İşte mezarlık!!!
Cenazeyi baş tarafından kabre indiriyorlar. Ben ise kabrin kenarında, olup bitenleri seyrediyorum.Bir korku ve dehşettir, sarmış her yanımı.Kabirde bazı hayvanların ortaya cıkıp cenazeye saldırdığını gorunce, bu korkum daha da arttı.Cenazeyi kabre koyan adam da hic onları gormuyormuşcasına davranıyordu.Adam kabirden cıktıktan sonra, cenazeye duyduğum yakınlıktan dolayı ben kabre indim ve hayvanları dışarı cıkarmaya calıştım.Hayvanlar oylesine coktu ki, hicbir şey yapamıyordum.Aynı zamanda butun uzuvlarım korkudan titriyordu.
Halktan yardım istedim, kimse yardıma gelmedi.Kabrin icinde olup bitenleri gormuyor gibiydiler.Bir anda, mezarın icinde beliren kişiler yardımıyla hayvanları kovabildik.Kendilerine kim olduklarını sormak istedim. Fakat sormama fırsat vermeden; "Hic şuphe yok, iyilikler kotulukleri giderir." deyip kayboldular.
O korkunc hayvanlardan kurtulduktan sonra bir de baktım ki, kabrin ustunu kapatmışlar, beni o dar ve karanlık yerde yalnız bırakarak evlerine doğru yola koyulmuşlar.
Hatta yakın dostlarım ve gece gunduz demeden refahları icin calıştığım coluk cocuğum da beni yalnız bırakmıştı.Bu vefasızlıktan duyduğum uzuntuyu anlatmam
kabil değil.Mezarın ve yalnızlığın verdiği dehşetle, neredeyse yureğim ağzıma gelecekti!
(Hikaye: Seyyid M. Hasan NECEFİ)

__________________