Ey nefsim!

Sen kendini genc ve guzel addediyorsun.

Gencligine guvenip guzelliginle de ovunuyorsun.

Lakin gormez misin ki gencligin gidecektir ve gencliginle birlikte guzelligin de sonup cozulecektir.

Dun cocuktun, bu gunse yetişkin bir gencsin; yarın gelecek yaşlı olacaksın. Nasıl ki cocukluk cagın yerini genclige bıraktı, aynen oyle de bu kuvvet cagın yerini zillet yaşına bırakacak. Bilirken bilmez, bu gun etrafina hukmederken yarın kendi bedenine dahi sozunu geciremez olacaksın. Guzelligini de beş kuruşa sayma; zira 30 sene evvelki dillere destan guzeller, şimdi ya kabirdeler, ya da yuzleri buruşmuş kamburları altında iki buklum olmuş birer harÂbeler.

Ey nefsim!

Sen kendini seviyor; ama sadece kendini seviyorsun. Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi, kendi zatında cazibeli haller bulup kendi kendine aşık oluyorsun. Oyle ki başkalarını sevdiginde, hatta hizmet deyip, hayır deyip başkalarının yardımına koştugunda dahi kendi menfaatin ugruna calışıyor, sinsi sinsi kendi payına ne duşer diye hesap edip, dolaylı yoldan yine kendine varıyorsun. Kendini destanlara sığmayan bir Leyl goruyor, kendi zatına aşık oluyorsun. Ama boyle yapmakla aşka zulmediyor, dunyadaki en guzel duygu sevgiye cevr ediyorsun. Bilmez misin, aşk denince bir aşık, bir de ona mukabil gelen maşuk olur. Sevgiden bahsedeceksen onda bir seven, bir de sevilen bulunur. Hem sevenin, hem de sevilenin aynı olması duyulmuş şey; aşığın, ayn-ı maşuk oldugu gorulduk iş degildir. Gel bu kara sevdadan vazgec; sevdanın karasını degil, ak olanını tercih et! Kendinde sevgiye layık gordugun ne guzelligin varsa hepsi Rabb’indendir; sen Rabb’ini sev!

Aynaya degil, guzele; golgeye degil, asla aşık ol!

Ey nefsim!

Sen kendinde hic kusur bulmuyorsun. Kendini hep haklı biliyor, eksigi kusuru semtine dahi yanaştırmıyorsun. Kendini savunmada o denli maharetlisin ki, alenî hatalarını dahi dogru gosteriyor, kimi zaman beni bile haklılıgına ikna ediyorsun; zalimken mazlum, hainken ihanete ugramış gozukuyorsun. Kendini mukemmel bilmişsin; zinhar hatayı kabul etmiyorsun. Halbuki bilmez misin tek kusursuz olan Allah’tır. O’nun haricinde ne varsa, her şey kusurludur, hatalıdır. Şoyle bir bakıver kendine: Yaratılmış olmak, kusura mahkum olmak degil midir? Yere basmak zorunda olmak, hem yere basan, hem de havada ucan kuşlara nispetle bir eksiklik degil midir? Yazın guneşinde yanmak, kışın sogugunda donmak; geceleyin uyuya kalmak, hafızana kaydettigin şeyleri bir zaman sonra unutmak, birer nakîse degil midir? Ey benim gafil nefsim! Kusurunu kabul etmemekle en buyuk hatayı işleyen kusurlu nefsim! Gel, geri don! Yolun cıkmaz yoldur, kendini bil!

Ah nefsim, gafil nefsim!

Hayırlar işledim, başarılar elde ettim; gormedin mi nice umranlar inşa ettim; hele bak bir akranlarıma, onların beceremedigi ne işler hallettim diyorsun.Lakin boyle demekle kendine yazıklar ediyorsun! Bilmezmisin ki hayır vucudidir; iyilik ancak bir varlıgın uzerine muesses olabilir. Sense vucudî degil ademîsin; varlıga degil yokluga yakınsın. Şoyle bir bak kendine: Şu benim bedenim, benden bir parca diye tuttugun elin senin midir?! Konuşuyorum dedigin dilin, bizatihi kendi başına elde ettigin bir sermaye midir?! Sana Allah’ın ihsan ettigi nimetleri sahibine ver de, şoyle kendi varlıgınla bir ortaya cık desem, ne cevap verirsin?! Var olabilmek icin ne yaptın, kendini varlık alemine cıkarmak icin ne harcadın desem, ne diyebilirsin?! Allah sana bu eli vermeseydi tutamayacak, bu dili ihsan etmeseydi konuşamayacaktın. Allah seni yaratmasaydı sen olmayacaktın. Şimdi nasıl olur da elinle tuttugun hayrı, dilinle konuştugun başarıyı kendin yaptın sayarsın. Ne cesaretle kalkar bunca hayrım var deyip, kendini hayırlı sayarsın! Sen hayırlı degil zararlısın! Sen hayrın sahibi degil, bilakis hırsızısın! Ey nefsim, sen bir murÂisin! Oyleki başkaları tarafindan bilinmek icin canını bile verirsin. Bu gosteriş zaafı, bu bilinme arzusu, bu tanınma duşkunlugu, bu konuşulma sevdası sende oyle bir dereceye vardı ki, artık dem ile damar, et ile tırnak gibi oldu. Riya, sana ait bir san’at oldu. Bazen riyanı oyle kılıflıyor, oyle bir pazarlıyorsun ki, beni bile kandırıyor, o muhlisane hallerin altındaki zifiri riyayı bana dahi sezdirmiyorsun. Elde ettigin bir hayrı, ya insanları teşviktir anlatmalıyım diyerek, yada sinsi bir kombinasyonla başkalarına soylettirerek herkese ilan ediyor ve butun bunların arkasında bir şirk-i hafîyi hemen her gun işliyorsun.

Ey nefsim!

Muslumanlıgını satma! Sevdana yalan karıştırma!

Ey nefsim!

Ben farklıyım diyorsun. Giyimimle farklıyım, kuşamımla farklıyım; başarılarımla farklıyım, zekÂm ile farklıyım; sozumle farklıyım, sohbetimle farklıyım; kısacası ben herkesten ayrıyım diyorsun. İnsanlar icinde insanlardan bir insan olmayı zinhar kabul etmiyorsun. Ne var ki Hz. Adem’den bu gune dek, gelmiş-gecmiş onca insan tekinden biri de sensin, bunu fark edemiyorsun. Kendini saraylara mahsus, tek başına sergilenen kaşıkcı elması biliyorsun, halbuki bir cam kureye doldurulmuş misketlerden birisin, goremiyorsun. Hem bu farklı olma telaşesi de ne! Farklı olmanın meziyet oldugunu sana kim ogretti! Gormez misin Allah’ın yarattıgı varlıklar icerisinde farklı olanlar, ya cift başlı hayvanlar, ya da

gordugunde icini kaldıran bir kısım hilkat garibesi mahluklardır. Onun haricinde mahlukatta ittirad vardır; biduziyelik vardir. Yaratılmışlarda asıl olan farklı olmak degil, birbirine benzer olmaktır. Onun icin sen sen ol, başkalarına benzer olmaktan gocunma! Hem gocunsan da para etmez, zira hilkattaki ittirad, sen istedin diye degişmez!

Ey nefsim!

Yine gizli gizli hesapcılıga başladın. Sagına soluna goz atıp etrafindakilerden hareketle kendine galibiyetler biciyorsun. Falancaya gore daha guzelim, filancadan daha zekiyim, bizim muhitte en cok sevilen benim diyorsun. Eşini dostunu, arkadaşını komşunu kendine rakip bilip onlarla boy olcuşuyorsun. Kendi başına gizli gizli zaferler kazanıyorsun. Bilir misin bu halinle neye benziyorsun? Degnekler uzerine yaslanarak ayakta kalan sakat bir bedene. Aman dikkat et! Degneklerini altından ceken olmasın! Benim gafil nefsim! Talihinde hep guzellikler, iyilikler olsun istiyorsun. Sana ait herşeyin guzel oldugunu duşunuyorsun. Yaptıgın hic bir işte yanlış gormuyor, hele ufak bir kusur bulunsa, onu muhakkak başkalarından biliyorsun. Hep dogruyu buldugunu, apacık yanlışın dahi sana ugradıgında bir şekilde bir hayır ve guzellik taşıdıgını duşunuyorsun. Ey nefsim gel, kendini kandırma! Yanlış yanlıştır boşuna uzatma! Kendini daha fazla savunup ta maskara olma! Mert ol! İzzetli ol! Yanlışını itiraf edip dogruyu bul! Karaya ak demekle bir şey degişmiyor; yanlış senden zuhur edince dogru olmuyor! Gunahı işleyen sen olunca, ona sevap denmiyor! Ey kendini bilmez nefsim! Sen butun insanlığın merkezinde kendin var zannediyorsun. Butun alem seni kÂbe bilmiş te herkes seni tavaf ediyor sanıyorsun. İcinde sen olmadın mı hic bir iş olmaz; sana iltifat edilmedi mi hayra ulaşılmaz; seni yuceltmeyen agızlar bereket bulmaz; sana sorulmadan mumkunu yok netice alınmaz diyorsun. Kendini butun insanlıgın kalbi kabul ediyorsun. Lakin bu ne iştir ki, şu an dunya uzerinde yaşayan milyarlarca insanın boyle bir kalpten haberi dahi bulunmuyor! Bir dunya dolusu insan, sen var mısın, yok musun; ac mısın, tok musun hic bilmeksizin hayatlarını surdurup gidiyor, ve hic kimse de boyle bir cehaletten rahatsızlık duymuyor.

Ey cahil nefsim!

Kendini allÂme sanıyorsun. Hayat seruveninde kader rahlesinden ders almışım diyorsun. Konuştugun zaman gerdanını buke buke hikmet akcelerini etrafina sacıyorsun. Eh bunca ilim ve tecrubeden sonra da kimi dinlersem dinleyeyim, once aklımla tartar, tecrubelerimle hesaba vurur oyle kabul ederim diyorsun.

Ey cahil nefsim!

Bu sozu sana soyleten ilmin degil, cehaletindir; aklın degil enaniyetindir;

tecrubelerin degil toylugundur.

Ey nefsim!

Hafizta şey’en ve gÂbet anke eşya’: Bir şeyi ezberinde tuttun, lakin bu tarafta nice şeyler senden kayboldu!

Ey nefsim!

Yeter uzerime gelme diyorsun! Hayatımı zindan ettin, deyip bagırıyorsun! Bu kadarı da agır geldi; kaldıramam diyorsun. Artık ben de bırakıyorum.. seninle ugraşmaktan ben de yoruldum.



yazarı belli değil dile getirenden Allah c.c. razı olsun
__________________