Resulullah (s.a.a) bir gece zevcesi Ummu Seleme’nin evinde idi. Gece yarısı uykudan kalkıp evin karanlık bir koşesinde dua ve ağlamakla (Allah’a yalvarıp yakarmakla) meşgul oldu. Ummu Seleme, Resulullah (s.a.a)’ı yatağında gormeyince kalkıp onu aramaya koyuldu. Bir de baktı ki Resulullah (s.a.a) evin karanlık bir koşesinde durup ellerini goğe kaldırmış, ağlayarak Allah’a şoyle yalvarıp yakarıyor:

“Allah’ım! Bağışladığın nimetleri benden esirgeme. Beni, duşmanların bana gulme vesilesi kılma, kıskancları bana musallat etme.

Allah’ım!Beni kurtardığın kotuluk ve cirkinliklere geri cevirme.

Allah’ım! Beni hicbir zaman ve hicbir an kendi başıma bırakma; kendin beni her şeyden ve her afetten (beladan) koru.”

Ummu Seleme Resulullah (s.a.a)’in bu durumunu gorunce ağlayarak kendi yerine dondu. Resulullah (s.a.a) Ummu Seleme’nin ağlama sesini duyunca, ona doğru gidip ağlamasının sebebini sordu.

Ummu Seleme şoyle dedi:

“Ya Resulellah! Senin ağlaman beni ağlattı. Sen neden ağlıyorsun? Siz Allah katında olan onca buyuk makam ve yakınlığınıza rağmen Allah’tan boyle korkuyorsunuz, Allah’tan bir an bile sizi kendi başınıza bırakmamasını istiyorsunuz, o halde vay bizim halimize!”

Resulullah (s.a.a) onun sozune karşılık şoyle buyurdular:

“Nasıl korkmayayım, nasıl ağlamayayım, nasıl kendi akıbetimden korkmayayım, nasıl kendi makam ve mevkime guveneyim! Oysa ki Allah Teala, Hz. Yunus’u bir an kendi haline bıraktı ve onun başına gelmemesi gereken şey geldi!”

__________________