AbdurrahmÂn bin Avf (r.a) der ki,
-Ben Hz.Omerden acÂiblikler gordum.
Dediler,
-Ne gordun.
Buyurdu ki,
-HayÂtda olsa, ben soylemeğe kÂdir olmazdım. Birisi odur ki, her gece ikimiz şehri dolanırdık. Bir mahalle varırdık.
Omer bana der idi ki,
-Sen burada dur.
Ben de muhÂlefete kÂdir olamayıp, dururdum. Varıp, bir zemÂndan sonra, gelirdi. SuÂl etmeğe de curet edemezdim. VefÂtlarından sonra bir gece o mahalleye varıp, bir ev icine girdim. Bir ihtiyÂr kadın gordum. Kendi kendine acab ne oldu ki, Omer bu gece gelmedi, diyordu.
Ben dedim,
-Ey hÂtun! Omer dunyÂdan gocdu. Kadın bunu işitince, bir Âh cekip, bayıldı. Sonra aklı geri geldi.
Dedi ki;
-Ey Allahım! Bana yardımda bulunan Omeri afv et.
Ona dedim ki,
-Ne yardım ederdi.
-Gunduz vakti uzerimi kirletirdim. Onu dışarı atardı. Kirlenmiş elbisemi yıkardı. Beni temizlerdi. Bana yiyecekden ne nesne gerek ise, getirirdi.
Dedim,
-Ey hÂtun! Ben de Omerin yÂriyim. Eğer o gitdi ise ben sağım. Ben Omerin yapdığı işleri yapayım.
Beni cağırıp, dedi ki,
-Omerin yerini kim tutabilir. Eğer Omerin yÂri isen, bana du eyle, yardım et. Hemen başını yukarı tutup, dedi ki, y ilÂhel Âlemîn! Ben o hastalığı Omerin yardımı ile cekerdim. Omer gitdi. Benim rûhumu kabz eyle ki, ben Omersiz omur istemem.

Bunu dedi, o sÂat duÂsı makbûl olup, dunyÂdan goc etdi. Ben ağladım. Techîz ve tekfînini yapıp, defn eyledim.
__________________