Ey yanan kapının ardında solan nazenin! Bu dunyadan değil Rabbin Cennetinin en ust katından yolladığı bir hediyeydin insanlığa. Sen Resulullah’ın can parcası: Umm-u Ebiha! Sen Mazlum Ali’nin tek taraftarıydın. Harabemde acan guldun sen. Soyle Zehra nicin gelmedin bugun Beytul Ahzan’a?
Her gun gozyaşlarını alır saklardım bağrımda, her gun derdini dinler seninle beraber ağlardım. Yaradan’a yalvarırdım kırık kalbini onarabilmem icin bana dil versin diye. Vereydi de gozu donmuş, ahdine vefa etmeyen insanlardan duymadığın sozleri soyleyeydim sana:”Ey Yas Gulu!” diyeydim ‘Şu hain insanlardan utanıyorum! And olsun Rabbime, toprağımın her bir zerresi sana fedadır! Akıttığın her gozyaşı bıcak olur saplanır yureğime, icinde sakladığın hıckırıklar sinemi dağlar! Ağlama Zehra, şu Beytul Ahzan, şu Huzun Evi sana feda olsun, ağlama!…’
Ama yok ki dilim. Yok ki anlatayım seni bana nasıl hapsettiklerini, varlığından, nefes alış verişinden, sesinden nasıl rahatsız olduklarını. Geceleri ev ev dolanıp insanları nasıl hak yola davet ettiğini, gun doğduğunda vefası gecenin karanlığı gibi sonup giden insan musveddelerini… Ah Yaralı Sine! Nasıl anlatayım Fedek’te sana atılan o tokadı!!! O gun gokler feryat etti Zehra! O gun melekler, sana vuran o penceye lanet okudu, baban Resulullah’ın yureği parcalandı. O gun sen sustun, Ali sustu ve tarih hic tatmadığı bir huznu yazdı sayfalarına Ali’nin suskun hıckırıklarıyla…
Bu gece senin yerine şu Huzun Evi salsa hıckırıklarını sokaklara. Şu topraktan harabem ateş olsa yaksa binevaların canını.Geri getirebilir mi artık Muhsin’ini, on sekiz yaşında beli bukulen peygamber emanetini, Ali’nin aziz Zehra’sını…?
İncittiniz Peygamber’in gozbebeğini! Ağlamasına bile tahammul edemeyecek kadar, kaburgasını kıracak kadar…! Ne cabuk unuttunuz Gadir-i Hum’da ettiğiniz yemini? İyi bakın! Şu kırık kaburgayla mezara konulan, şu Ali’nin yuzunde tokat iziyle uğurladığı cansız beden Zehra’dır! Allah Resul’unun kızı, can parcasıdır! Şu başucunda ağlayan, sesi duyulmasın diye kıvranan Ali’dir! Peygamber’in bir an olsun yanından ayrılmayan, O’nun ve Allah’ın ovguleriyle yucelen Ali! Hayber’in Fatihi, kahraman Ali! Caresiz kolları bağlanan Ali! Feryad eden şu karanlık gece bile YÂrin yuzundeki izi silmeye yetmemiş. Ali’nin hıckırıkları bile kırılan kaburganın sesini bastıramamış! Yanan kapının ateşi yurekleri dağlamakta, uc perişan yavru başına toprak sacmakta…
Utanın ey insanlık! Ben, Zehra’nın sığındığı tek yer! Beytul Ahzan, Huzun Evi! Kıyamete kadar haykıracağım siz, menfaat icin Allah dinini satanlara! Lanetler yağdıracağım Kırık Kapının HikÂyesini unutanlara! Şu, kuskun kabirde yatan Bahar Ciceği’nin intikamı ne zaman ki alındı,o zaman sussun Beytul Ahzan’ın topraktan duvarları…!
Ve Accil Ferecehum…
Zehra Kıran
__________________
Beytul Ahzan’ın Dilinden
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Beytul Ahzan’ın Dilinden
-
13-09-2019, 02:29:46