Halife Hz. Omer'le dostu Abdurrahman bin Avf'tan bir yanlış duzeltme orneği vermek istiyorum bugun sizlere. Bu iki buyuk insanın dostlukları nasıl olur acaba hic hayal ettiniz mi? Biri, dostum Hazreti Omer, ne soylerse aynen kabul edeyim mi der? Oteki dost da, ben Halife Omer'im kimse benim yanlışımı soyleyemez mi der? Olcu almak icin bir goz atsak mı, bu iki buyuk insanın karşılıklı hatalarını duzeltme anlayışlarına?
Bilindiği uzere Hazreti Omer'in bir vasfı da 'vakkaf'lıktı. Vakkaf; hızla giden arabanın onune aniden cıkan engeli gorunce hemen frene basıp zınk diye durması gibi kesin bir duruş.
Hazreti Omer de doğru bulduğu bir şeyi uygulamaya hızla giderken bir dostu aniden onune cıkar da duşunduğunun yanlışlığını soylerse hemen zınk diye durur, yapılan ikaz doğru ise kendi fikrini bırakıp gosterilen doğruyu hemen uygular, yanlışının gosterilmesinden dolayı da rahatsızlık duymak şoyle dursun aksine yanlışını gosterene dua ederdi.
İşte bu konuda mesaj yuklu muhteşem bir ornek.
Bir gece, dostu Abdurrahman bin Avf'la Medine sokaklarında kontrole cıkan Halife, onunden gectikleri bir evden karışık seslerin geldiğini duyar. Biraz daha yaklaşınca gelen seslerden bir tahmin yapan Halife:
- Ey Abdurrahman, der, burası Rebi'a bin Umeyye'nin evidir. İcindekiler de icmişler bağırıp cağırıyorlar. Ne dersin, bu sarhoşlara ne turlu bir ceza uygulayalım? Gecenin bu saatinde bağırıp cağırıyorlar?
Halife'nin bu goruşune iştirak etmeyen Abdurrahman bin Avf, bakın nasıl karşılık verir.
- Bana kalırsa ceza uygulanacak olan ev sahipleri değil biziz!. Bu cevap karşısında irkilen Halife.
- 'Neden?' diye sorar. Şoyle ikazda bulunur dostu Abdurrahman bin Avf, Halife Hazreti Omer'e:
- Allahu azimuşşan Hucurat Sûresi'nde, "Zan ile hukum vermekten kacının, insanların gizli kalan ayıplarını araştırıp da meydana cıkarmayın, gıybetlerini de yapmayın!" buyuruyor. Biz ise gecenin bu saatinde hem zan ile hukum veriyor, hem evinin icindeki gizli ayıplarını araştırıp meydana cıkarmak istiyor hem de gıybetlerini yapıyoruz. İşte bunlardan dolayı aslında cezalık işi biz yapıyoruz, ev sahibi değil!"
Bu acık ve net ikaz uzerine duşunmeye başlayan Halife, bir muddet sessiz kaldıktan sonra elini, doğru sozlu dostunun eline uzatarak der ki:
- Tut şu elimden de bir an evvel buradan uzaklaşalım; yoksa ev sahipleri dışarı cıkar da bizi bu halde gorurlerse biz onlara değil, onlar bize ceza isteyebilirler!. Oradan hızla uzaklaşırken duası duyulur Halife'nin:
- Allah insanı doğru duşunen dostlardan mahrum eylemesin. Kimseyi de kendi yanlış kanaatinde ısrarcı ve inatcı eylemesin. Kendi duşuncesini dostlarına kontrol ettirmek, doğrusunu duyunca da hemen kabul etmek ne guzel bir ahlaktır. Hem yanlış duşunmekten hem de yanlışı uygulamaktan kurtulur insan!
Evet, iki buyuk dostun birbirlerini ikazları işte boyle. Hic duşundunuz mu? Siz de kendi duşuncenizi dostlarınıza boyle kontrol ettirir, daha doğrusunu duyunca hemen kabul eder misiniz? Yani Hz. Omer'in 'vakkaf'lık vasfından sizde de birazcık var mı? Yoksa kimse sizin gibi doğru duşunemez, kimse sizin fikirlerinizi tashih edemez mi? Siz hep herkesten iyi duşunur, herkesi siz mi duzeltirsiniz? Kısaca, anasından daha doğmamış mı sizi duzeltecek adam?
__________________
Sizin yanlışınızı soyleyecek adam, anasından doğmadı mı
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Sizin yanlışınızı soyleyecek adam, anasından doğmadı mı
-
13-09-2019, 02:59:02