Ebû Hafs-ı HaddÂd, Ebû Bekr-i Şiblî'nin evinde kırk gun misÂfir kaldı. Ceşit ceşit yemeklerini yedi. Ayrılıp giderken yanına vardığında;
"Ey Şiblî! Eğer yolun NişÃ‚bur'a uğrarsa, yanıma gel! MisÂfirperverlik nasıl oluyormuş, sana oğretirim." dedi.
Şiblî de; "Ben ne yaptım ki?" deyince;
"Başka ne yapacaksın, kulfete girerek ceşitli yemekler hazırladın, civanmertlikte bu yoktur. MisÂfir gelince oyle davranmalı ki, hizmet ederken uzerine bir ağırlık cokmemeli, gittiği icin de ferahlamamalısın! Kulfete girdiğinde, gelişi ağır gelir, gittiğinde de rahatlarsın. Boyle ev sÂhipliği olmaz." buyurdu.
Bir muddet sonra, İmÂm-ı Şiblî kırk arkadaşıyla berÂber NişÃ‚bur'a geldi. Ebû Hafs-ı HaddÂd'a uğradı. Ebû Hafs-ı HaddÂd o gece kırk bir mum yakmıştı. Şiblî bunları gorunce;
"Bu ne hÂl boyle?" dedi.
Ebû Hafs-ı HaddÂd;
"Ne oldu?" buyurdu.
Şiblî;
"Kulfete girmeyin, demiştiniz. Bu mumlar ne boyle?" dedi.
Ebû Hafs-ı HaddÂd;
"Oyleyse onları sondur." buyurdu.
Şiblî, kalkıp hepsini sondurmeye calıştı, fakat, birini sondurebildi.
Bunun uzerine Ebû Hafs-ı HaddÂd;
"Sizi Allahu teÂl gonderdi. Ben de Allah rızÂsı icin kırk mum yaktım. Birini de kendim icin yaktım. Benim icin olanı sondurdun. Allah rızÂsı icin olanı sonduremedin. Sen ise BağdÂt'ta her yaptığın şeyi benim icin yapmıştın. Seninki kulfet oldu, benimki ise kulfet olmadı." buyurdu.
__________________
Allah Rızası İcin
Dini Bilgiler0 Mesaj
●31 Görüntüleme
-
13-09-2019, 01:19:51