Mevlit Kandili’nin Işığı Kalbinizi Isıtsın..

Kalbimde Hz. Muhammed’e sevgi hissettiğim o gun ‘Mevlit Kandili’ yanmıştı. Musevi olmam o sevgiyi hissetmeme engel olmadı.

O sabah neşeli uyandım.

Lavaboya giderken, koridorda asılı duran ‘saatli maarif takvimi’nin eski sayfasını yırttım; arkasını okudum ve yeni gune baktım.
Gunlerden 23 Ocak 2013 Carşamba, sol ust koşede yazana gore 1434 Hicri Rebiulevvel 11. Tarihin hemen altında yazanı okumamla gunun ilk kutlama mesajını almış oldum; “Mevlit Kandili- Kandiliniz kutlu olsun.”
Sizin de kutlu olsun!
O zaman bugun ulkemizdeki genel inanışa gore Mevlid en-Nebi ya da Mevlid-i Şerif, yani Kuran’da yazdığına gore( Enbiya Suresi) bu gece “Alemlere rahmet olarak gonderilen” Hazreti Muhammed’in doğumunun gercekleştiği gece!

Kalpten Kalbe Yol

Rabbimin ‘Bana yaklaşmak icin vesileler arayınız.’ (Maide suresi) tavsiyesi cok hoşuma gider; burada hem O’na nasıl yaklaşacağımı araştırmam bir teşvik hem de icimdeki cocuğun oyuncu merakını kışkırtan davet vardır.

Abdullah b.Abbas’ın (r.a.) Hz. Muhammed’den (sav) rivayet ettiği ‘’Sizi maddi ve manevi bakımdan beslediği icin Allah’ı seviniz.Beni, Allah sevdiği icin seviniz.Ehl-i Beyt’imi ise ,ben sevdiğimden oturu seviniz.’hadisi, Allah’ı sevenler icin O’nun sevdiklerini sevmenin, peygamber sevgisinin,bu vesilelerin başında geldiğini acıkca ortaya koyuyor.

Cunku ahrette ebediyette sevdiklerimizle haşrolacağız,yani birlikte olacağız.
Gonlunde hz. Peygamber ile olan,Allah ile olacaktır. İşte ‘kalpten kalbe bir yol vardır gorulmez’in sırrı bu.

Hz. Muhammed’e salavat getirmenin hikmeti de burada.
Tum sevenler birbirine bağlanıyor.
Hz. Peygamberi tanımadan nasıl seveceğiz?
Bu fakirin oyle bir kabiliyeti yok.
Cok şukur yuce Allah hz. Peygamberle tanışmaklığı bağışladı.
Bir sonbahar gunu,eski bir arkadaşım,beni bir Allah dostu ile tanıştırmaya goturuyordu.
Acılan kapılan once arkadaşım girdi, eşikte iceri davet edilmeyi bekliyordum.
Arkadaşım,kısaca beni takdim ettikten sonra, iceriden ‘buyurun,hoşgeldiniz’diyen sıcak sesi duydum.
Ve odadan iceri girmemle yuz yuze geldik.
İcimden bir ses hayretle ‘’Aa,ben!’’ ‘’Dost!’’ deyiverdi.Ayağa kalkmıştı, goz goze baktık, el sıkıştık ,yuzume bir gulumseme yayıldı,icim rahatladı ve genişledi.
Karşılıklı oturduk ve uzun uzun sohbet ettik.
Uzun diyorum ama,zamanın durmasını nasıl anlatırsın ki.
O gune kadar ne İslam hakkında,ne de hz. Muhammed hakkında sağlıklı bir bilgim vardı.
O gun de bu konuları konuşmadık aslında,ama icimi bir merak almıştı.
Bu adamı sevmiştim,hali bir hoştu,onun yanında ben de bir hoş olmuştum.
Bunun sırrı,kaynağı neydi?
Benzetmemi mazur gorun, hani bir bara girersiniz,ne icsem diye duşunurken hali cok guzel birini gorursunuz ve barmene dersiniz ki; ‘’Barmen,bunun ictiğinden ver.’’
İşte boyle oldu.
O Allah dostunun ictiği muhabbet şarabının kokusu bile,beni sarhoş etmeye yetmişti.
Ben de o şaraptan icmeye talip oldum.
O şarap,hakikat şarabıydı.
Ehl-i beyt sevgisiydi.
Ondaki hal,Rasulullah halinin bir yansımasıydı.
Tanıdığım kişi bana gore, Evliyaullah hazeratından bir veli idi.
Daha once, yaşlılar ve guzel kadınlar dışında kimsenin elini opmemiştim.
O eli optum.Optuğum el o kişinin eli değildi.
O el,onun ustasına,oradan onun ustasına,hz. Pir Seyyid Ahmed er-Rufai’ye ,hic kesintiye uğramadan taa hz. Ali’ye , doğrudan hz. Muhammed’e ve nihayet hz. Allah’a giden eldi.
Boylece hz. Peygamber’in elini opme şerefine nail olmuştum.
Velayet yolunda boyle derler; ‘’El,ele, el Hakka..’
Zamanında sohbet ettiğim bir kabala ustası ‘Rav. Michael Laitman’a sormuştum; ‘’Rabbi, ‘Maşiah (Mesih) ne zaman gelecek?’’
Rav. Laitman cok hoşuma giden bir cevap vermişti; ‘ Kalbine Allah sevgisi gelince Maşiah gelmiş olacak!..’

VAHDET HAFTASI

İslam coğrafyasında Sunniler rebiulevvel ayının 11 ‘ini 12’sine bağlayan geceyi Şiiler 17.gunun gecesini Mevlid gecesi olarak adlandırırlar.
Bu iki tarih arasındaki haftayı da vahdet haftası olarak ilan etmişlerdir.
Mevlid geceleri,Osmanlı’da padişah 2.Selim’den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla birlikte kandil adını almıştır.
Benim icinse, kalbimde hz. Muhammed’e dolaylı da olsa,sevgi hissettiğim o gun mevlid kandili yanmıştı.
Musevi olmam,o sevgiyi hissetmeme engel olmamıştı.
Sonradan oğrendim ki o kutlu doğum gecesi, Yahudi alimleri gokyuzune bakıp; ‘Bu yıldızın doğduğu gece Ahmet doğmuştur.’demişler.
Yahudi ileri gelenlerinden bir alim Mekke’de Hz. Muhammed’in doğduğu gece iclerinde Hişam ve Velid bin.Muğire Utbe bin Rebia gibi kureyş ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda; ‘Bakın ey kureyş topluluğu,size ne soyluyorum,iyi dinleyin.Bu gece bu ummetin en son paygamberi Ahmet doğdu.Eğer yanlışım varsa İsrael’in kutsiyetini inkar etmiş olayım.Evet onun iki kureği arasında kırmızımtırak ,uzerinde tuyler olan bir ben var’’ diye mujdelemiş.E tabii ne de olsa alemlere gonderilmiş, bir tek Araplara değil ki!

KUTLU GUN
Carşamba gecesi bu gecenin hatırına yine ‘Allah dostlarıyla buluşmaya gittim.
O elleri optum.
Allah’ı zikr ettik.
Sevdiklerini yad ettik.
Sarhoş olduk.Keşke her gece kandil olsa.Gonuller nur dolsa.
Bu gece vesile ‘Mevlid Kandili’ oldu,yarın Allah yeni bir vesile bahşeder umarım.
Gonulden gonule giden yolu hep acık tutar,fakiri O’nun sevdikleriyle haşreder.
Kolay olsun istiyorsanız ; Kalp kırmayın a dostlar,ola ki o kalp Allah’ a uzanan bir kalptir,ucu O’na dokunur sonra uzulursunuz.
Gun olur biri de bu fakirde O yuce Nebi’den bir kırıntı gorur mu?
Zincire bir halka olur muyum ?
Gercek ‘Sunnet’ bu olsa gerek. Allah hepimize nasip etsin.
Bu kutlu gunde yazılan yazıyı ancak selavat-ı şerife tamama erdirir,destur,El-Fatiha ; ‘Allahumme salli ve sellim ala seyyidina Muhammed’’. Dualar kabul ola, hayırlar feth ola,şerler def ola! Tum guzel ruhlara ,fukaraya ,Allah’ın tum kullarına ,bu yazıyı hoş nazarla okuyan sizlere ve bilhassa gonul ehline hediye olsun..
Hu…

Musa Dede- Hurriyet

__________________