Mecnun'un Devesi | Hz. Mevlana
Selim Gunduzalp


MECNUN LEYLA’sının koyune gitmek icin, dişi bir deveye bindi. Bir sure yol aldı. Mecnun’un tek derdi, bir an once Leyla’sına kavuşmaktı. Dişi deve ise, geride bıraktığı yavrusunu duşunmekteydi ve onun tek derdi ise, geriye donmekti.
Mecnun bir an dalıp gitse, elinden yuları gevşetse, deve bunu hisseder ve geriye doner geldikleri koye yani yavrusunun olduğu yere doğru giderdi.

Mecnun kendine gelip baktığında, bulundukları yerden cok daha geriye gittiklerini farkediyordu.

Bu yolculuk iki-uc gun boyle surdu. Mecnun yıllardır yollardaymış gibi şaşırmış kalmıştı.

Baktı ki bu yol boyle bitmeyecek, deveden indi ve:

“Ey deve!” dedi. “İkimiz de aşığız. Fakat, aşklarımız birbirine zıt, birbirine aykırı! Demek ki biz, birbirimizle yol arkadaşlığı yapmaya uygun değiliz.

Senin sevgin de, yuların da bana uymuyor. O halde en iyisi ayrılalım!” diyerek deveyi bıraktı.


•••


Bu hîkayede gecen ‘Mecnun’ insan ruhunu temsil ediyor. Ve ruh, Ezelî bir Sevgiliye yani Rabbine muhtac ve muştaktır. ‘Deve’ ise, nefistir. Maddî arzuların semboludur. O da, yavruları olan heveslerin ardında koşmaktadır.
__________________