Dizi Adalet Bakanlığı'nın 2005'te yururluğe soktuğu Denetimli Serbestlik Kanunu'ndan esinleniyor. Bu kanun ile bazı suclular cezalarını hapishanede değil, topluma kazandırılacağı yerde kamu hizmeti yaparak cekiyorlar. Aklın Başına Gelsin de tam olarak bu durumu anlatıyor. İdealist ve durust bir hakim olan Kemal, karşısına gelen bu tur sucluları Susuzlu Koyu'ne gonderiyor. Koy yaşamına hic alışık olmayan sosyetik suclular, cezalarını cok yabancı oldukları yerlerde ve işlerde cekiyorlarc

Hapishaneye girmektense bir koyde 3-5 hafta gecirmek kulağa hoş gelebilir. Ama bu durum aslında bazıları icin hic de oyle değil. Parmaklık ardında yaşamaktan daha kolay gorunse de, hic şehirden ayrılmamış insan icin koye ayak uydurmak dunyanın en zor işlerinden biri olabilir. Hayatında hic ev işi yapmamış sosyetik bir kadın ısınmak icin soba yakmak, sut icin inek sağmak, duş icin ceşmeden guğum ile su taşımak zorunda kalsa ne olur? Luks arabadan inmeyen bir genc eşeğe binmek, tarlada okuzu sabana surmek zorunda ise ne yapar? İşte bunlar onlar icin en buyuk ceza olabilir. Peki bu sucluların koydeki hayatları akıllarını başına getirecek mi? Yoksa en sonunda hapishaneye geri donmeyi mi isteyecekler?
__________________