Bir hukumdarın pek cok cariyeleri vardı. İclerinde pek guzel dilberler bulunmasına rağmen, siyah bir cariyeye daha fazla alaka ve sevgi gosterirdi. Diğerlerinin bunu cekemediğini fark eden padişah, bir gun kendilerine uzeri mucevheratla susulu birer kristal bardak vermişti. Manevi değeri yanında maddi kıymeti de pek yuksek olan bu bardakları ellerinde tutan cariyeler, hayranlıkla bakarlarken padişah:
- Herkes elindeki bardağı yere vurup kırsın, demişti. Guzel cariyeler hediyelerini sinelerine bastırarak:
- Efendimizin bu kadar değerli bir hediyesini nasıl kırabiliriz! dediler. Siyah cariye ise padişahın emrini, hic tereddut etmeden ve vakit kaybetmeden der'akab yerine getirdi. Barfdak yere carpılmış ve param parca olmuştu. Padişah siyah cariyeye hitaben:
- Diğer cariyelerim bu kadar kıymetli bardağı kıramadıkları halde sen neden kırdın? dedi. Siyah cariyenin verdiği cevap ise cok takdire şayandı:
- Bana efendimin kalbi lazım, kadehin ne kıymeti olabilir. Yeterk ki onun kalbi kırılmasın!
Hukumdar, bu cevabın icerisinde diğerlerine gereken dersi vermiş bulunuyordu.
Yuzu guze fakat ozu cirkin bir kadın, kocasının kalbini kırmaya devam ettikce, kalbte actığı yaraya guzellik olamaz..
__________________
Yeterki Kalbi Kırılmasın
Dini Bilgiler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Yeterki Kalbi Kırılmasın
-
13-09-2019, 03:38:44