DEDİKODU
Dedikoduyu hic sevmem. Başkasının etlisine, sutlusune karışmak hic hoşuma gitmez. Neme lazım, bu huyumdan cok memnunum.
Bu yıl okullar acıldı acılalı hicbir arkadaşıma, Gozunun ustunde kaşın var. demedim. Soz aramızda, Bazı cocuklar pek alıngan olurlar. Hele bir tanesi var ki, şimdi adı gerekli değil, buluttan nem kapar.
Gecenlerde ona, Kardeşim, aritmetik problemlerini cozerken evde sana kim yardım ediyor? dedim. Vay efendim vaay... Sen misin bunu soran? Actı ağzını, yumdu gozunu de soylemediğini bırakmadı bana...
Oysa sıra arkadaşı Fikretten, pardon, adını soylememeliydim, kac kez duydum. Odevlerini hep ablasına yaptırıyormuş. Neme gerek, kim yaptırırsa yaptırsın. Oğretmen anlamaz mı sanki? Cekirge bir sıcrar, iki sıcrar, ucuncu de ele gecer.
Neme gerek, biz kendi işimize bakalım. Dedikoduyu hic sevmem doğrusu. Falan şoyle yapmış, filan boyle yapmış. Bana ne? Her koyun kendi bacağından asılır.
Ha, koyun dedim de hatırıma geldi. Gecen gun sınıfta oğretmenimiz yanımızdaki arkadaşa:
- Koyunla keci arasındaki benzerlikleri soyle, dedi. Cocuk ne dese beğenirsiniz? Koyunun eti, sutu, kellesi, kuyruğu keciye benzermiş...
Benzese bari. Kendimi tutamadım, fık diye guldum. Bana ofke ile baktı. Koyunla keciyi tanımayan bu cocuk kim, biliyor musunuz?
Soylemem. Soylersem dedikodu olur. Zaten cok alıngan bir cocuk. Ona sınıfta herkes Mıhladız Suleyman, diyor. Ne soylense hemen kendine cekiyor. Neme gerek, benim bir şey soylediğim yok. Dedikoduyu hic sevmem...
Sınıfta 50- 60 cocuğuz. Hic birimizin huyu otekine uymuyor. Hele bir cocuk var ki, adı gerekli değil, dedikodu yapmadığı gun yoktur. Beni ona cekiştirir, onu bana cekiştirir.
Bir gun dayanamadım:
- Sabahat, dedim, bu yaptığın doğru değildir. Bırak artık şu dedikoduyu. Herkesi birbirine katacaksın...
Durdu durdu da bana ne soyledi bilir misiniz? Soylemem, dedikodu olur.
(Seyircilere doğru eğilir. Elini ağzına koyar. Hafif sesle

Ama, siz yabancı sayılmazsınız. Benden duymuş olmayın. O cocuk bana:
-Dedikoducu senin gibi olur, dedi.
DAHA NE SOYLEYEYİM?
Buraya nicin cıktım biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz! Bari ben soyleyeyim. Efendim, size şimdi bir nutuk cekeceğim.
Neden şaştınız? Yalnız buyukler nutuk cekmez ya, biz de cekeriz.. Hem de sık sık...
Bayram Haftası der, nutuk cekeriz. Kitap Haftası der, nutuk cekeriz.
Allah korusun,Verem Haftası, Tutum Haftası, anneler Gunu, Babalar Gunu, Yılbaşı, Yıl sonu, Cocuk Haftası der, cekeriz nutukları...
Biz bu sayılı haftaları, gunleri arkadaşlarla paylaştık. Bana Tutum Haftası duştu. En zoru da işte bu... Ben size şimdi ne soyleyeyim, bilmem ki!..
(Biraz durur.) Arpacı kumrusu gibi duşunmektense bir şeyler soylemeliyim...
Hah, aklıma geldi, durun... (Yuksek sesle) Kumbarası olanlar ellerini kaldırsınlar! (Bekler, sayar gibi yapar) Gordunuz mu? Kumbarasızlar daha cok... Ben şimdi size ne soyleyeyim, bilmem ki!..
Peki, bankada hesap actıranlar ellerini kaldırsınlar! (Bekler, gene sayar gibi yapar.) İşte, demedim mi? Gene hesapsızlar daha cok... Ben size şimdi ne soyleyeyim; bilmem ki!...
Haa, affedersiniz. Başkasının parasını, malını, mulkunu sormak ayıp sayılır ama, ben size başka ne sorayım, bilmem ki!..
Durun, durun, buldum... Yerli malı sevenler ellerini kaldırsınlar! Cekinmeyin canım, kaldırın. Bu da ayıp değil ya... Hem, yerli malını sevmek bir vatan borcudur. (Cabuk cabuk sayar.) Bakın, eller Mehmetciklerin sunguleri gibi havaya dikildi. Elleriniz, gonulleriniz dert gormesin!
Ama oğretmenimiz diyor ki: Yerli malını sadece sevmek yetmez. Onu kullanmak, coğaltmak da gerek.
Ben giyimden, kuşamdan pek anlamam ya, zannedersem hepiniz, tepeden tırnağa, yerli malı giymişsiniz. İşte buna cok sevindim, doğrusu...
Hem, yerli malı kullananlar tutumlu da olurlarmış... Demek, hepiniz tutumlusunuz. İşte, buna da cok sevindim...
Zaten bu zamanda tutumsuz olanlar gemilerini kolay kolay yurutemezler. Ya komurleri biter ya karaya otururlar...
(Biraz dolaşır, duşunur.) Ben size bir şey daha soyleyecektim ama, neydi acaba? Neydi acaba?
Siz de bilirsiniz, Nasreddin Hoca bir gun camide vaaz edecekmiş. Yani benim gibi nutuk cekecekmiş...
- Ey cemaat! Size bir şey soyleyecektim ama, bir turlu aklıma gelmiyor, deyip gene durmuş.
Bu hale dayanamayan oğlu bağırmış:
- Baba kursuden inmek de mi aklına gelmiyor?
Siz soyleyin buyuklerim, ben size daha ne soyleyeyim, bilmem ki!...