Mevlevi calgıları nelerdir
Mevlevi calgıları hakkında bilgi
Mevlevi Calgıları
Rebab
Mevlevi ayinlerinin değişmez calgılarından birisidir.
Yayla calınır ve kabak kemaneye benzer.
Turklerin kullandığı en eski yaylı sazlardandır.
Govdesi Hindistan cevizinden yapılır.
Cevizin uzerine deri gerilir.
Uc tellidir, at kuyruğundan yapılan telden calınır.
Asya kokenlidir.
Hz. MevlÂna'nın da rebab caldığı rivayet edilir.
Ortaya cıkışından beri yedi değişik şekilde gorulmektedir.
1.Dikdortgen Rebab
2.Yuvarlak Rebab
3.Armud Şekilli
4.Beyzi (kayığa benzer govdeli) Rebab
5.Yarım kure Şeklinde Rebab
6.Tambur Rebab
7. Acık Tekneli Rebab
Ney
Gunumuzde ney, Turk sazı olarak anılmaktadır ve tasavvuf muziğinin bir sembolu haline gelmiştir.
Bir muzik aleti icin kullanılan calmak yerine, Ney icin uflemek tabiri kullanılır.
Burada uflemenin mecazi bir anlamı vardır.
Kaynağını İslam'da Allah'ın insanı yaratırken ruhu uflemiş olmasından alır.
İslam geleneğinde neyin doğuşu ile ilgili bir cok rivayet vardır.
Bunların en meşhuru şoyledir:
Peygamberimiz ilahi aşk sırrını Hz.Ali'ye soylemiş.
Bu sırrın yuku altında ezilen Hz.Ali gidip Medine dışında kor bir kuyuya bu sırrı anlatmış.
Kor kuyu bu sır ile coşup kopurmuş ve taşmış.
Su her yeri kaplayınca kenarlarında kamışlar yetişmiş.
Oralardaki bir coban bu kamışlardan birini kesip muhtelif yerlerinden delmiş ve uflemeye başlamış.
Cıkan ses kalplere coşku ve heyecan verip ilahi sırrı anlatır olmuş.
Peygamberimiz tesadufen bu cobanın ney sesini işitince bu durumu anlamış.
O gunden sonra ney,bir ilham kaynağı olmuştur.
Bugunku manada neye ruhunu veren Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleridir.
Turk olsun ,Acem olsun; musiki aşıkların ortak gıdasıdır. goruşundeki Mevlana, Mesnevisinin ilk on sekiz beyitini de bu cazibeli calgıya ayırmıştır.
Ona gore ney ayin sırasında donmekte olan ama gercekte batıni bir iklimde seyahatte bulunan semazenlerin kılavuzudur.
Cıkardığı tılsımlı ses ile ruhları cezbeder.
Kudum
Yarım kure biciminde bir cift kucuk davuldan oluşan ve din muziğinin onemli calgılarından kudum, dindışı ve mehter muziğinde nakkare adıyla anılıyordu.
Tambur, kemence, kanun gibi calgılarla zenginleştirilmeden once Mevlevî muziğinin dort temel calgısından biri (diğerleri ney, rebap ve halile) olan kudumun, capları yaklaşık 28-30 cm civarındaki davulları, dovme bakırdan yapılmış olup biri buyuk diğeri kucuk iki tasa benzer.
Yuksekliği ise yaklaşık 16 cm. olan taslar, dibe doğru daralırlar.
Buyuğunun ağzına iki, kucuğunun ağzına bir milim kalınlığında deri gerilir.
Tiz ses veren davul (tek) sola, oburu (dum) sağa konur.
Daha ince bir derinin gerildiği (tek), boyut olarak da (dum)den biraz kucuktur.
Devrilip sallanmalarını onlemek icin, simit denen, ici pamuk doldurulmuş bir cift meşin halka ustune oturtulan davullar, zahme denilen bir cift ahşap cubukla calınır.
Kudumun bakır govdesi, metalik tınıyı gidermek amacıyla coğunlukla dıştan meşinle kaplanır.
Tanbur
Yuvarlak bir tekneye, uzun bir sapın eklenmesiyle oluşan, tahta, perdeli ve mızrap ile calınan 8 telli bir enstrumandır.
Sazı icra edenlere tanburi denir.
Tanburun perdeleri, bağırsak veya olta misinasından, mızrabı ise kaplumbağa kabuğundan (bağa) elde edilir
Tanburda dordu sarı ve dordu de celik olmak uzere sekiz tel bulunmaktadır.
Tanburun tınısından ve ahenginden daha fazla yararlanabilmek icin birinci cift tel yegah sabit olarak kalmak uzere diğer teller icra edilen makamın ozelliklerine gore değişik seslere akortlanır.
Bu yuzden tanburun akordu sabit değildir denilebilir.
Kanun
Toplam tel sayısı icracının tercihine gore 72, 75 veya 78 olarak değişir.
Uzerinde gerili bulunan teller ucer ucer akord edildiğinden 24(72 telden), 25(75 telden) veya 26(78 telden) ses elde edilir.
Teller icin eskiden kiriş kullanılırken bugun misinadan yararlanılmaktadır.
İcra edilen eserde kullanılan arızaları (bemol ve diyezler) icin govde ile tellerin arasına, teli geren mandal ismi verilen dokme mekanizmalar cakılır.
Bu sistem 19 yuzyılın ikinci yarısında icat edilmiştir.
Bu tarihten once, kanun icracıları teli parmak darbeleri ile gererek istedikleri sesi elde etmeye calışıyorlardı.
Kanun icracıları kanunu calmak icin, ellerinin işaret parmaklarına yuksuk adı verilen metal halkalar takar ve yuksuk ile parmaklarının arasına bağdan yapılan mızraplar sıkıştırırlar.
Sazı icra edenlere Kanuni adı verilir.
Ud-kopuz
Onbir telli, mızrapla calınan bir enstrumandır.
Kısa saplı ve geniş govdelidir.
Asya kokenlidir.
Daha kucuk govdeli ve uzeri deri kaplı olanına Kopuz denir
Tekne (govde), goğus (kapak), sap, burguluk ve teller olmak uzere beş bolumden oluşur.
mazhar-bendir
Tahta kasnağa deri gerilerek yapılır.
Elle vurularak calınır.
Klasik Turk Musikisinde ve ozellikle Mevlevi zikr musikisinde defadıyla bilinen vurmalı calgıdır.
Mağrip Arapcasından (Fas-Cezayir) alınan bendir adı Turkiye'de 1980'lerden sonra yaygın hale gelmiştir.
Genellikle 40 ila 55 cm capında daire şeklindeki bir kasnağa deri germek suretiyle imal edilen bendirin belirgin bir ozelliği, rezonans sağlamak amacıyla ic tarafına gerilen iplerdir.
Standart capı 52 cm'dir.
halile-zil
İki buyuk zilden yapılır.
Ritim icin kullanılır.
kabak kemane (gıcek, kemence)
Govdesi su kabağından veya oyma ağactan yapılır, uzerine deri gerilir.
Kısa saplı , uc veya dort tellidir.
Yayla calınır.
Kemencenin uc telinden ikisi (Rast ve Neva) bağırsaktan, ustteki ilk telse (Yegah) gumuş sargılıdır.
Ust ve alt tel 25.5-26, orta tel 29.2-29.5 cm uzunluğunda; ust tel 0.8, orta tel 1.5, alt tel 1 mm kalınlığındadır.
Saz ortalama 60 cm uzunluğunda, esnemeye dayanıklı yılan, abanoz vb. sert ağaclardan yapılmış, avuc ici yukarıya bakacak şekilde tutulan bir yayla calınır.
Tellere surtulen 150-200 civarındaki at kılına, kaymasın diye -keman yayındaki gibi- recine surulur.
Yayın sapa yakın 10 cm.lik deri kaplı kısmına sokulan orta parmak (gerekirse yuzuk parmağı) vasıtasıyla at kılı gerdirilir.
Yayın burnu ise at kuyruğu gibi bir sus puskuluyle bitirilir.
Doğudan batıya gectiği kesin olan yaya at kılı takma adetinin, şaman kopuzunda, tuğ adlı en eski ritm sopasında ve rebabda da gorulduğu uzere, Turklerde ata verilen kutsal değerden kaynaklandığı acıktır.
Alıntı