Sana bir surprizim var
Genc kız, el aynasında makyajını kontrol etti; "-Gayet iyi." dedi.Guzelliğinden emindi.Cevresindeki erkeklerin pervane olmasından zatenbiliyordu guzel olduğunu.
Hayatın tadını cıkaran, rahat yaşayan biriydi.Cep telefonu caldığında, akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerinegideceğine karar vermeye calışıyordu.
Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi.
- Alo.kızım, nasılsın?
- İyiyim anne. Ne oldu
- Sana bir surprizim var.- Surpriz mi?
- Evet.Cok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş..
- Eee kimmiş.- Kim olduğu surpriz. Fakat, onu senin almanı istiyorum.
- Ben mi?- Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını soyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum.
- Anne, ben boyle şeyleri sevmem, kendin halletsen.
- Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan birarkadaşım. Seni gorunce mutlaka cok sevinecektir.
- Amaaan. Peki peki. Nasıl tanıyacağım.
-Evden cıkarken uzerine giydiklerini tarif ettim.O parkta bazı oturaklar piknik masası şeklinde. Parkın sinema tarafı girişindeki ilk piknik masasınaotur. O gelince seni bulacak.
-Tamam anne..tamam.
- Kızım senden her gun mu bir şey istiyorum.Universiteyi bitireli, hele deişe gireli bir fatura yatırmaya bile gondermedim.
- Hemen darılma, tamam dedim ya.
O nasıl tamam demekse. neyse, hadi o zaman, izin al da cık, bekletme. Ben deişlerimi bitirip hemen geleceğim.


**** **** **** ****

Genc kız, izin alıp cıktı.Kısa bir yuruyuşten sonra parka vardı.
Bu parktadaha once hic oturmadığını farketti. Arkadaşlarıyla hep paralı,luks eğlence yerlerine giderlerdi.

Annesinin tarif ettiği, girişteki ilk masayı buldu, boş olan kısmına oturdu.Masanın diğer tarafında bir koylu kadınla, kucuk kız oturuyordu. Onlarlaaynı yerde bulunmaktan utandığını hissetti.

"-Annemin arkadaşı cabucak gelsede, şunlardan kurtulsam" diye duşundu.Koylu kadın cekinerek seslendi;
- Afedersin kızım, bir şey sorabilir miyim?"Kızım" diye seslenmesi iyice sinirlerini bozdu.
- Ne var, adres mi soracan! ..
Sert cıkış karşısında kadın sesini alcalttı;
- Hayır kızım, başka bir şey soracaktım.
- Sizin gibi cahiller ya adres sorar, ya para ister.Koylu kadının kızaran yuzune aldırmadı bile. O sırada şık ve luks giyimli,orta yaşlı bir kadının uzaktan yaklaştığını gordu.
"-Nihayet." diye duşundu. Ayağa kalkıp kadını karşılamaya calışırken, kadın yanlarından gecip gitti. Somurtarak geri oturdu.

Yanındaki kucuk kıza daha sıkı sarılmış koylu kadının gozunden bir damla yaşın suzulduğunu gordu.
Kadın gozyaşını saklamak icin diğer tarafa donunce bir yuzundeki buyuk yanık izi gorundu. Genc kız manalı manalı guldu;

- Bak kolayca gozyaşı dokebiliyorsun, yuzunde de cirkin bir yanık izi var.
Burda ne bekliyorsun gec bir koşeye ac mendilini ağla.
Fakat ağlamayla benden bir şey koparacağını sanma, tamam mı.
Kadın dayanamadı;
- Cahil deyip duruyorsun. Ne cahilliğimi gordun. Tanımadığım bir kadına,torununun yanında hakaret mi ettim! .
- Oooo... laf yapmayı da biliyormuş
-Anlaşıldı kızım, sen universite bitirmiş, cok şey oğrenmiş olabilirsin ama insanlıktan sınıfta kalmışsın.
Torunumu okutmak icin uğraşacaktım. Fakatseni gorunce vazgectim.Yaşlı kadın, kucuk kızı alıp masadan kalkarken, boşalan yere doğru şık giyimli bir kadın yaklaştı.
Cevap vermek icin hazırlanan genc kız zengin giyimli, şık kadını gorunce uzaklaşan yaşlı kadına cevap vermekten vazgecti.
Yaşlı kadın geriye bakmaya calışan kucuk kızın başını eliyle engelledi.

**** **** **** **** ****
Bir sure sonra, genc kızın annesi parkta yanına geldi.
- Merhaba kızım, Zeynep teyzen nerde?
- Kimse gelmedi anne.
En son bir bayan geldi, yanıma oturdu. O da sadecedinlenmek icin gelmiş biriymiş.
- Allah Allah! ...
giyindiklerini cok iyi tarif etmiştim, seni nasılbulamadı anlamadım. Yanında kucuk bir kız olacaktı.
Genc kız bir an durakladı.
-Kucuk bir kız mı?
- Evet- Anne! . biz zengin, kulturlu insanlarız.
Herhalde arkadaşın da zengin,kulturlu biridir, değil mi?
-Kultursuz değil ama zengin değil.
- Sakın bana koylu bir kadın olduğunu soyleme.
- Koyden gelen kadına ne denir ki! ..
- Oh. iyi iyi, koylu kadınları karşılmaya beni gonderiyorsun.
-Kızım, o kadına bir borcumuz vardı.
O zamanlarda borcumuzun karşılığı birşey veremedik.
- Gun gelir, bir ihtiyacım olduğunda, ben kapınızıcalarım'. Dedi ve işte bu gun kapımızı caldı.
-Ne istiyormuş?
- Torununu okutmamızı istiyor.
Baban şimdi arabayla gelip hepimizi alacak,kayıt icin okula goturecek.
- Anne, o koylu kadına ne borcun olabilir ki, anlayamadım?
Annesi, kızının ofkeli ses tonuna dayanamadı;
- Kızım, sen bebekken biz koydeydik.
- Eee.- Sana yıllar once bahsetmiştim, koydeyken evimiz yandı, biz de inekleri,atları,tarlaları neyimiz varsa hepsini satıp koyden goctuk,demiştim.
-Evet, hatırladım.
- O yangınla ilgili bir ayrıntıyı, seni uzulebilir veya seni evde yalnız bıraktığımız icin darılabilirsin korkusuyla anlatmamıştık
- Herhalde şimdi anlatacaksın.
- Baban evde yoktu, ben de su doldurmaya koy pınarına gitmiştim.
Lodos mu nediyorsunuz, işte o ruzğar bazen ters esiyormuş, yukardan aşağı filan.


Sen beşikte uyuyorken ruzğar bacadan iceri esince kozler ocaklıktan tahtalarasıcramış, yangın başlamış.
Pınar yerinden dumanları gorup koştuğumda alevlerheryeri sarmıştı.

Birazdan yıkılacak gibi gorunen eve yine de girmek icinatıldığım anda Zeynep teyzen kucağına seni almış olduğu halde dışarı fırladı.

O sahneyi hic unutamam; onun kucağından seni aldığımda o cığlıklaratıyordu.
- Nicin?
- Seni kurtarırken, sağ tarafı yanmıştı. Gelince gorursun sağ yanağında ağırbir yanık izi var.

Cok acı cekti cook.
Dur ağlama, seni bu kadar uzeceğini bilmiyordum.
Tamam kızım, bak makyajın akıyor, ağlama. Hah! .. baban da geldi.
Fakat Zeynep teyzen hala bizi bulamadı.
__________________