Gecmişten Gunumuze Muzik Aletlerinin Gelişimi,
Gecmişten Gunumuze Muzik Aracları,
Muzik Aletlerinin Gelişimi

Gecmişten Gunumuze Muzik Aletleri

Muzik hayatımızın vazgecilmezidir adeta muziğin hayatımızdaki yeri cok onemlidir. Hatta “muzik ruhu gıdasıdır” bunun en guzel orneğidir.

Muziği muzik yapan, onu anlamlı kılan tek şey ise enstrumanlardır.

Enstrumanlarla yaratılan tikim, muziğe eşsiz guzellik katar ve muziğin oluşumunda cok buyuk bir payı vardır.


Yaylı Calgılar
Keman
Muhtemelen en tanınmış orkestra calgısı olan keman, bir yayla calınan telli bir enstrumandır. Keman ailesinin en geniş aralıklı sesine sahip olan uyesi olan kemanın yanında bu ailenin diğer uyeleri, viola, cello ve kontrbasdır. Keman bir kac ana parcadan oluşur. On kısım, omurga, boyun, perdeler, akort anahtarları, govde, kopru, kuyruk ve F- delikleri. Ust, gobek veya ses tahtası olarak da anılan on kısım genelde iyi kurutulmuş ladin, arka tarafı ise akağactan yapılır. Keman imal edilirken, on, arka kısımlar ve omurga, boş bir kutu oluşturacak şekilde birleştirilir. Kuyruğa bağlanan dort tel koprunun uzerinden gecip, perdelerden uzanıp, akort anahtarlarına bağlanır. Anahtarla vasıtasıyla akort edilir ve elin perdelere basılması ile değişik sesler ve tonlar elde edilebilir. Muzisyen, tellerin uzerinde yayı doğru acıyla surtunce ses elde edilir. Bu yay, pernambuco ’dan yapılıp, 75 santim uzunluğundadır ve telleri at kılındandır. Kemanın en onemli ozellikleri, sahip olduğu ses aralığı ve hem lirik hem de hızlı ve parlak kullanıma elverişli olmasıdır. Kemancılar aşağıdaki teknikleri kullanarak ozel sesler de elde ederler: pizzicato (telleri cekerek), tremelo (yayı hızlı hızlı telin uzerinde hareket ettirmek), sul ponticello (yayı kopruye cok yakın surterek ince bir ses elde etme), collegno (yayın teli yerine ahşap kısmını kulanarak) ve glissando (yayların uzerinde parmakları gezdirmekle cıkan ses).

Tarihce:

Kemanın ilk olarak 1500’lerde İtalya da ortaya cıktığı anlaşılmaktadır. Lira da Braccio ve “fiddle” adlı iki enstrumandan turemiş olduğu sanılmaktadır. Keman yapım sanatı 17. ve 18. yy’larda, Antonio Stradivari, Guiseppe Guarneri ve Jacob Stainer gibi ustalarla başlamıştır. O zamanki kemanların bugune gore, boyunları daha kısa, perde bolgesi daha kısa ve kopruleri daha duzdu. Keman klasik eserlerde ilk kullanılmaya başlandığı zaman, alt sosyal seviyede bir alet olarak gorunmuştur. Ancak, Claudio Monteverdi’nin Orfeo’su gibi eserler ve “24 violons du roi” gibi topluluklarla bu statusu de yukselmeye başlamıştır. Bu tırmanma barok donemde de, Antonio Vivaldi, J.S.Bach ve Georg Philip Telemann gibi bestecilerle devam etmiştir. Solo koncerto, sonat ve suit gibi muzik janrlarında, keman en onde giden eleman olmuştur. Ancak keman virtuozleri ilk olarak 19.yy da ortaya cıkmıştır. Giovanni Viotti, Isaac Stern, Mischa Elman ve Nathan Milstein, David Oistrach, Pinhas Zuckerman, Jacha Heifeltz bu konuda un yapmış isimlerden bazılarıdır.

Viola

Viola, keman ailesinin 2. en geniş ses aralığındaki elemanıdır. C,G,D ve A notalarına yarlı 4 teli vardır. Viola icin yazılan parcalar, alto anahtarında yazılır. Viola’nın boyutları değişmekle beraber genelde kemandan buyuk ve daha kalın sese ayarlanmıştır. Haydn ve Mozart eserlerinde Violaya yer vermişlerdir. Solo repertuarı sınırlı olmasına rağmen, viola semfonilerde onemli bir yere sahiptir. Hector Berlioz, Johannes Brahms ve Robert Schumann gibi besteciler eserlerinde violaya geniş yer vermişlerdir.

Cello

Viyolonsel olarak da bilinen cello, keman ailesinin uyesi olan bir yaylı calgıdır. Kemandakine benzeyen bir yayla calınır. Keman şeklinde olmakla beraber daha buyuktur. Yaklaşık 1.20 m uzunlukta ve en geniş yerinde 40 cm civarında olan cello bu boyutları yuzunden oturarak calınır. Yere dayanan bir cubuk uzerinde duran cello muzisyenin bacakları arasına alınıp bir yayla calınır. Keman gibi dort yay sahiptir ve muzisyenin ellerinin perdeler uzerinde gezmesiyle değişik tonlar elde edilir. Bu yuzden cello’nun ses genişliği 4 oktavdan fazladır. Rostropovic, Pablo Cassals, Jacquelin de Pera, Misch Maisky, William Lloyd Weber unlu violonsel solistleri arasındadır.

Tarihce:

Gunumuze kadar da kalabilen bazı cellolar 1560’larda, İtalyan imalatcı Andrea Amati tarafından yapılmışlardır. 18. yy sonlarına kadar cello on planda olan bir enstruman değildi ve muzikteki bas sesi vererek parcadaki boşlukları doldururdu. Ancak, barok doneminde, Antonia Vivaldi ve Luigi Boccherini gibi besteciler yalnızca cello icin suitler yazdılar. 19.yy gelindiğinde cello icin koncerto ve benzeri eserler Johannes Brahms ve Antonin Dvorak gibi isimler tarafından yazılmışlardı. 20. yy da da Sergei Prokofiev ve Dmitri Shostakovich gibi besteciler cello’nun olanaklarını keşfedip bir solo enstruman olarak geliştirdiler.

Yaylı Bas (Kontrbas)
Cift bas (yaylı bas veya bas keman veya kontrbas ) olarak tanınan bu enstruman, keman ailesinin en buyuk ve en pes sesleri veren uyesidir. Genelde 1,80 m boyunda olup 4 teli vardır. Bazılarında bir telin uzatılıp tonu tizleştiren bir duzenek vardır. Ses cıkarmak icin muzisyen bir eliyle perdelerde dolaşırken diğeriyle telleri ceker veya uzerinde yay gezdirir. Bottesini bu saz icin gorkemli koncertolar bestelemiştir.

Tarihce:

3 telli baslar 18. ve 19. yy da cok yaygındılar ve bugun de Doğu Avrupa halk muziğinde kullanılmaktadırlar. 19.yy gelene kadar bası calmanın tek yolu dışa eğimli bir yaydı. Daha sonraları muzisyenler telleri cekmeyi ve ice donuk yayla da ses cıkartmayı keşfettiler. Baslar orkestra ve oda muziklerinde kullanıla gelmiştir. Bugun de jazz ve diğer populer muzik turlerinde onemli bir ritm aletidir.



Nefesli Calgılar


Piccolo
Piccolo, normal flutunun 1 oktav uzerinde olacak şekilde ayarlanmış bir tur yan fluttur. 3 oktava yakın ses genişliğiyle gunumuz orkestrasında en tiz seslere ulaşan enstrumandır. Genellikle orkestralarda ozel efekt amacıyla kullanılmakla beraber marş topluluklarında da kendine geniş yer bulmaktadır. Flutun yerini alacak şekilde calınır.

Tarihce:

Piccolo ilk olarak ağactan yapılmış ve insanın on planda olduğu bestecilerin eserlerinde yer almıştır. Piccolo’nun ilk kullanıldığı eserlerden birisi Beethoven’in 5.Senfonisidir. Piccolo’nun kullanıldığı en tanınmış yapıtlardan birisi, John Philip Sousa’nın “The Stars and Stripes Forever” marşının finalidir.

Korno
Korno, obua ailesinin bir uyesidir. 1.5 oktav daha tiz olduğu icin alto obua da denmektedir. Şekli genellikle obuaya benzer olup, orkestra’da 3. obuacı tarafından calınmaktadır.

Tarihce:

Korno’nun ilk prototipleri 17.yy sonundan once ortaya cıkmıştır. Bu aletler kıvrık boynuz biciminde, deri kaplı ve govdesi delikliydi. Delikler, parmakların acılımını kapsayacak bir acı ile yerleştirilmişlerdi. Johan Sebastian Bach tarafından kullanılan Oboa da Caccia (Av obuası) nın, kornonun cok benzeri olduğuna inanılmaktadır. Karanlık ve yaslı sesi, Hector Berlioz, Peter Ilich Tchaikovsky ve Richard Wagner gibi besteciler tarafından one cıkarılmıştır.

Obua
Obua, en kucuk ve en geniş oktavlı enstrumanlardan biridir. Silindirik ahşap bir govdesi ve govdesi boyunca tuşları vardır. 3 oktav ses aralığıyla calması cok zor bir enstrumandır. Cok nefes isteyen ve doğru nefes tekniklerine sahip olunmasını gerektirir.



Tarihce:

Obua, 17.yy’da iki Fransız muzisyeni, Jean Hotteterre ve Michel Philidor tarafından icat edilmiştir. “Shawm” adı verilen bir enstrumanı “Hautbois” (obua) ya cevirdiler. “Hautbois” in Shawm’dan daha dar ve 3 parcalı bir govdesi vardı. 18. yy da coğu orkesra bu enstrumanı bunyesine katmaya başlamıştı. Tarih boyunca bazı besteciler, obua icin solo eserler bestelediler. Bunların arasında, George Frideric handel, Joseph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart ve Ludwig Van Beethoven vardır.

Klarnet
Ahşap nefesli calgılar ailesinin bir uyesi olan Klarnet, bir ucunda ağızlık olan diğer ucu da can şeklinde olan bir uzun tupten ibaretttir. Coğunlukla ahşaptan yapılan klarnetin uzerinde, kucuk metal tuşlar bulunan delikler vardır. Dil titredikce, dolu ve zengin bir ton elde edilir.. Tuşlara basıp bırakarak tonlama yapılır Klarnet 4 nota da imal edilir ve en cok kullanılan duz-si klarnettir. Bu klarnetin 3.5 oktav kadar ses genişliği vardır.

Tarihce:

18.yy’da Alman bir flut imalatcısı olan Johann Christoph Denner tarafından dilli bir halk calgısı olan “Chalumeau” adlı enstrumanın değiştirilmesi ile elde edilmiştir. 1840 lı yıllarda 2 farklı karmaşık tuş takımı geliştirilmiştir. Klarinetler orkestralarda 1780 lerde populer hale gelmiştir. Klarneti on plana cıkaran eserlerden bazıları George Frideric Handel’in 2 klarnet ve bir korno icin uverturu, Carl Strawitz ve Wolgang Amadeus Mozart’ın klarnet koncertosudur.

Fagot
Fagot iki dilli bir enstrumandır. Toplamda 2.5 metreye yakın silindirik ahşap tupten yapılmıştır. 4 bağlantı parcasından oluşur: Bass parca, tenor parca, cift parca ve can parca olmak uzere. Can parca olarak adlandırılan kısım bass kısma alttan bağlı olup kıvrıktır. Bu grup tenor kısma sonra topluca cift parcaya bağlıdırlar. Cift dilli ağızlık tenor parcaya bir başka parcayla bağlıdır. Bassoon uzerinde 8 delik ve 10 tuş bulunur. Muzisyen dilli parcadan ufleyerek ve tuşlarla ton değiştirerek enstrumanı calar.



Tarihce:

Fagot 1650 lerde buyuk bir ihtimalle, kıvrık şekilli tek parcalı bir enstrumandan turetilmiş olmalıdır. Modern Fransız Fagot’u, 19.yy ortalarında, Buffet-Crampon isimli bir Fransız firması tarafından geliştirilmiştir. Alman Fagot’u ise Wilhelm Heckel isimli bir imalatcı tarafından mukemmelleştirilmiştir. Avrupa’nın ceşitli yerlerinde farklı turlerde calınmaktadır.

Saksafon
Saksafon dil sesli nefesli calgılardan birisidir. Yapısında, klarnet’in tek dilli ağızlığı, metal bir govde, obuanın konik kısmına benzeyen bir kısım bulunur. Coğu saksafonun alt kısmı eğiktir ve bu şekliye bass klarneti andırır. Cok azı, orn: soprano saksafon, duzdur ve klarnete benzer. Saksafonun uzerinde 12 tuş ve delik bulunur. 6 civiye basıp bırakılarak gruplar halinde acılıp kapatılmak suretiyle değişik tonlar elde edilir. Aletin uzerinde, normal sesinin bir oktav altında veya ustunde ses cıkartmaya yardımcı olan 2 de fazladan delik vardır. En cok kullanılan saksafon turleri olan, soprano, alto ve tenor saksafonun 2.5 oktavlık bir ses genişliği vardır.

Tarihce:

İlk defa 1840 yılında Adolph Sax isimli bir imalatcı tarafından icat edilmiştir. 1844 de ilk defa senfonik orkestralarda gorunmuşlerdir. Ancak saksafon icin yazılan parcalara pek rastlanmaz. Jazz’ın gelişimi ile saksafonun populer olmasını 20.yy başına kadar beklemek gerekmiştir.

Flut

Flut coğu orkestra, topluluk ve nefesli gruplarında soprano sesi veren enstruman olarak kullanılmaktadır. Flutlerin buyuk bir coğunluğu metalden yapılmaktadır ve bir ucunda ağızlık olan bir tup şeklindedir. Muzisyen flutu yatay olarak tutup ağızlıkta bulunan oval şekilli bir parcadan iceri ufler. Aynı anda duğme denen tuşlara basar. Bu tuşlara basılıp bırakıldıkca flutte değişik tonlar oluşturan delikler acılır. Do anahtarında akort edilen orkestra flutu en populer flut turudur ve 3 oktavlık bir ses genişliği vardır. Flut ailesinin diğer uyeleri, piccolo, alto flut ve bas flutten ibarettir. Jean Pierre Rampal ve Aure Nicolet bu sazın unlu solistlerindendir.

Tarihce:

Neandertal insanları tarafından kullanılan flutun 43 ila 82 bin yıl kadar eski olduğu hesaplanmaktadır. Flut hakkında detaylı bir analiz yapan Amerikalı araştırmacı Bob Fink, flutteki deliklerin belirli notalarda ses elde etmek icin cok ustaca yerleştirildiğini, deliklerin boylarının ve aralarındaki mesafenin gunumuzdeki flutlere cok benzediğini belirlemiştir. Aşağıda Bob Fink'in flutle ilgili hesaplamaları gorulmektedir.

Batı Muziğinde en cok kullanılan flut cinsi olan Yan Flut’un Cin’de M.O. 900 yılından beri kullanıldığı bilinmektedir. Flut, Avrupa’ya 12. Yuzyıl’da, oncelikle Almanca konuşulan bolgeler olmak uzere, girmiş ve ilk onceleri coğunlukla askeri bandolarda kullanılmıştır. Alman Flutu isminin verilmesi bu zamana denk gelmektedir. Flut daha sonra 16 ve 17. yy’da Oda muzuğinde kullanılan bir enstruman haline donuşmeye başlamıştır. Bu ilk flutler, 6 parmak deliğinden ibaret tek parcadan oluşmaktaydı. Ancak 1600 lerde, flut birbirine bağlı 3 parcadan ibaret olarak yeniden tasarlanmıştır. Aşamalı olarak, flute daha fazla tuş eklenmiş ve orkestra parcalarında yerini almaya başlamıştır. 1800 lu yıllarda 4 tuşlu flut en cok kullanılan turu olmakla beraber, 8 tuşlusu da geliştirilmiştir. Gunumuzde,silindir şeklinde, 13 veya daha fazla ton delikli ve basmalı tuşlu Bohemia Fludu en cok kullanılan cinsidir.


netten alıntı