Bir adam hem cok iyi bir musluman olduğunu iddia ediyor, hem de Resulullahın halifeleri olan Hulefa-i Raşidine karşı bile son derece kin ve nefret besliyordu.
Ondaki bu nefret oylesine aklını başından almıştı ki, o buyuk zatlar hakkında iftira dahi edebilecek reddeye gelmişti. Oyle ki Hz. Osman (Radıyallahu anh)'ın haşa "yahudi" olduğunu soyleyecek kadar ileri gitmişti.
Kufe'de yaşayan bu sapık itikatlı adam, bulunduğu muhitin eşrafındandı. Onu bu itikadından dondurebilmek icin her ne kadar ilim adamları, hocalar kendisine gidip bu meseleyi anlatmaya, izah etmeye calıştılarsa da, bir turlu onu ikna etmeye muvaffak olamadılar. Ayetler, Hadisler okumalarına, yığınla deliller gostermelerine rağmen bu kimseyi yanlış itikadından donduremiyorlardı. Adam oyledine inat ve oylesine cahildi ki, laf anlatabilene aşk olsun...
Bir gun buyuk muctehid Imam-ı Azam Hazretlerine bu meseleyi actılar ve bu adamın hakkından ancak kendisinin gelebileceğini soylediler. Imam-ı Azam meseleyi dinledi ve yanlış itikat sahibi olan kimseyi ikna etmeye calışacağını soyledi.
Bu adamın guzel ve dindar bilinen bir kızı vardı. Kız da evlilik cağına gelmişti. Imam-ı Azam o adama haber gondererek, hayırlı bir iş icin filan gunun akşamı ona misafir olacağını bildirdi. Tabi adam bu habere son derece sevindi ve mutlu oldu. Zira kız evlat baba evinde bir emanet değilmiydi? Nihayet gunun birinde bir kısmeti cıkacak ve evden ayrılıp kendine bir yuva kuracaktı. Dolayısıla İmam-ı Azam gibi buyuk bir alimin bu meselede aracı olması bir nevi dunurluk etmesi, elbette bir iftihar vesilesiydi.
Kararlaştırılan gun geldi ve Imam-ı Azam o adamın evine misafir oldu. Yenildi, iciidi konuşulup sohbetler edildi ve konu dondu dolaştı asıl meseleye gelindi. Buyuk İmam konuya girdi ve Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle adamın kızını bir delikanlı icin istedi. Adam imam-ı Azamın aracı olduğu birine kızını vermeye dunden razıydı, lakin bu deli kanlı acaba kimdi, neyin nesiydi? Bunu da usuluyle sordu.
-Ey Imam! Bu hayırlı iş icin sizin gelmeniz ve damat adayına kefil olmanız,kızımı vermem icin yeterli bir sebeptir, lakin "bu delikanlı kimdir, kimlerdendir, huyu suyu nasıldır?" takdir edersiniz ki, bunu bilmek bizim hakkımızdır.
Bunun uzerine imam-ı Azam başladı damat adayının meziyetlerini anlatmaya:
-Bu kimse son derece dindardır. Allah'tan son derece korkar. Oyle bir haya ve edeplidir ki, bu konuda melekler Ona yetişemez. Aynı zamanda Hafız-ı Kuran'dır. Alim, abid, yiğit son derece de zengin ve comerttir.
Imam-ı Azam damat adayının meziyetlerini bu şekilde anlatmaya devam ederken adamın ağzı bir karış acık kaldı. Başına devlet kuşu konuyordu. Boyle birine gozu kapalı herkes kızını verirdi. Lafı daha fazla uzatmak istemedi ve dedi ki:
- Ya Imam! Bu kadar yeter. Daha fazla bir şey anlatmanıza hic gerek yok. Oyle şeyler soylediniz ki, bu saydığınız ozelliklerden bir tanesi bile kızımı o gence vermeme valiahi yeter.
Imamı Azam konuyu istediği yere getirmişti ve sozunun sonuna hemen şunu ilave etti.
-Yalnız tum bunları sayarken, gencin bir kusurunu soylemeyi unuttum.
-Nedir o kusur?
-Kızınızı istediğim delikanlı Yahudidir.
Adam bu cevabı duyunca birden rengi attı. Oylesine hiddetlendi, oylesine gadaplandı ki, ağzından tukurukler sacarak bağırdı:
-Nasılolur Ya Imam!? Benim kızımı bir Yahudi'ye mi istiyorsun ve ona mı layık goruyorsun?!
Bunun uzerine Imam-ı Azam, Hz. Osman (Radıyallahu anh) hakkında ileri geri konuşup "Yahudi" dir diye iftira eden adama, şu muthiş cevabı verdi:
-Bre adam! Sen bir kızını Yahudi'ye veremiyorsun da, Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Selleml'in, iki kızını birden Yahudi'ye verdiğini nasıl iddia edebiliyorsun?
Imam-ı Azam'ın bu sozu uzerine adamın aklı başına geldi ve ne buyuk bir hata yaptığının farkına vardı. Evvelce soylediği o cahilane sozler icin cok mahcup oldu. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Selleml'in iki kızıyla da nikahlanma şerefine nail olup, "Osman-ı Zinnureyn" (iki nur sahibi) lakabını alan Hz. Osman (Radıyallahu anh) hakkında yapmış olduğu cirkin iftiralardan oturu derhal tovbe etti. Artık bundan boyle aleyhinde tek bir soz soylemediği gibi Hz. Osman (Radıyallahu anh)ı hem ovdu, hem de cok sevdi.
Kasr-ı Arifan
__________________
İmam-ı Azam'ın İkna Kabiliyeti
Dini Bilgiler0 Mesaj
●33 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- İmam-ı Azam'ın İkna Kabiliyeti
-
13-09-2019, 01:18:40