Birgun Yuce Allah, Hz. Musa'ya:

- Kullarımdan bir kul iki denizin birleştiği yerdedir. O senden daha alimdir, buyurdu.

Hz. Musa:

- Ey Rabbim, ben onu nasıl bulacağım? diye sordu.

Allah kendisine şoyle buyurdu:

- Torbanın icinde bir balık taşı. Onu nerede kaybedersen orada Hızır'ı bulursun.

Boylece Hz. Musa bir arkadaşı ile Hızır'ı aramaya koyuldu. Beraberlerinde bir balık taşıyorlardı.

Bir kayanın yanına vardıklarında uykuya daldılar. O esnada balık canlanıp torbadan denize atlayıverdi.

Uyandıktan sonra denizin kıyısına vardıklarında bir elbiseye burunmuş bir insan gorduler ki bu Hızır idi Musa ona selam verdi.

Hızır ona şoyle dedi:

- Senin memleketinde selam nerede vardır. Yani senin memleketinde huzur kalmamıştır.

Musa:Ben Musa'yım.İsrailoğullanndaki Musa mı?

Evet... Sana oğretilen ilimden bana oğretmek şartıyla sana uyayım mı? diye devam etti Musa.Hızır şoyle dedi:
- Doğrusu sen benim yanımda dayanamazsın.
Musa şu karşılığı verdi:

- İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın. Ben senin işlerine karışmayacağım.

Boylece deniz kıyısında yurumeye başladılar. Gemileri yoktu. Yanlarına bir gemi uğradığında binmek icin konuşup anlaştılar.

Gemiciler Hızır'ı tanıyıp ikisini de ucretsiz olarak taşıdılar.

Bir kuş gelip geminin kenarına kondu. Bir iki defa denize gagasını vurdu. Bunun uzerine Hızır:Ey Musa, senin ve benim ilmim Allah'ın ilminden ancak şu kuşun denize gagasını vurup aldığı su kadardır, dedi ve geminin tahtalarından bir kacını soktu. Musa:

Bunlar bizi ucretsiz gemilerine aldılar sen buna karşılık gemilerini sokuyorsun...Hızır:

- Sen benimle sabredemezsin, dayanamazsın demedim mi? dedi.

Musa birinci defa unutmuştu. Kıyıya cıktılar, yollarına devam ettiler. Arkadaşlarıyla oynayan bir cocuğun yanından gecerlerken Hızır o cocuğu olduruverdi. Musa hemen:

- Bir sucsuz insanı oldurdun.
Hızır:

- Ben sana benimle sabredemezsin demedim
mi? dedi.

Devam ettiler. Sonunda bir yere geldiler. Yıkılmak uzere olan bir duvar kalıntısına rastgeldiler. Hızır duvarı onarmak icin uğraştı ve o duvarı tamir etti. Musa:

- Bu boş işlerle ne uğraşıyorsun? deyince, Hızır:

- İşte artık yollarımız ayrılmalıdır, dedi.

Ve o zamana kadar olan garip işlerin anlamlarını anlatmaya başladı

- Once gemi, denizde calışan fakirlerindi. Gemiyi eski gostermek istedim. Cunku sahilde bir zalim hukumdar var, guzel gemileri zorla alıyor. Cocuğu oldurdum, cunku anne ve babası muslumandı. O ise yoldan cıkacaktı, onları da yoldan cıkarmasın diye olmesi daha hayırlı idi.

Duvara gelince, o duvar iki yetim cocuğun idi. Duvarın altında bir hazine var. Cocuklar buyuyunce defineyi bulacaklar ve Allah'ın rahmetini kazanacaklar.

Boylece Musa, bir kişinin Allah'ın ilmini anlamaya guc yetiremeyeceğini acık bir şekilde anlamıştı.

Ve her alimden ustun bir başka alim vardır.(bu ilim ilmi ledundur)


alıntıdır
__________________