ŞEYTANIN HİLELERI
Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun. SalÂt ve selÂm efendimiz Emîn Peygamber Muhammed'e. Sonra, O'nun pÂk Âline ve ashÂbinin tumune olsun. Ibn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivÂyet ediyor.
-Bir gun Resûlullah (s.a.v.) ile beraberdik. EnsÂrdan birinin evine toplanmistik. Tam bir cemaat olmustuk. Ev sahibi:
-Iceridekiler. Eve girmem icin bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dilegim var gorulecek bir isim var. Bunun uzerine, herkes Resûlullah (s.a.v.) efendimizin yuzune bakmaya basladi. Orada ve her zaman buyuk O'ydu. Izin Ondan cikacakti. Resûlullah (s.a.v.) efendimiz duruma vÂkif oldu ve:
- «Bu seslenen kimdir, bilir misiniz?» buyurdu. Biz hep birden soyle dedik:
-En iyi bilen Allah ve Resûludur. Bunun uzerine Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz:
-«O, lÂin iblistir.
-Seytandir.
-Allah'in lÂneti onun uzerine olsun» buyurunca hemen Hz. Omer:
-Ya ResûlÂllah, bana izin veriniz onu oldureyim, dedi. Resûlullah (s.a.v.) efendimiz bu izni vermedi; soyle buyurdu:
- «Dur ya Omer, bilmiyor musun ki; ona belli bir vakte kadar muhlet verilmistir. Oldurmeyi birak.» Sonra soyle buyurdu:
- «Kapiyi ona acin gelsin. O buraya gelmek icin emir almistir. Diyeceklerini anlamaya calisiniz. Size anlatacaklarini iyi dinleyiniz.» Bundan sonrasini ondan dinleyelim; yani rÂviden. Soyle anlatti:
- Kapiyi ona actilar. Iceri girdi ve bize gorundu. Bir de baktik ki; sekli su: Bir ihtiyar. Sasi. Ayni zamanda kose. Cenesinde alti veya yedi kadar kil sallaniyor. At kili gibi. Gozleri yukari dogru acilmis. Kafasi buyuk bir fil kafasi gibi. Dudaklari da bir manda dudagina benziyordu. Sonra soyle bir selÂm verdi:
-SelÂm sana ya Muhammed! Selam size ey cemaat-i muslimin. Onun bu selÂmina Resûlullah (s.a.v.) efendimiz su mukabelede bulundu:
-«SelÂm Allah'indir ya lÂin.» Sonra ona soyle buyurdu:
-«Bir is icin geldigini duydum; nedir o is? » Seytan soyle anlatti:
- Benim buraya gelisim, kendi arzumla olmadi. Mecburen geldim. Resûlullah (s.a.v.) efendimiz sordu:
-«Nedir o mecburiyet?» Seytan anlatti:
-izzet sahibi Rabbin katindan bana bir melek geldi. Ve dedi ki:
-Allah-u TeÂl sana emir veriyor. Muhammed'e gideceksin. Ama dusuk ve zelil bir halde. Tevazu ile O'na gideceksin ve Ademogullarini nasil kandirdigini anlatacaksin. Onlari nasil aldattigini soyliyeceksin bir bir O'na. Sonra o ne sorarsa dogrusunu diyeceksin. Sonra. Allah-u TeÂl buyurdu ki:
-Soylediklerine bir yalan katarsan, dogruyu soylemezsen. Seni kul ederim. RuzgÂr savurur. Dusmanlarin onunde seni rusvay ederim. Iste boyle ya Muhummed, o emir uzerine sana geldim. Arzu ettigini bana sor. Sayet bana sorduklarina dogru cevap vermezsem; dusmanlarim benimle eglenecek. Su muhakkak ki dusmanlarimin eglencesi olmaktan daha zor bir sey yoktur. Bundan sonra Resûlullah (s.a.v.) efendimiz soyle sordu:
- «Madem ki sozlerinde dogru olacaksin. O halde bana anlat: Halk arasinda en cok sevmedigin kimdir?» Seytan su cevabi verdi:
-Sensin ya Muhammend... Allah'in yaratiklari arasinda senden daha cok sevmedigim kimse yoktur. Sonra, senin gibi kim olabilir ki? Resûlullah (s.a.v.) efendimiz sordu:
-« Benden sonra en cok kimlere buguzlusun ve sevmezsin?.» Seytan anlatti:
- Muttaki bir gence ki varligini Allah yoluna vermistir. Bundan sonra, sual-cevap asagidaki sekilde devam etti. Resûlullah efendimiz sordu; seytan anlatti.
- «Sonra kimi sevmezsin?»
- Kendisini sabirli bildigim, supheli islerden sakinan Âlimi.
-« Sonra?»
- Sabirli olan bir fakiri ki; ihtiyacini hic kimseye anlatmaz Halinden sikayet etmez
. - «Peki bu fakirin sabirli oldugnu nereden bilirsin?»
-Ya Muhammed, ihtiyacini kendi gibi birine acmaz, her kim ihtiyacini kendi gibi birine uc gun ust uste anlatirsa, Allah onu sabredenlerden saymaz. Sabirli kimselerin isi buna benzemez. Hasili onun sabrini; halinden, tavrindan ve sikÂyet etmeyisinden anlarim.
- «Sonra kim?»
- Sukreden, zengin.
- «Peki ama o zenginin sukreden oldugunu nereden anlarsin?»
- Onu gorursen ki aldigini helal yoldan aliyor ve mahalline harciyor. Bilirim ki o sukreden bir zengindir. Resûlullah (S.A.V.) efendimiz bu defa mevzuu degistirdi ve ona baska bir sual sordu:
- «Peki ummetim namaza kalkinca senin halin nice olur?»
-Ya Muhammed, beni bir sitma tutar. Titrerim.
- «Neden boyle olursun ya lÂin?»
- Cunku bir kul, Allah icin secde ederse bir derece yukselir.
- «Peki va oruc tuttuklari zaman nasil olursun?»
-O zaman baglanirim. Ta, onlar iftar edinceye kadar.
- «Peki ya hac yaptiklari zaman nasil olursun?»
-O zaman da cildiririm.
-«Peki ya Kur'an okuduklari zaman nasil olursun?»
- O zaman da eririm, tipki ateste eriyen bir kursun gibi eririm.
- «Peki ya sadaka verdikleri zaman halin nasildir?»
- Ha iste o zaman halim pek yaman olur. Sanki sadaka veren, bir testere alir eline ve beni ikiye boler. Resûlullah (s.a.v.) efendimiz sebeblerni sordu:
- «Neden oyle testereyle ikiye bicilirsin ya Eb Burre?» bunun uzerine iblis:
- Onu da anlatayim dedikten sonra anlatmaya basladi:
-Cunku sadakada 4 guzellik vardir. Soyle ki:
1) Allah-u TeÂlÂ, sadaka verenin malina bereket ihsan eyler.
2) O sadaka veren kimseyi halkina sevdirir.
3) Allah-u TeÂlÂ, onun verdigi sadakayi cehennemle arasinda bir perde yapar.
4) Allah-u TeÂlÂ, belÂyi, sikintiyi ve Âhlari ondan defeder. Bundan sonra Resûlullah (s.a.v.) efendimiz ashÂbi hakkinda ona bazi sorular sordu:
- «Ebû Bekir icin ne dersin?» Iblis buna su cevabi verdi:
-O bana, cahiliyet devrinde bile itaat etmedi. Islam'a girdikten sonra nasil bana itaat eder?
- «Peki Omer b. Hattab icin ne dersin?» Iblis buna su cevabi verdi:
-Allah'a yemin ederim ki, her godugum yerde ondan kactim.
-«Peki Osman b. Affan icin ne dersin?»
-Ondan utanirim. Hem de cok. Nasil ki, Rahman'in melekleri de ondan utanirlar.
- «Peki Ali b. Ebû TÂlib icin ne dersin?» Iblis su cevabi verdi: Ah o'nun elinden bir kurtulsam O, kendi basina kalsa, ben kendi basima kalsam O, beni biraksa ben de onu biraksam; ama o beni birakmaz. Resûlullah (s.a.v.) efendimiz yukaridaki sorulari sorduktan ve seytanin verdigi cevaplari da kismen bitirdikten sonra, soyle buyurdu:
- «Ummetime saadet ihsan eden, seni de tÂ, belli bir vakte kadar sÂki kilan Allah'a hamd olsun.» Resûlullah (s.a.v.) efendimizin o cumlesini duyan lÂin soyle dedi:
- Heyhat, heyhat. Ummetin saadeti nerede? Ben, o belli vakte kadar diri kaldikca, sen ummetin icin nasil ferah durursun? Ben onlarin kan mecralarina girerim. Etlerine karisirim. Ama onlar benim bu halimi goremez ve bilemezler. Beni yaratan ve baas gunune kadar bana muhlet veren Allah'a yemin ederim ki, onlarin tumunu azdiririm. Cahillerini ve Âlimlerini, ummîlerini ve okumuslarini, FÂcirlerini ve Âbidlerini, Hasili, bunlarin hic biri elimden kurtulamaz. Fakat Allah'in hÂlis kullarini Evet, bunlari azdiramam. Bunun uzerine Resûlullah (s.a.v.) efendimiz sordu:
- «Sana gore ihlÂs sahibi muhlis kullar kimlerdir?» Bu suale Iblis su cevabi verdi:
- Bilmez misin ya Muhammed? Bir kimse ki, dirhemini ve dinarini sever O, Allah icin bir ihlÂsa sahip degildir. Bir kimseyi gorsem ki; dirhemini ve dinarini sevmez; ovulmekten, medhedilmekten hoslanmaz. Bilirim ki o ihlÂs sahibidir. Hemen onu birakir kacarim. Bir kul, mali ve ovulmeyi sevdigi sure kalbi de dunya arzularina bagli kaldigi muddet o size vasfini yaptigim kimseler arasinda bana en cok itaat edendir. Bilmez misiniz ki; mal sevgisi, buyuk gunahlarin en buyugudur. Bilmez misiniz ki; ya Muhammed, bas olma sevgisi buyuk gunahlarin en buyukleri arasindadir. Iblis anlatmaya devarn etti:
-Ya Muhammed, bilmez misin? benim yetmis! bin tane cocugum var. Bunlarin her birini, bir baska yere tayin etmistir. Sonra O her cocugumla birlikte yine yetmis bin tane seytan vardir. Onlarin bir kismini ulemaya gonderdim. Bir kismini genclere yolladim. Bir kismini mesÂyiha saldim. Bir kismini da ihtiyar kadinlara musallat ettim. Genclere gelince; aramizda hic bir anlasmazlik yoktur. Onlarla gayet iyi geciniriz. Cocuklara gelince Onlarla da bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar. Bizimkilerin bir kismini da Âbidlerin basina dert ettim. Bir kismini da zÂhidlerin. Onlar bunlarin yanina girer; halden hale sokarlar. Bir tepeden digerine hep dolastirip dururlar. Oyle bir hal alirlar ki baslarlar, sebeplerden herhangi birine sovmeye. Iste boylece onlardan ihlÂsi alirim. Onlar bu halleri ile yaptiklari Ibadeti IhlÂssiz yaparlar gayri ama bu hallerinin farkinda olamazlar. Iblis, bundan sonra, aldattigi bir rahibin hikÂyesini anlatmaya gecti. Ve soyle dedi:
-Bilmez misin ya Muhammed, Rahip Barsisî; tam yetmis, yil ihlÂs ile Allah'a ibadet etti. Bu ibadetleri sonunda ona oyle bir hal ihlÂs edilmisti ki: Her dua ettigi hasta duasi bereketiyle sifÂyab oluyordu. Onun pesine takilip hic birakmadim. Zina etti. Katil oldu. Sonunda da kufre girdi. Bu o kimsedir ki; Allah-u TeÂlÂ, aziz kitabinda, onu soyle anlatir:
- «Seytanin hali gibidir ki; o insana:
-KÂfir ol. Dedi. Vaktaki o kÂfir oldu; bu defa da ona soyle dedi:
- Ben senden uzagim. Ben Âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarim.» Iblis bundan sonra, bazi kotu huylar uzerinde durdu ve onlarin her birinden nasil istifade ettigini anlatti. Y A L A N Bilmez misin ya Muhammed, yalan bendedir ve ilk yalan soyleyen de benim. Her kim yalan soylerse O benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse O da benim sevgilimdir. Bilmez misin ya Muhammed, ben Adem'e ve Havva'ya yalan yere Allah adina and ictim.
- «Muhakkak ben size nasihat ediyorum.» dedim. Bunu yaparim, cunku yalan yere yemin gonlumun eglencesidir. GIYBET - KOGUCULUK: Giybet ve koguculuga gelince Onlar da benim meyvelerim ve senligimdir. NIKAH UZERINE YEMIN ETMEK:
- Her kim talÂk uzerine yemin ederse gunahkÂr olacagindan endise edilir, isterse bir defa olsun isterse dogru bir sey uzerine olsun, her kim talÂki agzina alirsa, bu hakikat belli oluncaya kadar karisi ona haram olur. Onlar bu halleri ile kiyÂmete kadar meydana getirecekleri cocuklar da hep zina cocugu olur. Agiza alinan o talÂk kelimesi yuzunden hepsi cehenneme girer. NAMAZ
-Ya Muhammed, namazi an bean tehir edene gelince Onu da anlatayim. O, her ne zamanki namaza kalkmak ister; tutarim. Ona vesvese veririm. Derim ki:
- Henuz vakit var. Sen de mesgulsun; hele simdilik isine bak. Sonra kilarsin. Boylece o vaktinin disinda namazini kilar. Ve bu sebepten onun kildigi namazi yuzune atilir. Sayet o kimse beni maglup ederse ona insan seytanlarindan birini yollarim. Boylece onu vaktinde namaz kilmaktan alikoyar. O bunda da beni maglup ederse bu sefer onun hesabini namazda gormeye bakarim. O namazin icinde iken.
-Saga bak. Sola bak. Derim. O da bakar O ki oyle yapti. yuzunu oksar, alnindan operim. Bundan sonra ona: -Sen ebedî yaramaz bir is yaptin. Derim ve boylece onun huzurunu bozarim. Sen de bilirsin ki ya Muhammed! Her kim namazda saga ve sola cokca bakarsa Allah onun namazini kabul etmez. Yuzune atar. Bunda da ona maglûp olursam. Yalniz basina namaz kildigi zaman yanina giderim. Ve ona: cabuk cabuk kilmasini emrederim. O da baslar namazini cabuk kilmaya. Tipki horozun gagasi ile yerden bir seyler topladigi gibi. Bu isi ona yaptirmakta da basari kazanamazsam, bu sefer cemaatla namaz kilarken, onun yanina varirim. Orada onun basina bir gem takarim. Basini imamdan evvel secdeden ve rukûdan kaldiririm. Imamdan evvel de, secde ve rukû yaptiririm. Iste O boyle yaptigi icin kiyÂmet gunu, Allah onun basini esek basina cevirir. O kimse, bunda da beni yenerse bu defa ona namazda parmaklarini citirdatmasini emrederim. Boylece o beni tesbih edenlerden olur. Ama ona bu isi namazda yaptirmaya muvaffak olursam, sayet o bu esneme esnasinda elini agzina kapamazsa. Onun isine kucuk bir seytan girer, dunya hirsini ve dunyevî baglarini cogaltir. Iste bundan sonra o kimse, hep bize itaat eder. Sozumuzu dinler. Dediklerimizi yapar. Seytan bundan sonra konusmasina devam etti:
-Sen, ummetin hangi saadetinden ferah duyarsin ki? Ben onlara tuzaklar kurarim. Ne tuzaklar. Miskinlerine, caresizlerine ve zavalillarina giderim. Namazi birakmalarini emrederim. Ve onlara derim ki:
-Namaz size gore degil. O, Allah'in afiyet ihsan ettigi ve bolluk verdigi kimseler icindir. Sonra hastalara giderim.
- Namaz kilmayi birak. Derim. Cunku Allah-u TeÂla «Hastalara zorluk yok» buyurdu. Iyi oldugun zaman cokca kilarsin ve boylece, o namazini birakir hatt kufre de girebilir. Sayet o hastaliginda namazi terkederek olup giderse. Allah'in huzuruna cikarken Allah'u TeÂla'yi ofkeli bulur. Sonra soyle dedi:
-Ya Muhammed, eger bu sozlerime yalan kattimsa, beni akrep soksun. Sonra. Eger yalan varsa. Allah'tan dile; beni kul eylesin. Iblis bundan sonra konusmalarina devam etti ve soyle dedi:
-Ya Muhammed, sen ummetin icin ferah mi duyuyorsun? Halbuki, ben onlarin altida birini dinden cikardim. Bundan sonra. Resûlullah (s.a.v.) efendimiz ona, yani Iblis'e asagidaki sekilde bazi kisa sorular sordu. O da bunlara cevap verdi.
- «Ya lÂin, senin oturma arkadasin kim? - Faiz yiyen.
- «Dostun kim?» - Zina eden.
- «Yatak arkadasin kim? - Sarhos.
- «Misafirin kim?» - Hirsiz.
- «Elcin kim?» - Sihirbazlar.
- «Gozunun nuru nedir?» - Kari bosamak.
- «Sevgilin kim?» - Cuma namazini birakanlar.
Resulullah (s.a.v.) efendimiz bu defa baska bir mezvua gecti ve soyle sordu:
- «Ya lÂin, senin kalbini ne kirar?» - Allah yolunda cihada giden atlarin kisnemesi...
- «Peki senin cismini ne eritir?» - Tevbe edenlerin tevbesi.
- «Peki cigerini ne parcalar, ne curutur?» -Gece ve gunduz Allah'a yapilan istigfar.
- «Peki yuzunu ne burusturur?» - Gizli sadaka.
- «Peki gozlerini kor eden nedir?» - Gece namazi.
- «Peki basini egdiren nedir?». - Cokca cemaatle kilinan namaz.
Resûlulllah (s.a.v.) efendimiz tekrar bir baska mevzua gecti ve soyle sordu:
- «Sana gore insanlarin en saadetlisi kimdir?» - Namazini bilerek, kasden birakanlar.
- «Peki sana gore insanlarin en sakisi kimdir?» - Cimriler.
- «Peki seni isinden ne alikoyar?» - Ulema meclisleri.
- «Peki yemegini nasil yersin?» -Sol elimle parmaklarimin ucu ile.
- «Peki sam yeli estigi zaman ve ortaligi sicaklik bastigi zaman cocuklarini nerede golgelendirirsin?»
- Insanlarin tirnaklari arasinda. Resûlullah efendimiz, bundan sonra, baska mevzuu sordu. Iblis de cevap verdi.
- «Rabbinden neler talep ettin? - On sey talep ettim.
- «Nedir onlar ya lÂin?»
1) Allah'tan dilerim ki beni Ademogullarinin malina ve evlÂdina ortak ede. Bu ortaklik talebimi yerine getirdi ki, bu;
- «Onlara ortak ol. Mallarina ve cocuklarina. Onlara vaadet. Halbuki seytan onlara en cok gurur vaadeder» Ayet-i celîlesi ile sabitti. Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim. Faiz ve haram karisan yemekten de yerim. Seytandan, Allah'a siginilmayan malin da ortagiyim. Cinsî munasebet Âninda da; Allah'a seytandan siginmayan kimse ile birlikte hanimi ile birlesirim ve o birlesmeden hasil olan cocuk, bize itaat eder, sozumuzu dinler. Her kim hayvana binerken helÂl yola gitmeyi degil de, aksini isteyerek binerse, ben de onunla beraber binerim. Yol arkadasi ve binek arkadasi olurum. Bu da Âyet-i kerîme ile sabittir. Allah-u TealÂ, bana su emri verdi:
- «Onlar uzerine suvarilerinle, piyadelerinle yaygara cikart.»
2) Allah-i TealÂ'dan diledim ki: Bana bir ev vere. Bu dilegim uzerine hamamlari bana ev olarak verdi.
3) Diledim ki Bana bir mescid vere. Pazar yerlerini bana birer mescid yapti.
4) Benim icin bir okuma kitabi vermesini istedim. Siirleri bana okuma kitabi yapti.
5) Diledim ki: Benim icin bir ezan vere. Mezmurlari verdi.
6) Diledim ki: Bana bir yatak arkadasi vere. Sarhoslari verdi.
7) Diledim ki: Bana yardimcilar vere. Bunun icin de kaderiye mensuplarini verdi.
8) Diledim ki: Bana kardesler vere. Mallarini bos yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yolunda para harcayanlari. Bunlar da su Âyet-i kerime ile sabittir:
- «O kimseler ki: Mallarini bos yere harcarlar. Onlar seytanin kardesleri olmuslardir. »
Bir ara Resûlullah (s.a.v.) efendimiz soyle buyurdu:
- «Eger soylediklerini, Allah'in kitabindaki ayetlerle isbat etmeseydin seni tasdik etmezdim.» Bundan sonra Iblis devam etti:
9) Ya Muhammed! Allah'tan diledim ki, Ademogullarini ben goreyim; ama onlar beni goremezler. Bu dilegimi yerine getirdi.
10) Diledim ki: Ademogullarinin kan mecralarini bana yol yapa bu da oldu. Boylece ben, onlar arasinda akip giderim. gezerim. Hem nasil istersem. Butun bu istediklerimi verdi. Hepsi sana verildi buyurdu ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra sunu da dileyeyim ki; benimle beraber olanlar seninle beraber olanlardan daha coktur. Iste boylece kiyÂmete kadar Ademogullarinin ekserisi benimle beraber olurlar. Bundan sonra Iblis soyle anlatti:
-Benim bir oglum vardir. Adi ATEME'dir. Bir kul, yatsi namazini kilmadan uyursa» gider; onun kulagina bevleder. Eger boyle olmasaydi; imkan yok insanlar namazlarini eda etmeden uyumazlardi. Benim bir oglum daha vardir ki: onun adi da MUTEKAZI'dir. Bunun vazifesi de; yapilan gizli amelleri yaymaya calismaktir. MeselÂ: Bir kul, gizli bir itaat islerse ve bu yaptigini da gizlemeye calisirsa MUTEKAZI onu durter. En sonunda o gizli amelin yayilmasina ve aciga cikartmaya muvaffak olur. Boylece: Allah-u TeÂla o amel sahibinin yuz sevabinin doksan dokuzunu imha eder. Biri kalir. Cunku, bir kulun yaptigi gizli bir amel icin tam yuz sevap verilir. Sonra. Benim bir oglum daha vardir ki: Onun adi da KUHAYL'dir. Bunun isi de insanlarin gozlerini surmelemektir. Bilhassa ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken. Bu surme onlarin gozune cekildi mi, uyuklamaya baslarlar. Ulemanin sozlerini isitmezler. Boylece hic sevap alamazlar. Bundan sonra, Iblis soyle anlatti:
- Hangi kadin olursa olsun, onun kalktigi yere seytan oturur. Her kadinin kucaginda mutlak bir seytan oturur. ve onu bakanlara guzel gosterir. Sonra, o kadina bazi emirler verir. MeselÂ: Elini kolunu. disari cikar goster, der. O da bu emri tutar. Elini kolunu acar, gosterir. Bundan sonra, o kadinin haya perdesini tirnaklari ile yirtar. Iblis bundan sonra; Resûlullah (s.a.v.) efendimize kendi durumunu anlatmaya basladi.
-Ya Muhammed, bir kimseyi delÂlete suruklemek icin elimde bir imkÂn yoktur. Ben ancak vesvese veririm ve bir seyi guzel gosteririm, o kadar. Eger delÂlete suruklemek elimde olsaydi, yeryuzunde Allah'tan baska ilah yoktur ve Muhammed Allah'in Resûludur, diyen herkesi. Oruc tutani ve namaz kilani hic birakmazdim, hepsini delalete dusururdum. Nasil ki, senin elinde de hidayet nev'inden bir sey yoktur. Sen ancak Allah'in Resûlusun ve teblige me'mursun. Sayet hidayet elinde olsaydi; yeryuzunde tek kÂfir birakmazdin. Sen Allah'in halki uzerine bir huccetsin. Ben de, kendisi icin ezelde sekavet yazilan kimselere bir sebebim. Said olan kimse ta, ana karninda iken, saiddir. Saki olan da, yine ana karninda iken sakidir. Saadet ehli kilan Allah, sekavet ehli kilan da Allah. Bundan sonra... Resûlullah (s.a.v.) efendimiz su iki Âyet-i kerîmeyi okudu:
- Bunlar, ta, sonuna kadar boyle degisik sekilde devam edecek, ancak Rabbin esirgedikleri haric. Allah'in emri behemahal yerini bulan bir kaderdir. Bundan sonra, Resûlullah (s.a.v.) efendimiz, Iblis'e soyle buyurdu:
-«Ya Eb Murre! Acaba senin bir tevbe etmen ve Allah'a donmen mumkun degil mi? Cennete girmene kefil olurum. Soz veririm,.» Bunun uzerine Iblis soyle dedi:
-Ya Resûlallah, is verilen hukme gore oldu. Karari yazan kalem de kurudu. Kiyamete kadar olacak isler olacaktir. Seni Peygamberlerin efendisi kilan cennet ehlinin hatibi eyleyen ve seni halki icinden secen ve halki arasinda bir gozde yapan, beni de sakilerin efendisi kilan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah, butun noksan sifatlardan munezzehtir ve Iblis cumlelerini soyle tamamladi:
-Iste bu soylediklerim, sana son sozumdur ve butun soylediklerimi de dogru soyledim.
__________________
Şeytanın Hileleri Herkes Okumalı [GS Team]
Dini Bilgiler0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Şeytanın Hileleri Herkes Okumalı [GS Team]
-
13-09-2019, 04:12:39