CENNETTEKİ KONAK

Horasanlı’nın biri Basra’ya gelir. Once hacca gidecek, donuşte Basra’da bir ev alacak ve yerleşecektir. Arkadaşları ’paranı yanında taşıma’ derler, ’guvenilir birine emanet et, hem uygun bir ev cıkarsa, senin adına satın alsın.’
Adam da oyle yapar, tutar Habib-i Acemi’ye 10 bin dirhem bırakır. ’Munasip bir ev bulursanız alın’ der, ’bulamazsanız sizde kalsın, donuşte alırım’.
İşte tam o gunlerde Basra’da gorulmemiş bir kıtlık olur. Fukaranın feryadı goğe yukselince Habib-i Acemi dayanamaz emanet paraları muhtaclara dağıtır. ’Eğer razı olmazsa, borcum borc’ der, ’Nasıl olsa Rabbim bana yardım eder, oderim’. Aradan uc ay mı gecer, beş ay mı bilemiyoruz ama Horasanlı hacdan doner. ’Habib sana cennetten oyle bir koşk aldım ki’ der, ’Altından ırmaklar akıyor.’ Horasanlı bu Allah dostunu kırmaz. Buyuk bir teslimiyetle ’Tamam kabul’ der, ’ancak sened yazarsan!’
Mubarek eline kalemi alır ve başlar yazmaya ’Habib-i Acemi’nin azîz ve celîl olan Rabbinden şu Horasanlı icin satın aldığı koşkun senedidir. Allahu teala vasıfları yukarıda belirtilen koşku Horasanlı’ya verecek ve Habib’i on bin dirhem borctan kurtaracaktır.’ Senedin altına muhur basar, imzalar. Bakın şu işe Horasanlı o gunlerde vefat eder. Vasiyeti uzerine senedi de onunla beraber gomerler. Ertesi sabah kabrin uzerinde nurla yazılmış bir mektup bulunur ki ozetle şoyle demektedir. ’Şuphesiz ki Allah-u teala bahsi gecen koşku Horasanlı’ya verdi. Herkes bilsin ki Habib borctan kurtulmuştur!’


__________________