hatırlayamadığım bir sahabe Peygamberimize bakarken birden ağlamaya başlar… Peygamberimiz (asm) sorar: “Neden ağlıyorsun?” Gozleri yaşlı sahabe cevap verir: “Ey Allah’ın sevgilisi, sen Peygambersin, bir gun bizler oleceğiz. Sen Rabbine kavuşacaksın ve Cennete gideceksin; ama bizim ne olacağımız belli değil… Ben oldukten sonra, bir daha seni hic goremezsem diye korkuyorum… Beni ağlatan bu…”


Duygulanır Efendimiz (asm), “Uzulme” der: “Uzulme, cunku kişi sevdiği ile beraberdir… Orada da oyle olacaktır…”


Sahabe icin Cehennem, biraz da Peygambersiz kalmak, onu gorememektir…


Bu sevgidir, bu bağlılıktır onları Cennete taşıyan…


Sahabeyi sahabe yapan…


Peygamberimizin (asm) vefat ettiğini oğrendiğinde, “Kim Muhammed oldu, derse; onun boynunu vururum” diyen Hazret-i Omer de bilmektedir her nefsin bir gun gelip olumu tadacağını; ama dayanamamıştır gitmesine…


Vefat ettiğini oğrendiği an onu ozlemeye başlamıştır cunku…


Yokluğudur onun gozlerini dolduran…


Ozlemekte miyiz Hazreti Muhammed’i (asm)?


Zaman zaman bizim de gozlerimizi doldurmakta mıdır onu ozlemek?


“Muhammed oldu” diyenlerin, ona “olu” muamelesi yapanların boynunu vurmak gecmekte midir bizim de icimizden?


Onu bir gun gorebilme ihtimali duştuğunde icimize, titremekte midir goz kapaklarımız?


Hazret-i Peygambere mektup yazan liseli cocukları gorduğunuzde bakışlarınız dalıp gider mi cok uzaklara? Sevgiyle ve inatla hic onunuzdeki boşluğa “Lebbeyk ya Muhammed (asm)” diye bağırmak gecer mi icinizden?


Bir kalbi kalp yapan, o kalbin icinde hayat bulanlardır…


Kalbimizdeki ne ise, biz oyuz aslında…


Geri kalan teferruat…


Geri kalan, et, kemik, kan...


Birkac kelime…


Birkac uzun cumle…


İşlerimiz, cinsiyetimiz, memleketlerimiz, ne zaman doğup ne zaman olduğumuz...


Birbirlerini seven dostlar icin edilen bir du vardır. “Allah sizi Cennette komşu yapsın” denir onlara…


Allah sizi sevdiklerinizle komşu yapsın…


__________________