Ebu Yusuf fakir bir aile cocuğu idi. Binbir gucluk icinde tahsiline devam ediyor ve tek teselliyi, hocası İmam-ı A'zam'ın :

-İlim azizdir, sahibini de aziz eder, sozunde buluyordu.

Talebeliği zamanında bir gun hamama gitmişti. Hamamdan cıkarken uzerinde hamamcıya verecek para cıkmadı. Hamamcı butun ısrarlarına rağmen parasız gondermiyordu. Her ne kadar: -Şimdi yanımda yok, bana musaade et sonra getiririm. Ben talebeyim, istersen sana bir ilmi mesele, oğreteyim dediyse de hamamcıya tesir etmedi.


Hamamcı en sonunda ayakkabısını rehin alıp İmam-ı Ebu Yusuf'u yalın ayak gonderdi. Ancak para bulup getirdiği taktirde ayakkabısını alabilecekti. Bu hal İmam'ın cok ağrına gitmişti.:

- Bir hamamcıya bile sozumuz gecmiyor, paran olmazsa rezil olursun diyerek ilim tahsilinden vazgecip para kazanmanın yollarını aramaya başladı. İmam-ı Yusuf'un bu kararı hocasını cok uzmuştu. Ebu Yusuf'u aradı, buldu ve hamamcının parasını vererek ayakkabıyı da aldırdı.

Aradan zaman gecmiş, Ebu Yusuf, hakikaten İmam- Ebu Yusuf olmuştu. Medreselerde talebe okutmakta ve insanlığın bir cok muşkulunu cozmekte idi. Bu arada hamamcının başı derde girmişti. Cunku o:

- Bir kızım olur, onu evlendirirsem paha bicilmeyen bir cehiz hazırlarım, diye vad etmişti. Allah ona bir kız evlad verdi ve duğun zamanı da gelip cattı. Fakat bir turlu va'dini yerine getiremiyor, dunyada paha bicilemeyen bir şey bulamıyordu. Kime derdini actı, hangi ilim adamına danıştı ise derdine kimse care bulamamıştı. Bir gun bir ahbabı:

- Sen git, falan yerde bir alim var, derdini ona anlat. Bu işe bir care bulursa o bulur, dedi. Hamamcı tarif edilen yere gitti, sordu- soruşturdu, o zatın medresede talebe okuttuğunu oğrenip doğru medreseye gitti. Medreseye varıp kapıyı calıp iceri girince Ebu Yusuf hamamcıyı tanıdı ama, hamamcı onu tanımamıştı. Derdini anlatıp kendisini kurtaracak fetvayı vermesini istedi. Ebu Yusuf, hamamcıyı dinledikten sonra:

-Sizin sorunuz cok kolay, yalnız bu talebelere şu kadar yardımda bulunacaksınız, deyince hamamcı derdine care bulunduğu icin sevincten ucuyordu sanki. Hamamcı butun şartları kabul ettikten sonra Ebu Yusuf rahimehullah:

- Kızının cehizine bir Kur'an-ı Kerim al koy. İşte kıymetine paha bicilemeyen tek şey budur, diye fetva verdi. Daha sonra iş kendisini tanıtmaya gelmişti:

- Sen bir zaman hamamına giren bir talebeden, parasının yerine ayakkabısını almıştın. Fakat şimdi hamam parasının bin mislini vermeye razı oldun. Ondan dolayı ben senden talebelere yardım istedim, deyince hamamcı karşısındakinin kim olduğunu anlamıştı. Bu mesle İmam-ı A'zam Hazretlerinin kulağına gitti. Hazreti İmam, talebesinin bu buluşunu cok beğenmişti. "İlim azizdir, sahibini de aziz kılar sozu" ise bir keramet olarak zuhur etmişti.
__________________