Bir gece Medine sokaklarında Hz. Omer ve Arkadaşı bir evden icki icildiğini gordu. Hz. Omer’in sorusuna dostu oyle bir cevap verdi ki; ibretlik bir sozdu...
Halife Hazreti Omer’e ait bu dua, hayatımızın her anında yapacağımız duamız olsa gerektir. Cunku gunluk hayatta en kotu alışkanlık, yanlış kanaatinde inat etme alışkanlığı, dostlarının duzeltmesine rıza gostermeme iddiacılığı... En guzel alışkanlık da, yanlışta ısrar etmeme, dostlarının duzeltmesine hazır olma alışkanlığı... İşte bu anlayış daha ziyade Halife Hazreti Omer’in anlayışıdır. Dostlarının duzeltmesine her an hazır olma hali... Bundan dolayı ona ‘Vakkaf’ denmiştir. Vakkaf; hızla giden arabanın onune aniden cıkan engeli gorunce hemen frene basıp zınk diye durma durumu...
Hazreti Omer de bir şeyi kabul etmiş, hızla uygulamaya giderken bir dostu aniden onune cıkar da onun yanlışlığını soylerse hemen durur, doğru bulduğu fikri derhal kabul eder, asla tereddut gostermez, arkasından da duasını yapar:
-Allah, insanı doğru duşunen dosttan mahrum eylemesin!.. Yoksa ben sadece yanlış duşuncede kalmayacak, yanlışı uygulama vebalini de yuklenecektim...
Bu konuda oldukca ornek davranışlarını gormekteyiz. Şibli’nin Sadr-ı İslam Hazreti Omer’inde. Bunlardan birini, geceleri Medine’de birlikte gezdikleri Abdurrahman bin Avf nakleder bizlere...
Bir gece Medine sokaklarında kontrolde iken bir evin icinden karışık seslerin geldiğini duyarlar. Biraz yaklaşınca Halife sorar:
- Ey Abdurrahman, bu evin kime ait olduğunu biliyor musun?
Abdurrahman “Bilmiyorum.” der. Şoyle acıklama yapar Halife Hazreti Omer:
- Burası Rebi’a bin Umeyye’nin evidir. İcindekiler de sarhoşlar, icmişler bağırıp cağırıyorlar. Ne dersin, bunlara ne turlu bir ceza uygulayalım?..
Abdurrahman bin Avf der ki: Bana kalırsa ceza uygulanacak onlar değil, biziz! İrkilen Halife;
- Neden? diye sorar. Şoyle izah eder buyuk sahabi:
- Allahu azimuşşan ‘İnsanların gizli kalan ayıplarını araştırıp da meydana cıkarmayın..’ buyuruyor. Biz ise gecenin bu saatinde evinin icindeki gizli ayıplarını araştırıp meydana cıkarmak istiyoruz. Aslında cezalık işi biz yapıyoruz!..
Bunun uzerine duşunmeye başlayan Halife, elini Abdurrahman bin Avf’ın eline uzatarak der ki:
- Tut şu elimden de bir an evvel buradan uzaklaşalım; yoksa dışarı cıkar da bizi bu halde gorurlerse biz onlara değil, onlar bize ceza isteyebilirler. Oradan hızla uzaklaşırken duasını tekrarlar Halife:
- Allah, insanı doğru duşunen dostlardan mahrum eylemesin. Kimseyi de kendi kanaatinde ısrarcı ve inatcı kılmasın. Kendi kanaatini dostlarına kontrol ettirmek, daha doğrusunu duyunca da hemen kabul etmek ne guzel bir anlayıştır?..
Ne dersiniz? Sizde de var mı boyle bir anlayış? Siz de kendi duşuncenizi dostlarınıza kontrol ettirir, daha doğrusunu duyunca hemen kabul eder misiniz? Yani ‘Vakkaf’lık sizde de soz konusu mu?
Yoksa kimse sizin gibi doğru duşunemez, sizi kimse tashih edemez mi? Siz hep herkesten iyi duşunur, herkesi siz mi duzeltirsiniz? Anasından daha doğmamış mı sizi duzeltecek insan?
ailem/AHMED ŞAHİN
__________________
Allah, insanı doğru duşunen dostlardan mahrum eylemesin PDT®
Dini Bilgiler0 Mesaj
●20 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Allah, insanı doğru duşunen dostlardan mahrum eylemesin PDT®
-
13-09-2019, 04:11:28