İmam Suyûtî, İbnu AsÂkir'den naklen diyor ki:

Harûn-u Reşîd zamanında yakalanan bin zindîk, HÂrûn'a getirilince HÂrûn katline ferman okumuştur. Bu arada zindîk:

"Ne icin kellemi vuruyorsun?" HÂrûn:

" Allah'ın kullarını rahata kavuşturmak icin." demiş; zindîk:

" Ben Rasûlullah sallallÂhu aleyhi ve sellem uzerine, bir harfi dahi Onun ağzından cıkmayan bin hadis uydurdum; onları ne yaparsın?" HÂrûn:

" Ey Allah'ın duşmanı! Ebû İshak el-FerÂzî, Abdullah bin MubÂrek gibi zevatlar hayattadırlar. Uydurduğun tek tek harfleri dahi cıkarıp seciyorlar. " demiştir. ( TÂrih-ul-Hulefa s.293)

Binaenaleyh bazı insanlar, " Hadislerde mevdû' hadisler coktur." demek bahanesiyle hadisleri devreden cıkarmak isterler; bu yanlıştır. Hadis uyduranlar oldu ise de, Allah TeÂl her asırda kalblerine hadis ilmini ilham ettiği zevatları gonderir. Onlar da uydurulan hadisleri tanırlar; senedleri muhkem hadisleri tesbit ederler; mevdû' olanları da teşhir ederler. Bu da ummete Allah Azze ve Celle'nin bir lutfudur.


İktibas: Tahkîm-i SÂdat Şerh-i MişkÂt DilÂr Yayınları

__________________