Gunun birinde oldukca zengin biri muracaat eder Hoca efendiye.

-Herşeyim var ama huzurum yoktur. Bana bir care bul der.

Sozlerine şunu da ileve eder.

-Doktorlar muayene ediyorlar, hicbir rahatsızlığın yok diyorlar. Hatta vucudumda vitamin eksiği dahi olmadiğını soyluyorlar.

işte buarada Hoca efendi soze karışır.

-Dur bakalım dur, der. Bir de biz bakalım şu vitamin eksikliğine. Eğer dedikleri gibi vitamin bolluğu olsaydı, sende bu rahatsızlık olmayacaktı, mutlaka işin icinde bir eksiklik soz konusu.

Sorusunu şoyle sorar.

-Saclarda yaşlanma belirtisi olan beyazlanma başlamış. Namazlarını kılıyormusun? ibadetle aran nasıl?

Adam zorla da olsa gerceği itiraf eder.

-Hayır henuz namaz kılmaya başlamadım.

Hoca efendi.

-Bak, der, sende manevi vitaminlerden (A) vitamini yok, gordun mu?

Sonra tekrar sorar.

-Orucla aran nasıl? Tutuyormusun?

Adam yine zorlanır.

-Hayır der, henuz oruc tutmaya da başlamadım.

-Ooo, der, Hoca efendi. Sende (B) vitaminide yok.

Sormaya devam eder.

-Zengin olduğunu soyledin, zekatını nasıl hesap ediyorsun?

-Sey, der, yani henuz zekat filan da vermiyorum.

Hoca efendi busbutun hayrettedir.

-Bak hele der, sende (C) vitaminide yoktur. Nasıl huzur bulacaksın bunca vitamin eksikliğiyle?

Aralarındaki diyalog şu şekilde devam eder.

-Hacca gittin mi?

-Henuz hacca gidecek vaktim olmadi.

-Neler soyluyorsun sen. Demek sende (D) vitamini de yok.

Peki, birde aldığın gıdalara bakalım der, Hoca efendi.

-Kazancına haram karışıyor mu?

-Evet, az da olsa karışıyor.

-Gordun mu, der, Hoca efendi. Sen mikroplu gıdalar da almışsın. Elbette huzurun olmaz, rahattan mahrum kalırsın.

Hoca efendi sozlerine şunlari da ekler...

Butun bunlara rağmen senin kurtulman yine de mumkun. Care vardır. Yeter ki sen bu vitamin eksiklerini tamamla. Bir de mikroplu gıda alma. Allah`in izniyle sende en kucuk bir rahatsızlık, huzursuzluk kalmayacak, Turp gibi olacaksın, der.
__________________