olan su saha, eskiden toprakları oldukca verimli bir vadi idi ve o gunun onemli şehirlerini sinesinde barındırıyordu. Bu şehirlerin ikisinin adını bugun de biliyor ve yapılan ilmi kazılar sonunda izlerine rastlıyoruz.
Şehirler; Şezum (Sodom) ve Omore (Gomore) şehirleridir.
Hz. Lût (a.s) Şezum şehrinde oturuyordu. Şimdi size bu cevrenin ve bu cevrede dosdoğru Allah yolunun sozculuğunu ve yılmaz mucadelesini yapan Hz. Lût'un son gunlerine ait bir hikayeyi kısaca anlatacağız...
İnsanoğlu, yolun doğrusundan bir kere cıkmaya gorsun; duşmeyeceği sapıklık ve yuvarlanmayacağı ucurum yoktur. Hz. Adem'in oğlu Kabil'e yeryuzunun ilk cinayetini, ustelik oz kardeşinin canına kıydırmak suretiyle işleten şehvet hırsı, Hz. Lût'un kavmini busbutun başka ve yuz kızartıcı bir ahlak duşkunluğune suruklemiştir.
Bu sonsuz kavim erkek erkeğe cinsi birleşmeyi (livata) vazgecilmez, sapıkca bir huy haline getirmişlerdi. Hz. Lût'un dosdoğru yolu temsil eden bir Allah resulu sıfatıyla durmak ve yorulmak bilmez bir gayret gostererek yaptığı butun ikazlar ve verdiği butun acı-tatlı oğutler bu ahlak duşkunlerine zerrece bir tesir etmiyordu.
Nihayet her şeyi daha başından bilen Ulu Allah'ın kesin ve değişmez hukmunun gunu geldi. Hz. Lût'un sapık kavmi, Allah'ın başlarına vereceği karşı durulmaz bir felaketle, toptan mahvolacak ve yokluğun karanlıklarına gomulecekti.
Ulu Allah (c.c) bu kesin kararını bildirmek ve kendisine inanmış birkac yakını ile birlikte, son gunlerini yaşayan gunahkar şehirden ayrılmasını soylemek uzere Hz. Lût'a gunun birinde uc tane melek gondermişti. Melekler; genc ve yakışıklı erkek kılığına girerek yeryuzune inmişlerdi.
Şezum (Sodom) şehrine vardıklarında doğruca Hz. Lût'un evine yoneldiler. Şehvet sapıkları şehre uc tane genc ve yakışıklı delikanlının geldiğini duyunca bir anda yollara dokulerek gelenleri gormek istediler. Meleklerin gectiği yolun hir iki yanı, ahlak duşukleri tarafından doldurulmuştu. Tap taze erkek kılığına girmiş meleklere bakarken hepsi şehvet kururganlıkları icinde kıvranıyor; ağızlarından salyalar akıyordu. Azgın kalabalığın arasında yollarına devam eden melekler, Peygamber Lût'un evine vardılar. Kudurmuş ahlaksızların hicbirisi, ele gecirip azgın şehvetlerini bir anlığına tatmin edebilmek icin arkalarından kıvrandıkları genclerin, şehirlerini ve cevrelerini toptan yok etmeyi kararlaştıran Allah'ın emri ile birlikte gelmiş melekler olduğunu bilmiyor ve duşunmuyorlardı.
Melekler Lût'un evine varınca once kim olduklarını soylemediler. Arkalarına takılan kalabalık evin kapısına dayanmıştı. Anlaşılmaz sozlerle bağırışıyorlar ve Hz. Lût'un evine aldığı genc delikanlıları ellerine vermesini istiyorlardı. Hz. Lût (a.s) gelen misafirlerinden utanıyordu ve kapıda bağrışan kalabalığın azgın hırslarından endişe ediyordu.
Bir ara evinin kapısına cıktı; kudurmuş kalabalığa dundu "ey azgınlar, soysuzlar, gelenler benim olduğu kadar kendinize de aziz misafirlerdir; yani hepinizin misafirleridir. Bu kadar da mı insanlığınızı unuttunuz? Bir parca olsun kendinize geliniz." diye soze başladı.
Kalabalıktan homurtulu guluşmelerin geldiğini duyunca "size iki tane genc ve guzel kızımı vereyim. Gozlerinizi buruyen şehvetinizi onlarla tatmin edin de tek beni misafirlerim karşısında rezil etmekten vazgecerek buradan uzaklaşın" diye teklifte bulundu.
Fakat kendinden gecmiş kalabalık hicbir soz dinlememekte ve hicbir teklife yanaşmamaktadır. Evin kapılarını arka arkaya zorluyor ve icerdeki gencleri istiyorlardı.
Ağlamaklı bir cehre ile iceriye donen Hz. Lût'a kapıdakilerin ısrarla istediği genc misafirler; melek olduklarını, Allah'ın emri uzerine geldiklerini bildirdiler ve dediler ki; "Allah'ın emri artık kesindir. Yıllardan beri soz dinletemediğin bu beyinsiz halkın artık sonu gelmiştir. Birkac saat sonra topuna gokten ateş ve olum yağacak ve şehirleri ile birlikte yokluğa kavuşacaklardır. Onların başlarına gelmek uzere olan bu felaket, ısrarla Allah'ın emirlerine karşı gelenlere ve Peygamberler'in verdiği oğutlerine arka donen sapıklara butun devirler boyunca ibret dersi olacaktır. Allah'ın sana emri boyledir:
Gece olunca sana inananları ve yakınlarını alacak ve olum kokan şu lanetlik şehirden habersizce uzaklaşacak ve şu sapık halkı lanetlik akibetleri ile baş başa bırakacaksın. Sana bunları soyleme geldik."
Allah'ın emri uzere Hz. Lût (a.s) ile inanmış yakınları meleklerin dediklerine uyarak Sodam ve Gomere'yi o gece yarısı, sezdirmeden terkettiler. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte lanetlik şehirlere ve sapık halkına gokyuzunden gorulmemiş bir Allah gazabı boşalmaya başlamıştı. Ahlaksız soysuzlar neye uğradıklarını anlayamadılar. Yuce Allah (c.c.) ulu sabrını iyice kotuye kullanarak gunden gune daha da azgınlaşanlara yakıcı kukurt alevleri ile taşlar yağdırıyordu. Bir kac saniyelik afet ve olum sacan bir yağmur sonunda, halkın yekunu ile birlikte butun şehirlerini ilerdeki insanlığın gozleri onune bir ibret dersinin orneği olmak uzere harabeye cevirmiş ve yerle bir etmişti.

Esirgeyici Allah (c.c.) cumlemizi gorunur, gorunmez ve aniden bastıran felaketlerden korusun, amin!..

KAYNAK: Ermişlerden Osman Efendi, Secme Dini Hikayeler, Seda Yayınları, İstanbul 2000, s. 1122-128
__________________